ANALİZ

Bir Hasan Karakaya geldi, geçti!

İyisiyle, kötüsüyle bir Hasan Karakaya geldi geçti bu dünyadan. Hem de öldüğünde bile hazımsızların karnını ağrıtacak bir nida ile...

Bir Hasan Karakaya geldi, geçti!
Hasan Karakaya'nın ölümü medya camiasının gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi bizlere.

Yıllarını inandığı değerler için mücadele ve muhalefet etmeye adayan bir gazeteciydi Hasan Karakaya.

28 Şubat'ın en sert muhalefetini yaptı.

İslamcı camia yazdıkları bir çok insanın yüreğini soğuturken, düşmanları için de bir kılıç kadar keskin oldu zaman zaman kalemi.

Sözünü esirgemedi...

O kadar esirgemedi ki üslubu sınırları aşıp gitti bazen.

Çok seveni oldu, bir o kadar sevmeyeni.

Fatih Altaylı ile ilgili yazısı unutulmaz yazılar arşivinde yerini aldı.

Öyleydi, böyleydi... Çok şey söylemek mümkün.

Fakat ölümünün ardından yazılanlar dehşete düşürecek türdendi.

Cehennemin yolunu gösterenleri mi ararsınız, ağza alınmayacak hakaretleri mi?

Hepsi söylendi...

Ölmül bir adamın arkasından konuşulurdu, öyle diyordu Hasan Karakaya'nın kendisi de.

Fakat ne olursa olsun, sözler birer nefret mermisine dönüştü. İyisiyle, kötüsüyle, seveniyle sevmeyeniyle Hasan Karakaya artık hayatta değil.

Hayattaken yazdıklarının tesiri o kadar fazla olmuş demek ki ölümü bile çılgınca bir dışavuruma neden oldu.

Bu biraz da yazmanın, sesini yükselterek konuşmanın bedeli olsa gerek.

Fakat ölümünün ardından atılan iftiralar... Bunlara söyleyecek söz dahi bulamıyoruz.

Bırakın artık arkasından konuşmayı.

Çirkin iftiralarınızı içinize gömün.

İyisiyle, kötüsüyle bir Hasan Karakaya geldi geçti bu dünyadan. Hem de öldüğünde bile hazımsızların karnını ağrıtacak bir nida ile...

ÇOK OKUNANLAR