MEDYA KÖŞESİ

Başdanışman eski dostları bombalamaya devam ediyor

Başbakan ise özeleştiri yerine "savunma" yapmadığı gibi daha da sertleşince ip iyice geriliyor.

Başdanışman eski dostları bombalamaya devam ediyor
GAZETECİLER.COM (ÖZEL HABER/ANALİZ)

Başbakan Başdanışmanı ve Ak Parti milletvekili Yalçın Akdoğan, bugünkü Star'da "Her sıkıntı halkla aşılır" başlığı ltında yayımlanan makalesinin bir yerinde stratejilerini açıklıyor:

"Saldırı zamanında öncelikli olan savunmadır. Özeleştiri ise doğru zamanda ve doğru zeminde yapılır."  

Sevgili Akdoğan (eğer dalgınlık yapmadıysa) "savaş"la "siyaset"i karıştırmış olmalı ...
Savaşlarda savunma bir stratejidir ve doğru kabul edilebilir ama ileri demokrasilerin "AMAÇ" olduğu günümüz siyasetinde asla doğru kabul edilemez...
Aksine...
Günümüz demokrasilerinde siyasetçinin doğru savunma yapabilmesi için önce "özeleştiri" yapabilmesi şarttır.
Gezi Parkı eylemcisi o delikanlılar Başbakan'dan savunma değili özeleştiri yapmasını bekliyorlar...
Başbakan ise özeleştiri yerine "savunma" yapmadığı gibi daha da sertleşince ip iyice geriliyor.
İnşallah yarın akıl ve sağduyu galip gelir de Başbakan sertleşmez, savumaya da geçmez son on günün özeleştirisini yapar; gençlerin gönüllerini kazanır...
Direniş de biter...

Neyse...
Uzatmadan yine Akdoğan'ın makalesinde dönelim ve Erdoğan'ın bazı dostlarına hiç de nazik olmayan bir dille yönelttiği okların nelerolduğunu görelim...
Bakın ne diyor Akdoğan:


Bu süreçte eylemcileri doğru anladığımız gibi, herkesin gerçek yüzünü de çok iyi gördük. Siyasette rakip vardır, muhalif vardır, karşıt vardır asla "düşman" yoktur. Ama AK Parti'ye ve Başbakan'a açıkça düşmanlık yapıldığına şahit olduk. 
Bu kirli tezgaha ortak olanların nasıl bir kin ve öfkeyle Başbakan'a saldırdıklarını gördük. Dost görünüp düşmanlık yapanlar, yüze gülüp münafıkça davrananlar, destekçiymiş gibi köstekçilik yapanlar, fırsatçılıkla başka hesaplar içine girenler bir bir gerçek yüzlerini gösterdiler. 
Hiç utanmadan Başbakan'ın aday olmaması dayatması içine girenler oldu. Hiç sıkılmadan Başbakan'ın sağlık şartlarının uygun olmadığını söyleyenler çıktı. Hiç yüzü kızarmadan 'görevi devret, istifa et' çığlıklarına alkış tutanlar oldu. Maalesef bunların demokratlığı da buraya kadarmış... 
Sırtımıza basarak imaj üretenler Çaktırmadan çakmayı maharet sananlar, sırtımıza basarak imaj üretmeye soyunanlar böyle anlarda daha iyi tebarüz ediyor. 'İyi polis'i oynamayı, Başbakan'a yönelik eleştiriler üzerinden kendilerine "demokratlık' üretmeyi, krizlerden beslenerek aktöre dönüşmeyi alışkanlık haline getirenler şu anda sadece ayıplanıyorlar. Bazı siyasetçilerin sözümona 'duyarlı' açıklamaları "akbabalık"la bir tutuluyor.  

Bu dil ve bu bakış açısıyla sorunun nasıl çözüleceğini bilemiyoruz...
Keşke Akdoğan yarına kadar Başbakan'la hiç görüşmese...
Keşke...

Akdoğan'ın yazısının tamamını okumak için tıklayın...