MEDYA KÖŞESİ

Bu yazıyı neden bir Galatasaraylı yazdı?

Fenerbahçe ve Gülen cemaatinin birlikte anıldığı bir yazı neden ancak aylar sonra çıkıyor ve bunu da neden deklare bir Galatasaraylı kaleme alıyor?

Bu yazıyı neden bir Galatasaraylı yazdı?
GAZETECİLER.COM - Dün köşesinde "Gülen Cemaati Fenerbahçe'yi ele geçirecek mi?" sorusuna yanıt arayan Ruşen Çakır, bugün ise hem o yazıyı neden yazdığını açıkladı hem de Medyanın Fenerbahçe ve Gülen Cemaati konusuna neden değinmediğini yorumladı.

Medyamızın durumu başlığı altında yazan Çakır 4 saptama yaptı ve ardından medyanın "dokunmaktan korkutuğunu" ileri sürdü. Çakır herkesi de bu sorular etrafından tartışmaya çağırdı.

İşte Çakır'ın yazısından çarpıcı bir bölüm:

MEDYADA FENERBAHÇE AĞIRLIĞI VAR

1) Futbol ve Fenerbahçe medyamızın haklı olarak en vazgeçilmez konuları arasındadır;

2) Sadece spor (futbol) sayfaları ve programlarında değil medyanın genelinde bariz bir Fenerbahçe egemenliği söz konusudur;

3) Medyadaki Fenerbahçe taraftarlarının ezici bir çoğunluğu, şike olayında hükümet ama daha çok Gülen cemaati bağlantısı olduğuna sahiden inanmaktadır;

4) Aradan nerdeyse bir yıl geçmesine rağmen, bir-iki istisna dışında, ki onlar da Gülen cemaatinin adını açıkça anmaktan kaçındılar, medyada şike davası-Gülen cemaati ilişkisi üzerine dişe dokunur bir yayın yapılmamıştır.

DOKUNMAKTAN KORKANLAR VAR

Bütün bu olguları sıraladıktan sonra dünkü "Fenerbahçe ve Fethullah Gülen cemaati" yazıma hemen hepsi Fenerbahçeli olan okurlardan gelen bazı tepki ve eleştirilere değinmek istiyorum. Yazının gördüğü geniş ilgi özellikle Fenerbahçelilerin bu konuda ne kadar dolu olduklarını görmemi bir kez daha sağladı. Kendilerinden öncelikle şu iki hususu sorgulamalarını rica ediyorum: Başlığında Fenerbahçe ve Gülen cemaatinin birlikte anıldığı bir yazı neden ancak aylar sonra çıkıyor ve bunu da neden deklare bir Galatasaraylı kaleme alıyor?

YANSAK DA DOKUNACAĞIZ

Bir yandan "Cemaat kulübümüzü ele geçirmek istiyor" diye sağda solda dert yanıp, diğer yandan suya sabuna dokunmadan gazeteciliklerini sürdürenler anlaşılan bizim Ahmet Şık'ın o meşhur "dokunan yanar" sözünün fazlasıyla etkisinde kalmışlar.

Halbuki Ahmet ve Nedim'in arkadaşları olarak çok güzel ikinci bir slogan bulmuştuk: Yansak da dokunacağız! Dokunduk ve sonunda arkadaşlarımız özgür kaldı.


ÇOK OKUNANLAR