Başbakan'ına hakareti ödüllendiren Başkan!..

ADNAN BERK OKAN

Sayın Kadir Topbaş;
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı; 

Sevgili Başkan;
“Aslan Yurekli(!) Kadir aabi!..” başlığı altında bu köşede yayımlanan makalem size hitaben idi…
Üstünde imzam, altında da mail adresim vardı…
Açık mektubumda kibarca ve biraz da şaka (Frenkler “ironi” diyor) yollu eleştirirken; sizi incitmedim, kalbinizi kırmamaya özen gösterdim…
Yazdıklarımın içinde tek bir “yalan” ve hatta “yanlış” bile yok…
Siz ne yaptınız sevgili Başkan?..
“Kibir” yaptınız…
Yüce dinimizin ve diğer bütün kutsal dinlerin ölümcül günahlardan biri olarak tarif ettiği “kibir”…
Kibir yapmasaydınız en azından cevabınızın altında adınız ve imzanız yer alırdı…
Yani;
Açık mektubuma cevabı da sizin vermenizi işin doğrusuydu…

Sevgili Başkan;
Benim yazdığım mektubu sizin “değer” verdiğiniz yazarlarımızdan biri yazsaydı da yine cevap verme görevini sevgili Faruk kardeşime havale eder miydiniz?..
Yoksa bizzat telefon açıp cevap mı verirdiniz?..
Bu soruyu sizin yerinize ben cevaplayayım:
Bizzat telefon eder (yani araya kimseyi koymaz) mektubun sahibinin gönlünü almak için dil dökerdiniz…

Ve sevgili Faruk (Yanardağ);
Bundan sonrası sana;
Yıllardır bu işi yapıyorsun…
Yeteneklisin…

Beceriklisin…
Ve haliyle “deneyimli” de olmalısın…
Ama sevgili Faruk pek toymuşsun…
Sevgili patronumuz Hadi Özışık’a gönderdiğin cevabi açıklamanın başlığında benim adım yazmalıydı…
Çünkü…
Mektubun üstünde de altında da benim imzam vardı…
Muhatabın patron değil ben olmalıydım…
En sıradan gazetecilik ilkesi (ahlâkından söz etmek istemiyorum) cevabi mektubun bana hitaben yazılmasını gerektiriyordu…
Aksi (yani bu tarz) beni “tetikçi” yerine koymak; el ve dil emeğime, beynime hakaret etmektir…
Amman ha!..
Sakın ola kızdığımı ya da öfkelendiğimi zannetme…
Yok efendim;
Kariyerim, kişiliğim ve tecrübelerim, böylesine kibirli durumlarda bana öfkelenmemeyi öğretti…
Peki, öfkelenmemiş olmam kırılmadığım, incinmediğim anlamına gelir mi?..
Tabii ki gelmez…

Hâsılı sevgili Faruk;
“Hadi Beycim” (ki “beycim” değil, “Bey’ciğim” olmalı ve “B” de benim yazdığım gibi büyük) diye başlayan cevabi mektubun “Adnan Ağabeyciğim” diye başlamalıydı…
Ve değerlendirmemin neden yanlış olduğunu da somut gerekçeleriyle anlatmalıydın…
Meselâ, “Ahmet Altan’ın Sayın Başbakan’ımıza ‘Kof Kabadayı’ dediği iddiası yalandır” diyebilmeliydin…
Ama diyemedin, diyemezsin çünkü Ahmet Altan o çirkin yakıştırmayı aynen yaptı…
Onu diyemedin belki diğerini, yani “çapsız” deyişini yalanlayabilirdin…
Ama onu da yalanlayamadın; yalanlayamazdın da zira Altan aynen öyle söyledi…

Sevgili Faruk;
Bana İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı konusundaki yaklaşımımın “abartılı” olduğunun gerekçesini de göstermeliydin ama o konuda da bir gerekçen yok…
En azından, “düşmanımın düşmanı dostumdur” stratejisi konusunda yanıldığımı kanıtlayacak veriler sunmalıydın ama yok…
Yok çünkü;
sende beni yalanlayacak veri yok;
Bende iddiamı doğrulayacak veri çok:
Sadece birisini söyleyeyim:
Ahmet Altan’ın Başbakan için “kof kabadayı ve çapsız” demesi ancak “düşmanca” diye nitelenebilecek yakıştırmalardır…

Ve sevgili Faruk;
Siz metro açılışı reklâmlarını Takvim gibi Başbakan’a her zaman destek veren ve TARAF’ın 4 misli satan bir gazete dururken, Başbakan’a hakaret eden gazeteye vererek “düşmanımın düşmanı dostumdur” stratejisini uyguladınız…
Gerisi laf-ı güzaf sevgili kardeşim…
Not: Yine cevap vereceksen bu defa adresini (lütfen) şaşırma!...

Gözlerinden öperim;
Adnan Berk OKAN…

Sevgili Faruk Yanardağ'ın Hadi Özışık'a gönderdiği açıklama aşağıda:

----- Original Message -----
From: A. Faruk YANARDAĞ
To: '[email protected]' <[email protected]>
Sent: Fri Aug 17 02:00:57 2012
Subject: Selam

Hadi beycim,

Internethaber'deki 'Aslan Yurekli(!) Kadir aabi!..' baslikli analizi okudum. Taraf'a verilen reklam uzerinden yapilan degerlendirmenin dogru ve isabetli olamdigini soylemek isterim. Ustelik bir ilandan yola cikarak Baskan Topbas'in yeniden Istanbul Buyuksehir Belediye Baskanligi konusunda spekulasyon yapmak abartili bir yaklasim. Hatirlarsan Topbas'in 2. Donem Baskanligi konusunda da spekulatif degerlendirmler olmus ve hic de isabetli olmadiklari gorulmustu..

Her zaman sevgi ve dostlukla..