Bekir Coşkun
Cumhuriyet'ten kovulan Mustafa Sönmez'in dediği gibi Cumhuriyet satmıyor, satamıyor, tiraj alamıyor çünkü...
Bekir Coşkun'u hayatındaki en yakın arkadaşı, dostu Emin ÇÖlaşan'dan ayıran en büyük hasleti "vicdanı"dır...
Biz de o temiz vicdanı ile zaman zaman alkışlarız Coşkun'u bazen de "kazandı" diye ödüllendiririz...
Ama bugünkü yazısını yazarken belki bilerek, isteyerek belki de gerçekten farkında olmadan vicdanını uzak bir yere koyup da geçmiş klavyesinin başına...
Neden mi?..
O halde önce lütfen bugünkü Cumhuriyet'te "Birisi sallasa düşecekler" başlığı altında yayımlanan makalesinde yer alan şu bölümü bir okuyun ve nasıl bir durum tespiti yaptığını görün:
Bu iktidar;
çağdaşlığı, hukuku, yargıyı, güvenliğimizi, Cumhuriyetimizi, ulusal duygularımızı, gururumuzu, umutlarımızı, geleceğimizi ayaklar altına aldığı halde, hâlâ orada duruyorsa...
Sallayacak birisi olmadığı içindir...
Bir esinti...
Bir rüzgâr...
Bir bilek...
Bir yürek...
Birisi...
Biz; Coşkun'un bu tespitlerine kendisinin de aslında inanmadığını ama gerek Hükümete karşı duyduğu öfke ve gerekse de Başbakan'a karşı olan kin ve nefretinin onu böyle yazmaya zorladığından eminiz...
Ve...
Cumhuriyet'ten kovulan Mustafa Sönmez'in dediği gibi Cumhuriyet satmıyor, satamıyor, tiraj alamıyor çünkü genelde Bekir Coşkun tarzı makaleler yayımlanıyor...
Yani eleştiri isteyen, neyin neden yanlış olduğunu; doğruların ise nasıl elde edileceğini öğrenmek isteyen entelektüel, düzeyli, aydın Cumhuriyet okuru sadece hakaret ve ftira okuyunca gazetesinden soğuyor...
Cumhuriyet'in sürekli tiraj kaybedişind; eleştiriden uzak, karalama amaçlı yazılarıyla katkı yapan Bekir Coşkun kaybetti.
Biz de o temiz vicdanı ile zaman zaman alkışlarız Coşkun'u bazen de "kazandı" diye ödüllendiririz...
Ama bugünkü yazısını yazarken belki bilerek, isteyerek belki de gerçekten farkında olmadan vicdanını uzak bir yere koyup da geçmiş klavyesinin başına...
Neden mi?..
O halde önce lütfen bugünkü Cumhuriyet'te "Birisi sallasa düşecekler" başlığı altında yayımlanan makalesinde yer alan şu bölümü bir okuyun ve nasıl bir durum tespiti yaptığını görün:
Bu iktidar;
çağdaşlığı, hukuku, yargıyı, güvenliğimizi, Cumhuriyetimizi, ulusal duygularımızı, gururumuzu, umutlarımızı, geleceğimizi ayaklar altına aldığı halde, hâlâ orada duruyorsa...
Sallayacak birisi olmadığı içindir...
Bir esinti...
Bir rüzgâr...
Bir bilek...
Bir yürek...
Birisi...
Biz; Coşkun'un bu tespitlerine kendisinin de aslında inanmadığını ama gerek Hükümete karşı duyduğu öfke ve gerekse de Başbakan'a karşı olan kin ve nefretinin onu böyle yazmaya zorladığından eminiz...
Ve...
Cumhuriyet'ten kovulan Mustafa Sönmez'in dediği gibi Cumhuriyet satmıyor, satamıyor, tiraj alamıyor çünkü genelde Bekir Coşkun tarzı makaleler yayımlanıyor...
Yani eleştiri isteyen, neyin neden yanlış olduğunu; doğruların ise nasıl elde edileceğini öğrenmek isteyen entelektüel, düzeyli, aydın Cumhuriyet okuru sadece hakaret ve ftira okuyunca gazetesinden soğuyor...
Cumhuriyet'in sürekli tiraj kaybedişind; eleştiriden uzak, karalama amaçlı yazılarıyla katkı yapan Bekir Coşkun kaybetti.
