Bekir Coşkun kovulacak mı, kovulmayacak mı?
Medyada bir kaç gündür bu tartışılıyor. Herkes bir şeyler söyledi, Bekir Coşkun sustu. Ama bugün o da dayanamadı.. Kovulursa ne yapacağını yazdı
Bekir Coşkun'u kovacaklar mı, kovmayacaklar mı? Başbakan kovun der mi, derse Bekir Coşkun kovulur mu, kovulmaz mı? Haydi Gel Bizim'le Ol'da Çiğdem Anad sordu, Hürriyet'in tepe ismi Ertuğrul Özkök'e bu soruyu... Herkes tartıştı... Herkes bunu konuştu.. Hatta Başbakanlık eski Basın Sözcüsü Akif Beki kendine vazife çıkartıp Başbakan'ın yerine bu soruya cevap verdi..
"Yazılana-çizilene cevap vermekse mesele (başbakan) asla vazgeçmez... Dişe diş, söze söz diyenlerdendir.. (...) Hele bir de milletse hakkı gasp edilen, milletse hakarete maruz kalan. (...) Diyet filan istemez... Sadece iftiraya hakarete izin vermeyin der. (...) Hadi Sayın Başbakan'a reva gördünüz, çoluk çocuğuna karışmayın...."
Bu sözleri okuyan Bekir Coşkun, "Ben millete hakaret ettiğim içinmiş tüm bunlar..." diyor ve sütunundan Akif Beki'ye cevap veriyor...
-(...)
Birincisi, Ben millete hakaret etmedim, etmem de... O benim milletim... Sadece milletin aldanamsına - aldatılmasına katlanamam..
İkincisi; Akif Beki'nin yazısında dahi milletin hakkını gasp etmemden söz edip, peişinden "Çoluk çocuğuan karışmayın" ne demek?..
Hani sorun milletin hakkıydı?..
Ynai milletin gözünün içine baka baka "çoluk çocuğa" alınan medya grupları, gemicikler, mücevheratçılar vs. milletin hakkını gasp olmuyor, bizim yazmamız gasp oluyor!...
*
Üç; yine de sorun bensem...
"Dişe diş" sıra bana gelmişse...
Bende gidip duvarlara yazarım yazılarımı...
