Basın hürdür sansür edilemez! Ama...
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay alevlenen sansür tartışmalarını yorumladı.
Üst üste gelen iki yayın yasağı kararının ardından AKP ve sansür tartışmaları yeniden alevlendi. Yasağı, ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay’la soL haber sitesinden Ali Ufuk Arıkan konuştu.
İşte Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay'ın röportajı:AKP Hükümetinin yandaş medyanın da yetmediği “kaos” durumları için kullandığı çıkış yolu “yayın yasağı” olmaya devam ediyor. Son olarak yolsuzluk operasyonlarının ardından zor durumda kalan AKP, çareyi yine yayın yasağı kararı aldırmakta buldu. Peki, yayın yasağı kararları neye dayanıyor, hükümet canını sıkan her durumda bu kararı alabilir mi, gazeteciler bu konuda ne düşünüyor?
AİHS ve CMK'ya aykırı
Anayasa’nın 28. Maddesi sansür karşısında oldukça net bir karşı anlam ifade ediyor: “Basın hürdür, sansür edilemez.” Buna karşın Anayasa’nın bu maddesi AKP iktidarında iyiden iyiye bir süs haline dönüştürülürken, sansürün “yayın yasağı” haline de sıkça başvuruluyor.
Yasağının hukuki dayanağı olarak gösterilen Basın Kanunu’nun 3. Maddesi yine Anayasa’nın 28. Maddesi’nde olduğu gibi “Basın özgürdür” ifadesiyle başlıyor. Maddenin devamında ise yayın yasağına gerekçe olarak gösterilen “Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlâkının, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir” ifadeleri yer alıyor. Basın özgürlüğünü boğmak adına yasada yer alan bu ifadeler sansüre dayanak yapılırken, yayın yasağı kararına itiraz eden CHP Denizli Milletvekili ve eski Başsavcı İlhan Cihaner, konunun hukuki açıdan da sorunlu olduğunu ortaya koyuyor.
Cihaner, kararın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), Anayasa ve CMK’ya aykırı olduğunu belirtirken, yayın yasağının dayanağı olan 5187 sayılı yasanın 3. maddesinin asıl olarak basın özgürlüğünü tanımladığını, kararın bu hükme dayandırılmasının kabul edilmez olduğunu vurguluyor.
"Yayın yasağını 12 Eylül'den iyi biliyoruz"
Özellikle AKP iktidarında sıklıkla başvurulan yayın yasağına ilişkin 12 Eylül öncesinde ve AKP iktidarında gazetecilik yapan ve iki döneme ilişkin de önemli gözlemlere sahip olan bir gazeteciyle konuştuk. Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı ve gazetemiz köşe yazarı Ahmet Abakay, AKP’nin yayın yasaklarının 12 Eylül döneminden kalan bir uygulama olduğunu ifade ediyor.
“Yayın yasağını 12 Eylül günlerinden iyi biliyoruz” diyen Abakay, o dönemde darbenin lideri Kenan Evren’in bu tür yasaklara sık sık başvurduğunu, AKP iktidarının da 12 Eylül’ün izinden gittiğini yayın yasağı kararlarıyla yeniden gösterdiğini dile getirdi.
"Basın hareket edemez hale getirilmek isteniyor"
Gazeteciler üzerinde davalar, tutuklamalar ve baskılar zaten sürekli devam ederken bir de yayın yasağı uygulamasıyla basının iyiden iyiye hareket edemez hale getirilmek istendiğini belirten Abakay, yolsuzluk operasyonu sonrası 1. ve 2. yolsuzluk operasyonuna getirilen yayın yasağı kararlarını şu ifadelerle değerlendirdi: “Faşist darbe döneminde başlayan uygulamanın AKP iktidarında bu kadar artması faşizan yönetimin bu iktidar tarafından sürdürülmesi nedeniyledir. Bunun yanında eğer Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve AKP’lilerin yolsuzlukları, kara paraları ortaya çıkmasaydı bu operasyona ilişkin böyle bir yayın yasağı kararı alınmazdı. Kendi yolsuzlukları ve rüşvetlerinin ortaya çıkmaması için getirilen yayın yasakları durumun trajikliğinin de kanıtı olmuş durumda.”
Reyhanlı saldırısı sonrasında ve Gezi eylemlerinde AKP’nin yayın yasağı kararı aldırdığını hatırlatan Abakay, diktatörlüğün bir kuralı olarak tüm sıkışma anlarında yayın yasağına sarılmalarının doğal bir refleks olduğunu dile getirdi.
"Gazeteciler AKP'nin memuru değil"
Yayın yasağı kararı veren mahkemelere de seslenen Abakay, “Mahkemelerin görevi zora giren AKP’ye destek olmak değil, basın özgürlüğüne saygı göstermektir” dedi. “Hükümet gazetecileri kendi memuru olarak görmekten, gazeteleri de iktidarına bağımlı kurumlar olarak görmekten vazgeçmeli” diyen Abakay, “gazeteciler bağımsızdır, basın hürdür, sansür edilemez” sözlerinin bir kez daha hatırlanması gerektiğini ifade etti.