Birand'a göre <font color='#CC0000'>'medya dersini aldı!'</font>
Medyanın dersini aldığını söyleyen Birand, 'Türkiye bir istikrar adası, karamsarlığa kapılmayın' diyor.
Konuşmaya başlarken bir röportaj ustasıyla söyleşi yapmanın zorluğundan bahsettiğimde şu cümlesiyle yüreğime su serpti: 'Aptal soru yoktur aptal yanıt vardır. Her sorunun bir değeri vardır.'
- Milliyet ve Vatan gazeteleri satıldı. Sizin için ayrıca önemli bir satış bu; alanla ailevi, satanla da profesyonel ilişkiniz var. Öncelikle bu satışları nasıl değerlendirdiğinizi öğrenebilir miyim?
Bu satış bize gösterdi ki insan kolay kolay Aydın Doğan, kolay kolay Demirören veya Ali Karacan olmuyor. Çünkü Aydın Doğan çok doğru bir formül buldu. Ali Karacan, hayatı boyunca böyle bir şeyi düşledi. Demek ki insan bir şeyi çok isterse elde edebiliyormuş, bunu gördük. İki; iyi ki babası Ercüment Karacan Milliyet'i Aydın Doğan'a satmış. Başka birine satsaydı Milliyet'i bugünkü gibi bulamayabilirdi.
DOĞDUĞUM GAZETEDE ÖLMEK İSTEDİM
- Sizin Milliyet'e geçmeniz ne zaman, nasıl olacak?
Her şeyden önce temel işim Kanal D'nin ana haberinin başında olmak. 1998'den beri de Posta'da yazıyorum ve çok memnunum. Ali Karacan akrabam olduğu için benimle beraber olmak istiyor. Ben de istiyorum. Çünkü Milliyet'te doğdum, Milliyet'te ölmek isterim. Ama bu Aydın Bey'e bağlı, kendisiyle daha bu konuyu konuşmadım. Derse ki yaz, yazacağım.
- Üzerinde uzun süredir polemik yapılan ve nihayet gerçekleşen satışı bir de siyaset-medya dengesi açısından değerlendirir misiniz?
Bu konuyu insanlarla paylaşmadı ama bildiğim kadarıyla Aydın Doğan, özellikle gazetelerin yabancıya gitmesini hiç istemedi. O bakımdan diyorum zaten en iyi formülü buldu. Çünkü bu satış uzun süredir konuşuluyordu, çok teklifler yapıldı fakat onları kabul etmedi. Onun için, arkasında bir şey aranmamalı. Ali Karacan'ın devletle bir işi yok, Erdoğan Demirören deseniz, işleri ortada. Gazete, bir güç ama bir yere kadar; sizin tanınmanıza yardımcı oluyor ancak siyasi bir güç değil, büyük problemler getiriyor.
SEÇİMDEN SONRA BAŞKA BİR MEDYA OLACAK
- Şu anda durum nasıl peki?
Seçimlerden sonra başka bir medyayla karşı karşıya kalacağız; artık bu yandaşlığın medyayı hiçbir yere götürmediği ortaya çıktı. Herkes dersini aldı. Merkez medya Başbakan'ı çok geç anladı. Daha önceki başbakanlar gibi olacak zannetti, yani kolaylıkla diğerleri gibi etki altında kalacağı sanılmıştı, olmadı. Farklı olduğu anlaşıldığında epey geç olmuştu. Başbakan da kendi medyasını yaratmakta çok becerikli davrandı. Şimdi denge kuruldu fakat bakalım o denge nasıl yürüyecek.
- Seçimden sonra dediniz, neden böyle bir milat belirlediniz?
Bu seçim Türkiye'nin yoluna nasıl devam edeceğini belirleyecek hatta sistemini etkileyecek. Türkiye 8 sene sonra aynı Başbakan'la devam etmeyi hangi oranla istediğini gösterecek.
- Peki, seçim sonucuna dair nasıl bir öngörüde bulunuyorsunuz?
AK Parti kazanacak, bütün problem ne oranda oy alacağı. Yüzde 50'lere hatta 50'lerin üstüne çıkması hem kendi sağlıkları açısından hem de ülkenin sağlığı açısından yararlı değil. Bırakın, MHP parlamentoda kalsın ve sağlıklı bir denge çıksın ortaya.