Bir oyun da bizim başlatmamızın zamanı gelmedi mi?
Ey güzel insanlar! Daha ne kadar “oyuna gelmek” korkusuyla oyun dışı kalacağız? Ne zaman bir oyun da biz başlatacağız?!..
Farkında mısınız?..
En büyük komplo teorisyenleri hep ve garip bir şekilde "kaybedenler" arasından çıkıyor.
Komplocular ordusu, kendi mağlubiyetlerine, kendi başarısızlıklarına "yabancı" ve tercihan "paylaşılabilir" bir sorumlu arayanlardan oluşuyor.
*
Son 3 bin yılda her fırsatta Yahudilerin suçlu ilan edilmesinin sebebi de buydu…
Kimsenin (Hiçbir millet ya da ümmetin.) birbirini onlar kadar tutmuyor oluşuyla suçlanıyorlar yıllardır…
Evet evet…
Ulusal bir meziyet, milli bir haslet, “suç” olarak tanımlanıyor…
*
Bu başarıları, onları herhangi bir toplum içinde yalnız bırakılanların, dışlananların ve kaybedenlerin doğal hedefi haline getiriyor.
Bütün gizli örgütler “başarılı” insanları bünyelerinde topluyor ve kökleri bir şekilde Yahudilere dayanıyordu.
“Ben niye onlar kadar başarılı değilim?” sorusunun cevabı, basit egoist bir mantıkla “Çünkü onlardan biri değilim” şeklinde otomatikleşiyor.
*
En nihayetinde “onlardan değilsem, onlara karşıyım” ve “onlar benden değilse, hepimize karşılar” gibi yorumlara kadar varıyor.
Ve böylelikle başlayan “inkâr” çığ gibi büyüyor...
Önce kendilerini, sonra çevrelerindeki dünyayı, sonra bütün tarihi inkar etmeye başlıyorlar...
*
Oysa…
Oyunun gerçek bir parçası olmanın ilk şartı, her şeyi olduğu gibi; kendi koşulları içinde ve insanın asla değişmeyen doğasını da hesaba katarak kabul etmek... İnsanlık tarihi boyunca birlikten kuvvet doğduğunu ve küsenlerin yok olduğunu kabul etmek gerekiyor...
“Onurlu mağlubiyet” diye bir şey asla var olmadı.
Bu “Çikolatalı çorap” gibi ancak fetişist kafalara mantıklı gelebilecek bir kombinasyon.
Ve…
Kendi başarısızlıklarını inkarların ardına gizlemek, hatayı hatayla düzeltmeye çalışmaktan başka bir şey değil...
*
Özet…
Dünya gerçekleri inkar edenleri sevmiyor...
Gerçekleri inkar edenler, ancak diğer münkirler arasında tutunabiliyor...
Ve fakat…
Bu nefret ortaklığı, dünya medeniyetini bugünlere taşıyan hedef birliğine karşı asla galip gelemiyor...
*
Kaybedenler liginde, başarısızlığına kılıf arayanlara sayfalar dolusu Masonik mazeret sunan uyanık yazarlardan başka kimse kazanmıyor...
Ve…
Dünyanın en verimli ve güzel topraklarında oturup da kişi başına düşen milli gelirini 80 senede anca 10 bin dolara çıkarabilmiş aziz milletimiz, işte bu gizli kaybedenlik kompleksi yüzünden, hem de suçsuz kere suçsuzken, dünyada Ermeniler'in bencil yalanları kadar kabul görmüyor...
*
Ey güzel insanlar!..
Daha ne kadar “oyuna gelmek” korkusuyla oyun dışı kalacağız?
Ne zaman bir oyun da biz başlatacağız?!..