MEDYA KÖŞESİ

Bu da Nazlı Ilıcak gazeteciliği!

İyimaya, anayasanın 10 ve 42. maddelerine ilişkin iptal kararında, Anayasa Mahkemesi'nin dürüst yorum yapmadığını....

Bu da Nazlı Ilıcak gazeteciliği!

GAZETECİLER.COM - İlginçtir ki Türkiye'de medya tarihi yazıldığında, "Nazlı Ilıcak'tan önce, Nazlı Ilıcak'tan sonra" diye ikiye ayrılacak gibi.
Çünkü artık yerleşik bir yeni gazetecilik türü var medyamızda.
Buna "Nazlı Ilıcak Gazeteciliği" deniliyor.
Bu yeni gazetecilik türüne göre; kanunlar evrensel hukuk normlarına ve kanunun koyucunun vaaz sırasındaki düşünce ve yorumlarına göre değil; Nazlı Ilıcak'ın siyasal ideolojisine göre yorumlanıyor.

Bakın nasıl.

Gazetecilik meslek ahlâkının iki ilkesi şöyledir:
1.) Halkın doğru haber hakkı.
2.) Gazetecinin gerçeğe bağlılığı.
3. İlkesinde ise ulusal topluluğa, demokratik kurumlara, kamu ahlakına saygı duyulması gerektiğine dikkat çekilir.
Nazlı Ilıcak gazeteciliğinde bu kurallar geçerli değildir.
Nazlı Ilıcak gazeteciliğinde geçerli olan "Siyasal ideoloinin emrettiği kendi gerçekleri"dir...
Bugünkü yazılarından birinde halkın "doğru" haber alma hakkını, "gerçeğe bağlılığı" ve ulusal topluluğa, demokratik kurumlara, kamu ahlakına saygıyı umursamıyor.
Anayasa'nın ilk 3 maddesinin, 4. madde ile "değiştirilemez, değiştirilmesi teklif bile edilemez" özellikte  oluşunu görmezden gelerek, anayasanının 148. maddesinin ancak bu ilk 4 maddeyi ilgilendirmediği durumlarda geçerli olduğunu okurlarından saklıyor...
Anayasa yorumu yaparken danıştığı kişi daha 7-8 yıl evvel (DYP Milletvekiliyken) bugün söylediklerinin tam tersini savunan, mesleği siyaset yapmak olan Ahmet İyimaya.
Haliyle hem kaynağı güvenilir değil. Hem Ilıcak'ın yorumu hukuki değil, ideolojik...

Adnan Berk Okan

Şekilden esasa nasıl girildi?


Anayasa Mahkemesi, başörtüsü davasında, değişikliği şekil yönünden incelerken esasa girmiş, Haşim Kılıç ile Sacit Adalı muhalif kalmıştı. "Şekil"den nasıl "esasa" geçtiklerini kararın o bölümünü yayınlayarak açıklayalım:

"Anayasanın 148. maddesine göre, anayasa değişikliklerinde şekil denetimi 'teklif... şartına uyulup uyulmadığı' hususlarıyla sınırlıdır. Bu hüküm, 'geçerli teklif' koşulunun bulunup bulunmadığına yönelik bir denetimi de içerir. Kurucu iktidarın, siyasal düzene ilişkin temel tercihi, anayasanın ilk üç maddesinde ortaya çıkmaktadır. 4. madde ise, ilk üç maddenin güvencesi olma niteliği itibariyle, doğal olarak değiştirilemez özelliğine sahiptir. O halde, anayasanın diğer maddelerinde yapılacak değişiklikler, anayasanın 4. maddesinin çizdiği sınırlar içinde kalmalıdır."
Adalet Komisyonu Başkanı, AK Parti milletvekili Ahmet İyimaya ile konuştuk. İyimaya, anayasanın 10 ve 42. maddelerine ilişkin iptal kararında, Anayasa Mahkemesi'nin dürüst yorum yapmadığını, anayasanın 148. maddesinde, "teklif çoğunluğu"ndan söz edilmişken, Anayasa Mahkemesi'nin bu ibareyi "teklif şartı"na dönüştürdüğünü söyledi.
Gerçekten de anayasanın 148. maddesinde, anayasa değişikliklerinin sadece "şekil şartlarına uygunluğu Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenir" denilirken, şekil şartları şöyle açıklanıyor: "Şekil bakımından denetlemek, teklif ve oylama çoğunluğu ile ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır."
Görüldüğü gibi, anayasa, "teklif şartı"ndan değil, "teklif çoğunluğu" ndan söz ediyor. Ama Anayasa Mahkemesi, böyle bir ibare bulunmamasına rağmen, teklif şartından yola çıkarak, esasa girmiş, başörtüsünü laiklik ilkesine aykırı bulmak suretiyle, değişikliği iptal etmiştir.
İyimaya, yetkilerini aşan Anayasa Mahkemesi'nin, "vesayetçi demokrasinin koruyucu mekanizması" haline geldiğini söyledi; bu defa da benzer bir durumun ortaya çıkmaması için Anayasa Mahkemesi'ni uyardı.

Yorumlar