Saat 10.00 sularında kahvaltılı toplantının salona gelen Binali Yıldırım, medya temsilcileri ile tek tek tokalaştı. Kahvaltının ardından kısa bir konuşma yapan Yıldırım, "Partimiz karar verdi. İstanbul'da bu yarışta bulunmamızı istedi bizden. 'Başımız, gözümüz üstüne' dedik, böyle bir yola girdik. Allah hakkımızda hayırlısını versin. Ayrıca bu 39 ilçede, 3 arkadaşımız Maltepe, Beşiktaş, Silivri, Cumhur İttifakı içinde MHP'den belediye başkan adayı olarak seçimlere katılacak. Cumhur İttifakı her ilçede seçimlere girmiş olacak." dedi.
31 Mart seçimlerine 84 gün kaldığını söyleyen Yıldırım, "ilçe ilçe, mahalle mahalle hemşehrilere çeşitli iletişim araçlarını kullanarak ulaşacağız. Ancak prensip olarak daha az konuşup, daha fazla dinleyeceğiz. İstanbul'u dinleyeceğiz, gözlerimiz kapalı değil. Gözlerimiz açık İstanbul'u dinleyeceğiz, kulaklarımız delik İstanbul'u dinleyeceğiz. İstanbul'un gören gözü, işiten kulağı, düşünen aklı ve hisseden kalbi olmaya devam edeceğiz. 31 Mart seçimlerinde sonuç ne olursa olsun, İstanbul kazansın istiyoruz, ülkemiz kazansın istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
"BEN BU ŞEHRE 1967'DE GELDİM..."
İstanbul'a geliş hikayesini de anlatan Binali Yıldırım, şunları aktardı:
"Ben bu şehre 1967'de geldim. İlkokulu bitirmiş, köyünden başka hiçbir yer görmemiş birisi olarak bir gece yarısı bol ışıkların olduğu bir yere geldim. Harem'miş orası daha sonra öğrendim. Oradan bir yere geçtik. Büyük bir ev gibi... Biraz sonra hareket etmeye başladı, ben şaşırdım. Bulunduğumuz mekan hareket etmeye başladı diye endişelendim. Sonradan öğrendim o arabalı vapurmuş. Oradan Sirkeci'ye gittik. Amerikan taksileri vardı. Onlardan birine bindik. Amcam ile beraber Beyoğlu'na dedemin evine gittik, yerleştik. Ondan sonra da Kasımpaşa Piri Reis Ortaokulu'na kaydımız yapıldı. 1967'den 2003 Kasım'ına kadar sürekli İstanbul'da oldum. O dönemler İstanbul'un bilmediğim noktası kalmamıştı. Avrupa'da, Asya'da hala o dolaştığım semtler hafızamdadır. Her ne kadar büyümüş olsa da değişmiş olsa da mekan olarak çok rahat hatırlayabiliyorum. Ancak en son durumunu İstanbul'un görmek için bir ay her tarafını dolaşmak lazım."
“İSTANBUL’DA 4.0 DÖNEMİ BAŞLADI”
Yıldırım, "İstanbul'da 4.0 dönemi başladı. Yani ‘Endüstri 4.0’ gibi. Her şeyin bilgi iletişim teknolojileri ile desteklendiği, yaşamın adeta elektronik araçlarla yönetilir hale geldiği yönetim anlayışından bahsediyoruz. Dolayısı ile İstanbul’un yeni vizyonu, yeni hizmet dönemini de ‘Endüstri 4.0’a benzer, ‘İstanbul 4.0’ olarak kabul edebiliriz. Bunun içinde neler var, bunları zaman içinde konuşacağız ve değerlendireceğiz.
İhtiyaçlar değişti, beklentiler değişti. Şimdi İstanbullar daha ulaşabilir, havası doğası çok daha temiz, gençler için doya doya yaşayacakları, hayallerini karşılayacak alt yapı ve imkanların olduğu sosyal kültürel faaliyetlerin yoğun olduğu bir kent hayal ediyorlar. İstanbullu isteyecek biz yapacağız. Türkiye'de bunu yaptık İstanbul’da da bunu yapacağız. Ortak paydamız İstanbul, hepimiz bir taşına paha biçilmez İstanbul’dayız.”dedi.