RÖPORTAJ

Bulaç <font color='#FF0000'>işkenceden kurtardığı hamile kadın</font>ı anlattı

'Abi, ben bir ihtimalle düşük yapıyorum, kanamam var' dedi. Suçun ne? dedim, 'Benim beyim solcuymuş onu arıyorlar, sen yerini biliyorsun diye bana işkence yapıyorlar'.

Bulaç <font color='#FF0000'>işkenceden kurtardığı hamile kadın</font>ı anlattı
GAZETECİLER.COM - Kamuoyunun fikirleriyle yakından tanıdığı Ali Bulaç da birçok aydın gibi bir 12 Eylül darbesi mağduru. Darbe sürecinde hapishanede maruz kaldığı işkenceyi ve o günün şartlarını ilk kez Cihan Medya Haber Dergisi'ne anlatan Ali Bulaç, askeri müdahale yüzünden tarifsiz sıkıntılar çektiğini söylüyor. Tutuklu iken yapılan işkenceler kadar, tahliye olduktan sonra da 12 Eylül zulmünü yaşamaya devam ettiğini belirten Bulaç, bizzat yaşadığı şu acı hatırayı paylaşıyor:

HIRSIZLIK OLSA POLİS SENİ ALIP GÖTÜRÜYOR

"Şehremini'de bir soygun olmuş veya hırsızlık olmuş, geliyor seni gece saat 2'de alıp götürüyorlar. Bir kadına evine hırsız girmiş, diziyor seni, diyor ki; bunlardan hangisi? Kadın bir benzetirse yandın, bir zaman da böyle sürdü."

Tutuklanmasına gerekçe olarak, 'Mustafa Kemal aleyhinde kitap yazmak, İngiliz kölesi Mustafa Kemal yazıp bunu yayınlamak' gibi bir suçlamanın gösterildiğini ancak, ne öyle bir kitap yayınladığını ne de böyle bir söylemlerinin olduğunu ifade eden Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç, tutuklandıktan sonra sırasıyla Gayrettepe Emniyet, Selimiye Kışlası ve Kartal-Maltepe Cezaevi'nde kalıyor. Selimiye'de Tarık Akan'ın çıktığı hücreye konulmak gibi bir hatırası da var.

İŞKENCEHANE'DE 60 REKAT NAMAZ

Gayrettepe Emniyet'te geçirdiği günlerden bir hatırasının hala yüreğini sızlattığını aktaran Bulaç, olayı şöyle özetliyor:

"Kemikkıran adında bir polis vardı, ülkücü. Sıra ondaydı, elinde bir sopa, tuvaletten gelenleri kovalıyor. Artık kime ne isabet ederse, suçu filan yok. Ben çıktım, kollarımı sıvadım, abdest alacağım dedim. 'Sen bir kenara çekil' filan dedi. Diğerlerini kovaladı, kapıyı kapattı... Sonra, 'Bak' dedi, 'Şu şeyin arkasına geç, orada karanlık loş bir yer var, hücrelerin arkasında, orada bisküvi kutuları var, git kıl'.

Ben, 60 rekat kıldığımı zannediyorum, kaza-maza. Sonra bir inilti duydum, tabi aradan biraz zaman geçicince karanlıkta nesneleri seçiyorsun. Bir baktım genç bir kadın, duvarın dibinde ağlıyor ve ızdırap çekiyor.

KEMİKKIRAN'A "SEN MÜSLÜMANSIN" DEDİM

'Ne oldu bacım', dedim, 'Abi, ben bir ihtimalle düşük yapıyorum, kanamam var' dedi. Suçun ne? dedim, 'Benim beyim solcuymuş onu arıyorlar, sen yerini biliyorsun diye bana işkence yapıyorlar'. Ben hemen gittim Kemikkıran'a, bunu al dedim. Bilmem ne komünistin şeyi filan gibi çok ağır hakaretler etti.

Dedim, 'bak sen Müslümansın, ya orda başka bir can var, iki candır, hem kendisinin suçu yok, beyinden dolayı getirmişsiniz. İkincisi bebeği var, düşük yapıyor.' O an durdu tabi dini şey olunca, 'Ne diyorsun hoca?' dedi. 'Bunu al dedim, aldır oradan'. 'Peki, hoca' dedi, telefon açtı, alıp götürdüler, sonra ne oldu bilmiyorum. 7 aylık hamileydi kadın, dediğine göre. O böyle çok şey yaptı beni, etkiledi."


ÇOK OKUNANLAR