MEDYA KÖŞESİ

Berkan'a göre sonucu AİHM belirler!

Berkan'a göre sürecin sonucunu siyasi dengeler değil yargı ve hukuk belirleyecek. Hatta iş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bile belirleyebilir.

Berkan'a göre sonucu AİHM belirler!

GAZETECİLER.COM - Raikal gazetesi genel yayın yönetmeni İsmet Berkan bugün de Doğan Grubu'nun içinde bulunduğu süreci ve olası sonuçları konu almış. Konuyu gündeme alan yazarlar arasında Berkan kadar içerden ve sahici bir tavır koyan dayok açıkçası. En azından grup içindeki yazarlar açısından durum bu. Berkan atıp tutmaktan kaçınırken çalışanların konuyu algılayışını ve karşılama biçimini yazan tek yazar belki de.

Berkan'a göre sürecin sonucunu siyasi dengeler değil yargı ve hukuk belirleyecek. Hatta iş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bile belirleyebilir. Sanıyoruz tartışma yeni bir boyut

"Bu yorum, bu yoruma yansıyan neden-sonuç ilişkisi bence doğru. Ama buradaki neden-sonuç ilişkisi terse işlemez. Yani hükümet ansızın Doğan Grubu’na karşı sevgi dolu bir hal alsa bile son yazılan vergi cezaları ortadan kalkmaz, kalkamaz.
***
Tam da bu sebeple söylüyorum: Haksız olduğuna, kanunların kasıtlı biçimde aşırı zorlanmasıyla ortaya çıktığına, kasıtlı davranışlarla oluştuğuna inandığımız bu vergi cezalarının bu şirketlerin varlığına yönelttiği tehdit, ancak ve ancak yargı yoluyla ortadan kaldırılabilir.
***
Çok basit bir akıl yürütme yapacağım: Vergi, tanımı gereği yaratılan bir gelirin veya katma değerin belli bir oranının devlete verilmesidir. Yani olmayan bir gelirin, yaratılmamış bir katma değerin vergisi de olmaz, olamaz.
Eğer denetim elemanlarının ortaya çıkardığı ödenmemiş vergi aslı miktarı (yani ceza hariç miktar) cezaya konu şirketlerin bırakın gelirini toplam cirosundan bile fazlaysa, zaten ortada bir hayli mantıksız bir durum var demektir.
Buradaki çarpıklığı uygar dünyaya anlatmak kolay değil.
***
Diyorum ya tek çıkış yargıdır, diye. Hemen karşı çıkılıyor: Hangi yargı, yargıya güvenilir mi?
Bu ülkenin bir tane yargısı var. Onun üzerinde medya aracılığıyla oynanmakta olan oyunu da görüyoruz. Yani ‘düşman’ların bu grubu yok etme kararlılığını fark ediyoruz. Ama yine de bu ülkenin bir tane yargısı var. Oraya gitmek, adaleti oradan beklemekten başka çare yok.
Başka çare yok diyorum ama en kötü en kötü ihtimalle bu grupla devlet arasındaki anlaşmazlık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gider. En kötü en kötü ihtimalle ben oradan sonuç alınacağını biliyorum. Yani en sonunda adalet tecelli eder.
Haa o arada çok geç olabilir. Bu da söyleniyor. Erken veya geç, bir medya grubu olarak Doğan Grubu’nun devlete karşı vermekte olduğu bu hukuk mücadelesinin olası sonucu sadece Aydın Doğan ve ailesini ilgilendiren bir şey değil.
Bütün ülkeyi, bütün vatandaşları ilgilendiren bir hukuk mücadelesi bu.
Bu kavga ülkede demokrasinin kalitesiyle ilgili bir mücadele, unutmayın!
Çünkü tartıştığımız şey, iktidar gücünün bu denli sınırsız olup olmaması. İktidar gücünün demokrasilerde demokratik ve hukuki yollarla sınırlanıp sınırlanmaması.
Onlar sınırsız güç istiyorlar. Seçimle gelen, istediğini yapabilsin, canının istediğini zengin etsin, istemediğini batırabilsin istiyorlar.
Oysa gerçek bir hukuk devletinde iktidarlar bunu yapamazlar. Hukuka uymak zorundadır iktidarlar da. Ve gerçek bir demokraside, bir iktidar, ‘Ben cezamı keseyim, o derdini yargıya anlatsın’ da diyemez, diyememelidir.
***
Bu işin tek çözümü yargıdadır, derken eksik bırakıyorum aslında.
Hepimizin geleceği, demokraside ve gerçek hukuk devleti olmakta. Bu hedefler hepimizin paylaşması gereken, geleceğimizi gerçek anlamda aydınlatacak olan yegâne hedefler."

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar 1 yorum