Bir numaraya(!) biat ederek mi intikam alacaksınız?
Bu manşeti atanların içinde ibret için bir tek “28 Şubat Süreci mağduru” var mı?..
ADNAN BERK OKAN
Star Gazetesi’nin dünkü manşeti aynen şöyle idi:
“28 Şubat Darbesini unutmak ihanettir”…
Bu manşeti atanların içinde ibret için bir tek “28 Şubat Süreci mağduru” var mı?..
Yok…
Aksine…
Bunların hemen hepsi, 28 Şubat Süreci yaşanmasaydı, bugün halen üç otuz paraya; etkisiz, az satan ve sürekli şeriat devleti talebinde bulunan aykırı gazetelerde yazmaya devam ediyor olacaklardı…
Bugün her biri en az 25.000.—kimisi 50.000.— Lira üzerinde aylık maaşlarla yazıyorlarsa bunu “28 Şubat Süreci” adı verilen o “antidemokratik değil” ama “kirli” döneme borçlu olduklarını bilmiyorlar mı sanki?...
Güldürmeyin beni…
Her biri “iyi ki 28 Şubat süreci yaşandı da Ak Parti iktidar oldu, bizler de paranın dibine vuruyoruz" diye bayram ediyorlar…
28 Şubat Süreci madem darbe dönemiydi…
Madem mağdur edilmişlerdi…
Madem ezilmişlerdi…
De…
Bugün, o dönemde en çok eleştirdikleri ve hatta “post modern darbe” diye tanımladıkları o sürecin “1 Numarası” olduğunu yazdıkları, ekranlarda söyledikleri Aydın Doğan’ın bordrosunda ne işleri var?..
Neden; bir kuzu gibi başlarını uzatmışlar da Aydın Bey’in elini tüylerinde hissetmek istiyorlar?..
Biri Aydın Bey’i her gördüğünde elini öpüp, “emrinizdeyim efendim” diyor…
Öteki Aydın Bey’in dalkavuklarından biri…
Her seyahatte “çanta” gibi götürülüyor ki bir demeç verilecekse “hazır” olsun…
Şimdi söyler misiniz “kim mağdur?”…
Bunların “darbeci, Faşist, 28 Şubat’ın 1 Numarası” diye iftira ile karaladıkları Aydın Doğan mı?..
Yoksa, 28 Şubat Süreci’nde “mağdur” ayaklarına yatıp Aydın Doğan’ı karalayan, iftiralarla “darbeci, kirli iş adamı” pozisyonuna düşürenler mi?..
Bunların kim olduklarını biliyorsunuz…
İlle de adlarını vermemi istiyorsanız onu da yapayım…
Aydın Bey’i her gördüğünde ellerine sarılıp öperek Radikal’den Hürriyet’e geçen ve hiçbir “yazarlık yeteneği” olmayan Akif Beki…
28 Şubat döneminde Kanal 7’de çalışırken Aydın Doğan için söylenmedik söz bırakmayan, “Faşizan”(!) dönemin “Bir Numarası” olduğunu söyleyen sözde “Mağdur”…
Diğeri, Aydın Doğan tarafından “Kötü Polis” rolü verilen ama “Yılmaz Özdil kadar da değil; ölçülü ol” talimatlarıyla “övgü/yergi” dengesi kurmaya çalışan Ahmet Hakan…
Yani…
28 Şubat Süreci’nin en müzmin “Aydın Doğan karşıtlarından” biri…
Daha geçtiğimiz günlerde Ankara’da başbakanlığın kapısında Erdoğan’la iki dakika görüşüp mealen, “efendim ben de yeniden biat etmek için buradayım; bizim patron Akif Beki’ye ‘iyi polis’ rolünü verdi ama emin olun ben o rolü ondan daha iyi oynarım” demek için bekleyen sözde “28 Şubat Mağduru”…
Nasıl mağdursa?..
Ey güzel insanlar!..
Hep kandırıldınız…
İyi niyetleriniz istismar edildi…
Sizlerin “kamuoyu” adı verilen sihirli gücünüzü kullanıp çuval dolusu para kazananlar “mağdur” olamazlar…
Hatta o rol bile üzerlerinde “iğreti” duruyor…
Çünkü…
28 Şubat Süreci’nde aynı mahallede “sessiz kabadayılık” yapanlar, “keser döner sap döner gün gelir hesap döner” diyerek gün“faşist!” diye sıfatlandırdıkları Aydın Doğan’a aba altından sopa gösterenler, son yıllarda Aydın Doğan’ın sofrasında doyuruyorlar karınlarını…
Şimdi soruyorum:
Eğer “28 Şubat Darbesini unutmak ihanettir” hüküm cümlenizde samimi iseniz Aydın Bey’i nereye oturtuyorsunuz?..
Yani…
Aydın Bey’i unutarak mı alacaksınız 28 Şubat’ın intikamını?..
Prostatı patlamış dört-beş emekli paşayı hapiste tutarak mı?..
Efendiler!..
28 Şubat bitmiştir…
28 Şubat sayelerinizde aklanmış, cumhuriyet tarihinin “en haklı siyasi uyarısı”na dönüşmüştür…
28 Şubat’ın gerçek mağdurları halen “kelepir fiyatına” gazetecik yapar, onurlarını korurken, sizler bir eliniz yağda, bir eliniz balda; “28 şubat Faşizan döneminin 1 numarası” dediğiniz medya patronundan alıyorsunuz maaşlarınızı…
Hadiyin oradan be maskaralar…
Neymiş?...
“28 Şubat Darbesini unutmak ihanettir”miş…
Asıl ihaneti siz yapıyorsunuz yıllardır…
Ellerini öpmeniz gereken dört-baş paşayı “en güçsüz” dönemlerinde yere çalıyorsunuz…
Yüzsüz, arsız, utanmazlar…
Önce kamuoyu önünde hepinizin cebine para koyan, hepinizi sürünmekten kurtarıp “iade-i itibar” yapan Aydın Doğan’dan özür dileyin…
Onu aklayın…
Ki…
Aldığınız çuvalla harçlık “meşruiyet” kazansın…