Bazı yazarlar ve kulüpler çok kızacak!..
Türk medyasının Galatasaray'ı krize itme arzusunun sebeplerinden biri de kulübün medyaya karşı aldığı önlemlerdir.
GAZETECİLER.COM (ÖZEL) - Aşağıda okuyacağınız yazıyı facebook'tan aldık...
Galatasaraylılar Gurubu kendi aralarında dertleşirlerken nelere dikkat çekmişler...
Belli ki Galatasaraylıların en büyük şikâyetleri, kendilerinin "Galatasaraylı" olduklarını iddia eden yazarlar ile Galatasaray forması altında milyonlarca Dolar ve ün kazanmış bazı futbolcular...
Bakın bir Galatasaray taraftarı nasıl bir analiz yapmış...
Taraftar isim vermemiş ama bilhassa Hıncal Uluç ve Hakan Şükür'ü fena benzetmiş...
Sevgili Galatasaraylı dostlarım;
Uzun vadeli hedeflerimize doğru en kararlı biçimde yürüyebileceğimiz (ve yürümemiz gereken) bir dönemde, camia olarak Ankaragücü veya Fenerbahçe maçından çok daha önemli görevler ve sorumluluklarla karşı karşıyayız.
En önemlisi de, bu sorumlulukları sadece Galatasaray’ımıza karşı değil, tüm Türk futboluna ve tüm Türk medya okuryazarlarına karşı üstlenmek zorundayız.
Nedir sorumluluklarımız:
1 - Galatasaray yönetimine, futbolcularına ve teknik kadrosuna her ne pahasına olursa olsun sahip çıkmak çünkü;
a) Yönetimiyle, futbolcu ve teknik kadrosuyla Galatasaray Derwall'den sonra İkinci Büyük Devrimi gerçekleştirme yoluna girmiştir (ve devrileceğini bilenler kanlı bir direniş göstereceklerdir)
b) Bu devrim aslında kimilerinin kendilerini Galatasaray'dan büyük sanmaları yüzünden UEFA kupası ile yarım kalan devrimin devamıdır ve karşımızda (bizi vefasızlıkla suçlarken kendi isimlerini neye borçlu olduklarını hiç düşünmeyen) her şeye rağmen "öz evlatlarımız" da olacaktır.
c) Bu devrim, bugün medyada Galatasaraylı olduğu iddiasıyla atıp tutan; yalan haberler ve maksatlı yorumlardan yine bizim sırtımızdan para kazanan haramzadelerin sonsuzadek tarihin en karanlık sayfalarına gömülmesini sağlamak zorundadır.
2 - Bizi asıl hedefimiz olmayan üçüncü sınıf "ezeli rekabet" teraneleriyle kendi aşağılık çukurlarına çekmeye çalışanlarla muhatap olmamak çünkü;
a) Galatasaray'ın kuruluşu itibarıyla ana ilkesi ve hedefi uluslararası başarıdır. Kimi Türk takımlarının Galatasaray'ı yenmekten başka hedefinin olmaması bizim için artık gururdan dahi sayılmaması gereken, sadece müfterisini bağlayan bir garabettir. Türkiye'de hiçbir takımın Galatasaray'dan daha büyük bir hedefi yoktur.
b) Galatasaraylının laftan başka bir şeyi olmayan bir Fenerbahçeliyi muhatap alıp ona laf yetiştirmeye çalışması kültürümüze aykırıdır ve onların ezeli oyununa gelmekten ibarettir. Zaten başarılarımızın altında ezilmekte olan gittikçe yozlaşan bir güruhu ciddiye alarak; başarıyı "Saracoğlu'nda 5 atmaya" bağlayarak Galatasaraylı olunmaz.
c) Fenerbahçe maçı bizim için sonsuzluğa ve en yüksek küresel başarılara uzanan yolda takılınsa da ciddiye alınmayacak ufak bir taş, Fenerbahçe için ise Galatasaray maçı "var oluşun yegâne anlamıdır". Bu maçın sonucu da haddinden fazla sevinecek veya haddinden fazla üzülecek Galatasaraylı, ya Galatasaray kültüründen nasibini almamış, ya da başarılarımızı kıskananlar tarafından bizim için özel olarak hazırlanan tuzağa düşmüş demektir.
3- İkinci Büyük Galatasaray Devrimi yolunda hiçbir isim feda edilmez değildir zira;
a) Başta canımız kadar sevdiğimiz; ileride adını nice büyük tesislerimize, belki de stadyumlarımıza vermek istediğimiz kaptanımız Arda Turan olmak üzere, varlığını Galatasaray camiasına ve kültürüne (ve Derwall'le gelen Birinci Galatasaray Devrimi'ne) borçlu olan hiç ama hiçbir ismin, bir neferi olduğu İkinci Devrim'den geri adım atmasına hoşgörü gösterilemez.
b) Türk medyasının Galatasaray'ı krize itme arzusunun sebeplerinden biri de kulübün medyaya karşı aldığı önlemlerdir. Medyanın tahammül edemediği, Galatasaray yönetiminin Galatasaray TV ve sitesinden başkasına "özel haber" vermemek gibi Türkiye standartlarının çok üzerinde ve kesinlikle çok doğru bir ilke benimsemiş olmasıdır. Bu minvalde kendisini "Galatasaraylı"dan çok "gazeteci" gören hiçbir isme (ne camia, ne yönetim tarafından) paye verilmemelidir. Gerekirse topyekün medya boykotu başlatılmalıdır.
Hasılı; yıllardır ısrarla söylediğim gibi; Galatasaray sadece bir futbol takımı, sayısız kupa, tarihi zaferlerden ibaret değildir. Galatasaray bir kültür, bir gelenek, bir ahlak, bir vizyondur. Bunlar "bizi rakiplerimizden ayıran" değil, yurt içinde bizimle rekabet iddiasında olan kültürsüz, tarihsiz, başarısız, vizyonsuz, ahlaksızları ciddiye dahi almamamızı gerektiren köklü değerlerdir. Nasıl ki Facebook'da herhangi bir kulübün değil, Galatasaray'ın 2.000.000 üyeye ulaşması şaşırtıcı değilse, İkinci Büyük Galatasaray Devrimi yolunda "galibiyetten başka bir şey beklemeyen" tesadüfi taraftarların kırılması, takımdan uzaklaşması da kimseyi şaşırtmamalıdır.
Ama bu uzun bir yoldur.
Karşımızda kalabalık, geri kalmış ve cehaletinden beslenen bir güruh vardır.
Ve Galatasaray kültürü, Galatasaray ahlakı, Galatasaray geleneği, 500 kişi dahi kalsa, bu ülke ve onun başarısı için ilkelerinden, hedeflerinden, devrimlerinden vazgeçmeyecektir.
Bu böyle biline...