Bülent Ersoy'dan Kürt sorununda müzakare çağrısı!
Habertürk 'e bir röportaj veren Bülent Ersoy “Çözüm diyorum. Oslo da olur Rusya da olur, uzay da olur. Çözüm olsun da nerede olursa olsun” dedi.
GAZETECİLER.COM
Habertürk muhabiri Sorel Dağıstanlı'ya konuşan ünlü sanatçı Bülent Ersoy'dan Kürt sorununa dair çarpıcı açıklamalar geldi. Sorunun çözümünde müzakere yapılması gerektiği yönündeki çıkışıyla dikkat çeken Ersoy "çözüm için Oslo'ya da gidilir, Bursa'ya da gidilir, uzaya da gidilir. Mühim olan netice" dedi.
Habertürk ekranlarında yayınlanan röportajda tartışma konusu olacak çıkışlar yapan Bülent Ersoy, 12 Eylül darbesi, Oslo süreci, Turgut Özal'ın ölümünün ardındaki sır perdesine dek uzanan tartışmalı konularda ilginç açıklamalar yaptı. Dağıstanlı'nın sorularını yanıtlayan Ersoy, Kürt sorunu için müzakare çağrısı yaptı.
BENİ EN ÇOK HAKSIZLIK YARALADI
Sizi en çok ne yaraladı?
Beni en çok haksızlık yaraladı. Bir insanın neye karşılık suçlandığı, neye karşılık yasaklandığının belli olmaması ve kanunlarda bu yasaklamanın açılımının olmayışı çok zordu. Biri çıkıyor ( Kenan Evren ) oturduğu yerden yasaklansın diyor, sevimsiz diyor. Sevimsiz olabilirim tabiat olarak haklısınız ama ben çok iyi okuyorum, çok biliyorum. Bir tanesi mezarda (Zeki Müren) bir ben kaldım. Ben de onun yanına gideceğim. Fasılda bir sandalye boşmuş. Zeki Bey beni çağırıyor. Ben de gideceğim yanındaki sandalyeye oturacağım ve kürdilihicazkâr faslı yapacaz. Son derece üzücüydü 8 sene. Ben merhum Turgut Özal sayesinde, mekânı cennet olsun, sahneye döndüğümde; yasaklandığım yıl doğan cocuklar 8 yaşındaydı. Ama ben sahneye çıktığımda o çocuklar, ‘Bu Bülent Ersoy’ dediler. Bu çok önemliydi. Geçenlerde bir profesör dedi ki: “Siz itibarınızı hiç kaybetmediniz, sadece yapılan yanlışlıklar düzeltildi.’’
AK PARTİ'YE OY VERDİM
O kadar yasaklardan, darbelerden, darbeleri yapanlar da dahil güçlü çıkan tek kişi siz oldunuz. Bugün Kenan Evren yargılanıyor. Referandumda gördük ki halk desteği yok. Oysa size destek hiç azalmadı. Neden?
Sevilen, hürmet edilen, yeri doldurulamayacak nitelikteki ustalığa sahip bir sanatkâr olarak değil de bir insan olarak bile alsak, yapılan çok yanlıştı. O ressam (Kenan Evren) kendi kendine oturduğu yerden böyle bir karar verdi. Sen bu kararı neye istinaden verdin ressam? Ben kime ne yaptım?
Ben hesabımı Allah’a vereceğim, sana (Kenan Evren) ve sen gibilere değil. AK Parti ’ye verdim oyumu. Neden? Çünkü benim hesabımı soracaktı ona. Zaten bu soruşturmanın açılması, yaş haddinden bir şeylerin geri çekilmesi gibi hususlar dahi o koskoca kendini imparator zanneden kişinin üzerinde uygulanan çok önemli bir durumdur. Onun hesaba çekilecek olması ama oturduğu yerde ifade versin denilmesi bile ondan çok şey götürdü. Yalnız ben değil benim gibi hakkı yenen herkesin gönlü oldu. Ölsem asla hakkımı helal etmem. Ama ölse üzülürüm, çünkü o insan. Ölmemeli yaşasın. Nefes aldığı müddetçe yaptığı yanlışın acısını çeksin. Çok büyük yanlış yaptı.
ÖLÜM YERİNE ÇÖZÜM DEDİM BENİ İDAM EDECEKLERDİ
‘Oğlum olsa askere göndermem’ demiştiniz. Her gün şehit haberleri geliyor. Sanatçı bakışıyla sizce çözüm nedir?
Ne oldu? Soruyorum ne oldu? Beni idam edeceklerdi. Keşke etselerdi. Eğer bir Bülent Ersoy’un ölmesiyle çözülecekse, Türkiye Cumhuriyeti ’nin huzurlu ortamı için feda olsun. Ama nerede. Ben ne dedim. Savaş yok, barış var. Ölüm yerine çözüm. Yanlış mı söyledim.
OSLO DA OLUR RUSYA DA OLUR UZAY DA OLUR
Çözüm nedir, ne olmalı?
Onu bilemem ben sanatçıyım, haddimi aşamam. Ben notaları okurum. Haddimi aşıp devlet ile ilgili bir fikir beyanında bulunamam. Vergisini veren, Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilinde doğmuş büyümüş, yetişmiş bir kişi olarak halktan biri olarak fikrim ölüm yerine çözüm.
Oslo görüşmelerine ne diyorsunuz, masaya oturalım mı?
Çözüm diyorum. Oslo’da olur Rusya’da olur, uzayda olur. Çözüm olsun da nerede olursa olsun. Eğer çözüm olacaksa Oslo’da da olur, İzmir ’de de, Bursa’da da önemli olan netice. İsterse uzayda olsun.
NEŞER ERTAŞ ESERLERİ İLE YAŞAYACAK
Neşet Ertaş hayatını kaybetti, onun ardından neler söyleyeceksiniz?
Riyasız, laf olsun diye değil inanınız sözler aciz kalıyor. Çok önemli, çok büyük bir ustaydı. O ustanın gökyüzündeki bir yıldızın kaydığı gibi Hak Tealânın yanına ulaşması tabi ki her Müslüman’ın, her kişinin arzusudur. Yüce Allah-u Teala onu yanına istemiş. Biz artık cismen kendisi ile birlikte olamayacağımız için çok üzüldük ama Allah’ın sevdiği kuluymuş, onu yanına aldı. Halk müziğinin çok kıymetli büyük bir ustası, ozanıydı. Eserleri ile yaşayacak.
TURGUT ÖZAL ECELİYLE ÖLMEDİ
Özal’ın mezarı açılacak. Zehirlenerek öldürüldüğü iddiaları var. Siz çok severdiniz. Neler söyleyeceksiniz?
Benim aile ile yakın ilişkilerim var. Sevgili ablam (Semra Özal) ile özel konuşmalarımızı burada açmak bana düşmez, kendileri bilir. Çok yürekliydi, çok aydındı Turgut Özal. O eceliyle ölmedi. Bunu Bülent Ersoy olarak söylüyorum. İster kızsınlar ister kahretsinler, isterse karalasınlar ama o eceliyle ölmedi. Ben tabiat itibarıyla konuşulanları ya da beni yakın görüp yanımda konuşanların sözlerini dile getirecek yapıya sahip değilim. Çeşitli şeyler konuşulmuş olabilir ya da olmayabilir ama durum ne olursa olsun ben dile getiremem. O açıklama ablamın üzerine vazifedir.
Habertürk muhabiri Sorel Dağıstanlı'ya konuşan ünlü sanatçı Bülent Ersoy'dan Kürt sorununa dair çarpıcı açıklamalar geldi. Sorunun çözümünde müzakere yapılması gerektiği yönündeki çıkışıyla dikkat çeken Ersoy "çözüm için Oslo'ya da gidilir, Bursa'ya da gidilir, uzaya da gidilir. Mühim olan netice" dedi.
Habertürk ekranlarında yayınlanan röportajda tartışma konusu olacak çıkışlar yapan Bülent Ersoy, 12 Eylül darbesi, Oslo süreci, Turgut Özal'ın ölümünün ardındaki sır perdesine dek uzanan tartışmalı konularda ilginç açıklamalar yaptı. Dağıstanlı'nın sorularını yanıtlayan Ersoy, Kürt sorunu için müzakare çağrısı yaptı.
BENİ EN ÇOK HAKSIZLIK YARALADI
Sizi en çok ne yaraladı?
Beni en çok haksızlık yaraladı. Bir insanın neye karşılık suçlandığı, neye karşılık yasaklandığının belli olmaması ve kanunlarda bu yasaklamanın açılımının olmayışı çok zordu. Biri çıkıyor ( Kenan Evren ) oturduğu yerden yasaklansın diyor, sevimsiz diyor. Sevimsiz olabilirim tabiat olarak haklısınız ama ben çok iyi okuyorum, çok biliyorum. Bir tanesi mezarda (Zeki Müren) bir ben kaldım. Ben de onun yanına gideceğim. Fasılda bir sandalye boşmuş. Zeki Bey beni çağırıyor. Ben de gideceğim yanındaki sandalyeye oturacağım ve kürdilihicazkâr faslı yapacaz. Son derece üzücüydü 8 sene. Ben merhum Turgut Özal sayesinde, mekânı cennet olsun, sahneye döndüğümde; yasaklandığım yıl doğan cocuklar 8 yaşındaydı. Ama ben sahneye çıktığımda o çocuklar, ‘Bu Bülent Ersoy’ dediler. Bu çok önemliydi. Geçenlerde bir profesör dedi ki: “Siz itibarınızı hiç kaybetmediniz, sadece yapılan yanlışlıklar düzeltildi.’’
AK PARTİ'YE OY VERDİM
O kadar yasaklardan, darbelerden, darbeleri yapanlar da dahil güçlü çıkan tek kişi siz oldunuz. Bugün Kenan Evren yargılanıyor. Referandumda gördük ki halk desteği yok. Oysa size destek hiç azalmadı. Neden?
Sevilen, hürmet edilen, yeri doldurulamayacak nitelikteki ustalığa sahip bir sanatkâr olarak değil de bir insan olarak bile alsak, yapılan çok yanlıştı. O ressam (Kenan Evren) kendi kendine oturduğu yerden böyle bir karar verdi. Sen bu kararı neye istinaden verdin ressam? Ben kime ne yaptım?
Ben hesabımı Allah’a vereceğim, sana (Kenan Evren) ve sen gibilere değil. AK Parti ’ye verdim oyumu. Neden? Çünkü benim hesabımı soracaktı ona. Zaten bu soruşturmanın açılması, yaş haddinden bir şeylerin geri çekilmesi gibi hususlar dahi o koskoca kendini imparator zanneden kişinin üzerinde uygulanan çok önemli bir durumdur. Onun hesaba çekilecek olması ama oturduğu yerde ifade versin denilmesi bile ondan çok şey götürdü. Yalnız ben değil benim gibi hakkı yenen herkesin gönlü oldu. Ölsem asla hakkımı helal etmem. Ama ölse üzülürüm, çünkü o insan. Ölmemeli yaşasın. Nefes aldığı müddetçe yaptığı yanlışın acısını çeksin. Çok büyük yanlış yaptı.
ÖLÜM YERİNE ÇÖZÜM DEDİM BENİ İDAM EDECEKLERDİ
‘Oğlum olsa askere göndermem’ demiştiniz. Her gün şehit haberleri geliyor. Sanatçı bakışıyla sizce çözüm nedir?
Ne oldu? Soruyorum ne oldu? Beni idam edeceklerdi. Keşke etselerdi. Eğer bir Bülent Ersoy’un ölmesiyle çözülecekse, Türkiye Cumhuriyeti ’nin huzurlu ortamı için feda olsun. Ama nerede. Ben ne dedim. Savaş yok, barış var. Ölüm yerine çözüm. Yanlış mı söyledim.
OSLO DA OLUR RUSYA DA OLUR UZAY DA OLUR
Çözüm nedir, ne olmalı?
Onu bilemem ben sanatçıyım, haddimi aşamam. Ben notaları okurum. Haddimi aşıp devlet ile ilgili bir fikir beyanında bulunamam. Vergisini veren, Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilinde doğmuş büyümüş, yetişmiş bir kişi olarak halktan biri olarak fikrim ölüm yerine çözüm.
Oslo görüşmelerine ne diyorsunuz, masaya oturalım mı?
Çözüm diyorum. Oslo’da olur Rusya’da olur, uzayda olur. Çözüm olsun da nerede olursa olsun. Eğer çözüm olacaksa Oslo’da da olur, İzmir ’de de, Bursa’da da önemli olan netice. İsterse uzayda olsun.
NEŞER ERTAŞ ESERLERİ İLE YAŞAYACAK
Neşet Ertaş hayatını kaybetti, onun ardından neler söyleyeceksiniz?
Riyasız, laf olsun diye değil inanınız sözler aciz kalıyor. Çok önemli, çok büyük bir ustaydı. O ustanın gökyüzündeki bir yıldızın kaydığı gibi Hak Tealânın yanına ulaşması tabi ki her Müslüman’ın, her kişinin arzusudur. Yüce Allah-u Teala onu yanına istemiş. Biz artık cismen kendisi ile birlikte olamayacağımız için çok üzüldük ama Allah’ın sevdiği kuluymuş, onu yanına aldı. Halk müziğinin çok kıymetli büyük bir ustası, ozanıydı. Eserleri ile yaşayacak.
TURGUT ÖZAL ECELİYLE ÖLMEDİ
Özal’ın mezarı açılacak. Zehirlenerek öldürüldüğü iddiaları var. Siz çok severdiniz. Neler söyleyeceksiniz?
Benim aile ile yakın ilişkilerim var. Sevgili ablam (Semra Özal) ile özel konuşmalarımızı burada açmak bana düşmez, kendileri bilir. Çok yürekliydi, çok aydındı Turgut Özal. O eceliyle ölmedi. Bunu Bülent Ersoy olarak söylüyorum. İster kızsınlar ister kahretsinler, isterse karalasınlar ama o eceliyle ölmedi. Ben tabiat itibarıyla konuşulanları ya da beni yakın görüp yanımda konuşanların sözlerini dile getirecek yapıya sahip değilim. Çeşitli şeyler konuşulmuş olabilir ya da olmayabilir ama durum ne olursa olsun ben dile getiremem. O açıklama ablamın üzerine vazifedir.