Bu kez başı fena dertte; Adnan Oktar'a sansür geliyor!
Adnan Oktar’ın, yaptığı yayınlar neticesinde RTÜK’e şimdiye dek 500’e yakın şikayet gitti. Ancak
Adnan Hoca olarak bilinen Adnan Oktar'ın internet üzerinden kadınlarla yaptığı paylaşımlar Diyanet İşleri'nin açıklamalarından sonra Memur-Sen'i de harekete geçirdi. A9 TV'de yaptığı yayınlar nedeniyle RTÜK'e de binlerce şikayet yağan ancak rahatsız olunan görüntülerin TV'de değil de internet üzerinden paylaşıldığı anlaşılmış, bu yüzden Adnan Hoca'ya ceza verilememişti. Şimdi Memur-Sen Adnan Hoca'yı 81 ilden şikayet etmeye hazırlanıyor.
Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı Diyanet-Sen'den konuya ilişkin yapılan açıklama şöyle;
"Diyanet İşleri Başkanlığına yüzyılın hakareti damgasını vurmuştur. Söz konusu hakarette bulunan kişi ‘’Ey Diyanet! Sizin maaşınız kerhanelerden alınan paralarla ödeniyor.” Demesiyle gerçek niyetini ortaya çıkarmıştır.
Diyanet-Sen olarak farkında olduğumuz bu çirkin dili kınıyor ve lanetliyoruz.
Bu ifade bütün çirkefliklerin, bütün hakaretlerin, bütün saygısızlıkların üstünde bir hakarettir. Fakat bu sözlere karşılık verebilecek henüz yetkili bir mercinin çıkmaması kaygı vericidir.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAKLAR
Yapılan saldırılar bariz olsa da, yetkili kurumların bu durum karşısında suskunluğunu koruyor olması üzüntü vericidir. İnanıyoruz ki Yarından itibaren bütün din görevlileri kişisel haklara, manevi dünyamıza yapılan bu hakaretlerden dolayı,adliyelerde kişisel suç duyurularında bulunacaktır.
Din görevlilerine yapılan hiç bir hakaret hakkaniyet taşımaz. Bu memleketin manevi zırhını kuşanan bu gönüllü erleri için itibarsızlaştırıcı her cümle manevi değerlere saldırıdır.
15 temmuzda, Çanakkale savaşında, kurtuluş savaşında, vatanın geleceği için ‘inşallah’ diyen, vatanın başarısı İçin de ‘maşallah’ diyen bu dava erlerini tarih yazmıştır, destanlar yazmıştır, milli mücadeleler yazmıştır.
Benlik şuuruyla inşallahı, maşallahı ferdi heveslere alet etme eğilimi karşısında,en üst düzeyde sesimizi yükseltiyoruz.
Dinimizi, ayetlerimizi bütün çıplaklıklara alet ederek, dansöz oynatmak ve bunun adını manevi hizmet olarak göstermek pişkinliğin daniskasıdır.
Bu milletin örfünü, adetini hiçe sayarak, kendince yeni bir din oluşturma gayreti karşısında, tepkimizi en üst perdeden göstermeye hazırız.
Bu ülke, geçmişinde nice sahte peygamberler iddiasıyla, nice sahte mehti İddialarıyla karşı karşıya bırakılmış, dinin gerçek savunucuları susturulmuştur.
Bugün suskunluğun artık eskisi gibi olmayacağı aşikardır.
Siyonist güçleri arkasına alıp bu ülke sınırları içinde Dini saldırı metotlarına yeni bir metot ekleyen bu ahlaksız yapı karşısında da susmayacaktır.
Unutulmamalıdır ki manevi zırhını kuşanan hiç bir müslüman, yapılmakta olan bu alçakça saldırılar karşısında deve kuşu tepkisi vermeyecektir."
ADNAN OKTAR'A İNTERNET SANSÜRÜ GELİYOR
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) CHP’li üyesi İlhan Taşçı, Meclis’e sevk edilen torba yasada internetten yapılan yayınlarda da RTÜK’e lisans verme ve iptal etme yetkisinin tanındığını belirterek internet medyasına karşı sansür hazırlığı yapıldığını savundu.
Kamuoyunda ‘Adnan Hoca’ olarak bilinen Adnan Oktar’ın, yaptığı yayınlar neticesinde RTÜK’e şimdiye dek 500’e yakın şikayet gitti. Ancak kurul buna karşı bir şey yapamıyor çünkü şikayete konu yayınlar YouTube’dan ya da sosyal medyadan yayınlanıyor. Bu da lisanslı bir kanal olmasına rağmen A9’a yaptırımın önündeki bir engel olarak gösteriliyor.
Meclis’e sevk edilen torba yasadaki bir maddenin bu yayınları etkileyebileceği belirtiliyor.
Maddeye göre lisanslı yayın kuruluşları internet sitesinden yayın yapabilecek. Ancak bunun için ayrıca lisans almaları gerekecek, lisans almayan kuruluşların yayınları ise sulh ceza hakimince engellenebilecek.
Torba yasadaki maddeyi Odatv’ye değerlendiren RTÜK’ün CHP’li üyesi Taşçı şunları söyledi:
“A9 kılıfıyla sansür uygulaması getirilmek istenmektedir. İnternet üzerinden iletim denildiği an YouTube başta olmak üzere tüm sosyal medya ve iletişim mecralarını kapsar nitelikte sansür, erişimi engelleme sonucu yaratacak bir yaklaşımdır bu. Düzenlemenin bu haliyle yasalaşması Anayasada tanımlanmış iletişim, haberleşme özgürlüğüne de darbe vurur.”