Beni asıl korkutan medyanın bu tutumu
Türkiye’nin haklılığına ilişkin haber yapmak satmıyor AB ülkelerinde… Çünkü… AB medyasını PKK yandaşları yönetiyor…
AB ülkeleri ve ABD medyasındaki haber başlıkları ve haberlerin içeriğinde Türkiye’nin “Kürtler” üzerine bir askeri operasyon başlattığı iddia ediliyor.
Yaratılmak istenen algı belli:
“Türkiye Kürtlere saldırıyor.”…
*
Oysa…
Sadece 11 ay önce (17 Şubat 2017), “AB terörle mücadele yönergesi” üzerinde planlanan güncellemeye dair tasarı AP’de kabul edilmişti.
*
641milletvekilinin katıldığı oylamada; 498 üye kabul, 114 üye ret oyu verirken 29 milletvekili ise çekimser kalmıştı.
*
Tasarı şöyle idi:
“Terör saldırısı planlamak, saldırı için bilgi edinmek, saldırıya niyet etmek, terör gruplarına katılmak amacıyla yabancı ülkelere seyahat etmek, terör saldırısı çağrısı yapmak ve terörü övücü açıklamalarda bulunmak suçtur”.
TÜRKİYE’NİN OPERASYONU MEŞRU AMA…
Demek istemem o ki…
Bütün AB ülkeleri (İlle de Fransa) kabul etmeli ki Türkiye’nin askeri operasyonu her yönüyle meşrudur.
Rusya hariç bütün dünyanın bildiği ve “terör örgütü” olarak kabul ettiği PKK’nın açıkça ilan ettiği saldırı planları engelleniyor yani…
*
Gelin görün ki…
AB ülkeleri bu tasarıyı bu kadar yüksek oyla kabul etmesine…
Tasarının yasalaşmasına sadece 7 ay kalmasına rağmen…
AB Medyası Türkiye’nin bu yasal askerî harekâtını bir “Kürt Düşmanlığı” gibi gösteriyor.
Haberler “Türkiye Suriye’nin kuzeyinde yaşayan Kürtlere saldırdı” başlığıyla veriliyor.
*
Neden mi?..
Çünkü…
Türkiye’nin haklılığına ilişkin haber yapmak satmıyor AB ülkelerinde…
Çünkü…
AB medyasını PKK yandaşları yönetiyor…
*
Ve çünkü…
Daha önce, iç savaşlar çıkartılarak çökertilen diğer bölge ülkeleri gibi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 20 milyona yakın Kürt yurttaşımızın etnik duygularını kaşıyarak iç savaş çığırtkanlığı yapıyorlar…
*
Başarabilirler mi?..
95 yıldır başaramadılar…
Yine başaramayacaklar…
AMA…
Beri yanda…
Yani bizim medyamızda ise adeta bir “Türk-Kürt savaşı” havası yaratılıyor…
Beni de AB medyasından daha çok bizim medyamız korkutuyor…
*
Benim korkum:
Bir zamanlar kamuoyuna şirin göstermek için HDP Eş Başkanı (Hem milletvekili hem tutuklu) Selahattin Demirtaş’a ekranda saz çaldırıp türkü söyleten zihniyet…
*
Benim korkum:
Bir TV programında söylediği bir söz yüzünden azarlanan, aşağılanan, düşmanlaştırılan…
Ve…
Göz göre göre katillerin önüne atılan Tahir Elçi’ye yapılanın, başka Kürt aydınlarına da yapılacak olması…
*
Benim korkum, hemen her tartışma programına mutlaka bir HDP veya HDP’nin görüşlerinden yana olduğu bilinen biri davet edenlerin artık…
Bir HDP’linin adını programlarında bile anmamaları, HDP ve seçmenlerinin aşağılanmasına çanak tutmaları…
*
İşte onlardan, onların ikiyüzlülüklerinden; çıkarları için programlarını bir “Kürt ve HDP düşmanlığına çevirmiş” olmalarından korkuyorum ben…
*
Demokrasimizin Kabe’si yüce Meclis’te analarının ak sütü gibi helal oylarla bulunan bir siyasi partinin, televizyonlarımız tarafından “yok” farz edilmesi korkutuyor asıl beni…
*
Kürtlerle asla bir sorunu olmayan devletimi ve halkımı “Kürt Düşmanı” gibi gösterecek olan bu dışlamacı, yoz ve ikiyüzlülüktür beni korkutan…
*
Adını bile anmak istediğim, ülkeler arası savaştan çok daha beter ve son dönemin modası(!) haline getirilmiş olan, savaşların en belalısından korkuyorum ben…