Bunlar değil, MEDYA kaybediyor…
Atılgan Bayar gazeteciliği ile İsmail Küçükkaya yöneticiliği cerahat gibi gelip o yaranın içine çöreklenmiştir…
ADNAN BERK OKAN
Atılgan Bayar, AKŞAM’a dönmüş…
Nasıl dönmüş, neden dönmüş, kim döndürmüş bilemeyiz ama dönmüş işte…
Hem de “Kovuldum” diye yazdıktan sonra dönmüş…
Oysa kovulmadığını, “Uzun yazıyorsun, üçüncü sayfada yazma, 13. sayfada yaz” teklifini kabul etmediği için ayrıldığını açıklamıştı daha sonra…
Hangisi doğru biz de şaşırdık…
Bakın ne yazmıştı Atılgan Bayar AKŞAM’dan ayrılmadan önce:
Ustam Ufuk Güldemir, 'gazeteci kovulur,' derdi.
Hakikaten öyle oldu.
22 yaşımdayken yalnızca büyük gazetelerin yayın yönetmenlerine ve iki usta gazeteciye röportaj veren Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile röportaj yapacağımı söyledim.
'Sana röportaj vermez,' dediler.
O röportaj yayınlandı; ben Aktüel'den kovuldum.
Habertürk'te son yazımın başlığı 'Emin Çölaşan kovulacak,' idi.
Yazım yayınlanmadı. Emin Çölaşan daha Hürriyet'ten kovulmadan, ben Habertürk'ten kovuldum.
Skyturk'de 'Asker darbe yapmayacak, aksine darbeye direnecek,' analizlerini yazdım.
Kovuldum.
Geçen hafta, takip etmişsinizdir; Başbakanlık davet etti, resmi heyetle Pakistan ve İran gezilerine katıldım.
İran'da enerji alanında kimlerin, hangi yatırımları, ne zaman yapacağını; oğluyla konuşup Pakistan başbakanının ailesinin Kadirimeşrep olduğunu ve Obama'nın İran'ı bir…
Atılgan Bayar’ın yazısının bundan sonrasına ulaşamıyoruz çünkü kaldırılmış…
Ama yazısının devamında AKŞAM’dan da, Başbakan’la çıktığı Pakistan ve İran gezisi sonrasında kovulduğunu anlatıyor…
Biz ise şunu anlayamıyoruz…
İsmail Küçükkaya, AKŞAM’da ipleri elinden kaçırdı mı?..
Yoksa pazarlıktan Atılgan Bayar mı galip çıktı?..
Eğer öyle ise Küçükkaya bundan sonra o gazeteyi ve köşe yazarlarını nasıl yönetebilecek?..
Ya toplu halde gelirler ve “Atılgan Bayar’a ne verdiyseniz biz de aynısını isteriz aksi halde yazmayız” derlerse ne yapacak?..
Çünkü şu anda (üç köşe yazarını kaybettikten sonra) “topal ördek” gibidir…
Ya da “hasta tavuk” gibi…
En zayıf, en kolay yakalanacak haldedir yani…
Peki…
Küçükkaya, “taviz, tavizin mayasıdır” kuramını bilemeyecek kadar yöneticilik ve liderlik yeteneğinden yoksun mudur?..
Öyle ya da böyle…
Bilinsin ki ne İsmail Küçükkaya kaybetmiştir, ne de Atılgan Bayar kazanmıştır…
Ama…
Medya denilen Yüce Kurum, bir kez daha yara almıştır…
Hem de kapatılması mümkün olmayan bir yara…
Atılgan Bayar gazeteciliği ise cerahat gibi gelip o yaranın içine çöreklenmiştir…