MEDYA KÖŞESİ

Bu yazarların düğmesine kimler bastı?

Ve kamuoyunun, Cumhurbaşkanı ya da Başbakan'ın gayri resmi sözcüsü zannettikleri bu üçü...

Bu yazarların düğmesine kimler bastı?

ADNAN BERK OKAN - HABER ANALİZ

Nazlı Ilıcak, Mustafa Karaalioğlu
ve Ergun Babahan her ne kadar Hükümet'e yandaşlıkları ile tanınıyorlarsa da, "Devlet Öcalan'ı muhatap alıp onunla masaya otursun" ortak talebi hükümet kanadından gelmiş olamaz...
Neden mi gelmiş olamaz?..
Çünkü...

Başbakan; STAR Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu'nun telefonlarına bile dönmüyor...

KARAALİOĞLU ÖCALAN İÇİN NE DEDİ?
Şimdi en duymak istemediğimizi, en görmek istemediğimizi, en olmaz dediğimizi masaya yatırmanın zamanı. En acılı günümüzde bunu yapmak durumundayız. Bunun içinde PKK ile direk görüşmek mi doğrudan görüşmek mi? Kim nasıl görüşecekse ne yapacaksa yapsın terörü bitirecek her türlü paket Türkiye için bugün görüşülebilirdi benim için.."

Yani aramalarına karşılık vermiyor...
Karaalioğlu ile görüşmüyor...
Hatta yakın çevreden aldığımız bilgiye göre Başbakan'ın bu üçünü göresi gözü yok...
Ergun Babahan'ın Gazete STAR'dan, Nazlı Ilıcak'ın da SABAH'tan gönderilmesini istediği sır değil...

Peki...
Böyle bir yazı yazmaları için talep Cumhurbaşkanı Gül'den gelmiş olabilir mi?.
Yani Gül, bu üçüne "bizim öyle bir açıklama yapmamız yakışık almaz ama sizler bir bakıma kanaat önderlerisiniz bunu siz söyleyin" demiş olabilir mi?..
Hayır, olamaz çünkü...
Hepimiz biliyoruz ki Prof. Mümtazer Türköne, Cumhurbaşkanı'na bu üç yazardan daha yakın...
Ve köşesinde bırakın Devletin Öcalan'la görüşme yapmasını aksine "enterne"

NAZLI ILICAK NE DEDİ? 
 Son saldırılardan sonra artık görülmüştür ki PKK'yı muhattap olmadan bu sorunu çömek mümkün değildir. Sonuçta silah onların elinde ve siyaset yapmak istiyorlar. Ayrıca Öcalan için de ev hapsi benzeri bir talepleri var. Şimki ki Türkiye şartlarında bunları yapmak mümkün değil. Hele şu kutuplaşma ortamında mümkün değil. Demek ki şartları bu noktaya getirmek gerekiyor.

edilmesini, "susturulmasını" istiyor...
Bu arada o topa, Gül'ün kankası Fehmi Koru'nun hiç girmediğini düşünürsek düğmeye basan ya da kolu çevirip pili kuran kişi Cumhurbaşkanı değil...

Peki kim ya da kimler?..
Ağza alınması dil yakan, açıkça teleffuz edilmesi yürekleri dağlayan ve Öcalan'ın ciddi ciddi ve hiçbir oyunun içinde olmadan, samimiyetle muhatap alınmasını talep eden böyle bir açıklamayı; Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından dışlanmış üç yazara yaptıran güç kim?..
Yoksa sürekli CNN ekranlarında gördüğümüz Nazlı Ilıcak ve Mustafa Karaalioğlu, Aydın Doğan'ın güdümüne mi girdiler?..
Bazı internet sitelerinde "kulis" olarak okuduğumuz gibi Ergun Babahan da mı Doğan Gurubu yolcusu?..

"İyi ama amaç ne?" diye soracaksınız...
Amaç belli...
Bu üç meslektaşımızın Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan tarafından dışlandıklarını biz medya çalışanları dışında kaç kişi biliyor ki?..
Ve kamuoyunun, Cumhurbaşkanı ya da Başbakan'ın gayri resmi sözcüsü zannettikleri bu üçü, Gül ve Erdoğan'ı zor durumda bırakmış olmak için aynı anda böyle bir yazı yazmış olamazlar mı?..

Hatta ve hatta...

TÜRKÖNE NE DEDİ? 
 Dünyanın hangi devleti, cezaevindeki bir örgüt liderinin kendi halkına karşı acımasız bir savaşı sevk ve idare etmesine izin verir? Bırakın muhatap alınmayı, Öcalan'ın etkisizleştirilmesinin zamanı gelmedi mi? Terör yol göstermeyecek, ama önlem almayı da ihmal etmeyeceğiz. Öcalan artık enterne edilmeli."


Önceleri Hükümete ve Cumhurbaşkanı Gül'e yakınlığı ile tanınan ama patronuna kesilen vergi cezası yüzünden son zamanlarda Hükümete tavır alan Nuray Mert; Ürdün Kralı Abdullah'ın babası Şerif Hüseyin'in de Osmanlı devleti için "Terörist" olarak kabul edildiğini ve Mustafa Kemal'in, O Şerif Hüseyin'le savaştığını hatırlatıp şöyle diyor:

"Cumhuriyet'in kurucusu (Mustafa Kemal), Kral Abdullah ile Arap isyanından sadece 21 yıl sonra yan yana gelebildi."

Bu, şu demek:

"Bugün Öcalan da terörist olarak hapiste ama yıllar sonra onu da bir devlet başkanı olarak görmeyeceğimiz ne malum?"

Sahi?..

Kamuoyunun halen Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a "yakın" zannettikleri ama aksine yakın çevreden uzaklaştırılan bu yazarların düğmelerine kim/ler basmış olabilir? 

adnanberkokan@gmail.com

Yorumlar