TV HABER

'Bugüne kadar şansımız yaver gitti!'

Gazeteci Mete Çubukçu, bugüne kadar savaş, ayaklanma gibi olayların yaşandığı bölgelerde hep şansının yaver gittiğini anlattı.

'Bugüne kadar şansımız yaver gitti!'
GAZETECİLER.COM (ÖZEL HABER) NTV'de Sedat Küçükay'ın sunduğu Hafta Sonu programının konuğu gazeteci yazar Mete Çubukçu'ydu. Çubukçu, programda Arap dünyasını sarsan ayaklanmaları konu ettiği son kitabı Yıkılsın Bu Düzen'i ve zor koşullarda gazetecilik yapmayı anlattı.

İşte Sedar Küçükay'ın soruları ve Mete Çubukçu'nun antattıklarından bir bölüm:

KORKMADAN GAZETECİLİK OLMAZ

Sedat Küçükay:
Gazeteciler için kötü olaylar haberdir dedin ama işin bir de tehlikeli bir yanı var. Sağında solunda bombalar patlıyor, siz gazeteciler olarak bir oteldesiniz, o otelin güvenliği söz konusu değil... Korkmuyor musun?

Mete Çubukçu: Tabi ki insan korkuyor.

Sedat Küçükay: Nasıl bir duygu...

Mete Çubukçu: Korkup, heyecenlanıyoruz.Çünkü korkmadan bu iş olmaz. Robotlaşırsanız gazetecilik açısından da tehlikeli. Olayları görmemeye başlarsınız. Bu sizin hayatınızı da riske eder. Tabii ki her zaman tehlike var. Her zaman risk var. Ama risk olmadan haber olmaz. Önemli olan, bunun ölçüsünü ayarlayabilmek. Hangi haber için hangi risk alınırı belirleyebilmek. Bazen, çizginin öte yanına geçebiliyorsunuz. İyi haberi alayım diye. Bazen başarıyorsunuz. Bazen alamadan dönüyorsunuz. Bazen malesef şansınız yardım etmiyor. Hayatını kaybeden bir sürü gazeteci de oldu. Tabi şansla da ilgili. Ama tecrübe, bilgi, o bilginin getirdiği riski göğüsleme performansı... Bunları hepsi birlikte olan şeyler. Ama keyifli...

SAVAŞIN GERÇEK YÜZÜNÜ ORADA GÖRÜYORSUNUZ

Sedat Küçükay:
Adrenali bol...

Mete Çubukçu: Adrenali bol. Tabii ki şov kısmı olarak değil ama orada gerçekten hayatı, insanları, savaşın ne olup ne olmadığını... Çünkü takip ederiz, bazen böyle 'Hadi savaşalım' şeyi artar insanlarda belli dönemlerde. Ama bu iş o kadar kolay bir iş değil. Savaş kötü bir şey ben buna birebir şahit oldum bir çok yerde. Bunun acısı çok fazla. Mecbur kalmadıkça yapılacak bir şey değil.

Sedat Küçükay: Peki ailen ne hissediyor? Eşin, çocukların? Alıştılar mı bu duruma?

AİLEMDEN ÇALDIĞIM ZAMAN İÇİN ÖZÜR DİLERİM

Mete Çubukçu:
Çocuklarım Rana, Mina ve Ege... Ege büyüdü. Onun küçüklüğünde bir 10 yıl geçmişti, o çok fazla farkında değildi. Şimdi Rana ve Mina yavaş yavaş farkına varıyor. Belki izliyorlarsa... Ben kitabımı onlara ithaf ettim. Rana, Mina, Ege ve eşim Sevgi. Onlardan çaldığım zaman için özür dilerim. Ama bu da babalarından bir hatıra.

Sedat Küçükay: Çok güzel bir şey çıkıyor ama onlardan çaldığınız zamanla...

BU GÜNE KADAR ŞANSIMIZ YAVER GİTTİ

Mete Çubukçu:
Tabii ki. Bunları hep düşünüyorsunuz. Orada özellikle çok sıkıştığınız, çok çaresiz kaldığnız zamanlarada bu hayatın bir kısmı hep gözünüzün önünden bir film şeridi gibi geçer. Benim çok olmuştur mesela. Buradan çıkamayacağız her halde diye. Bu bilinçli bir şey değil. Ama şimdiye kadar da çıktık, şansımızda yaver gitti.