Başbakan şaka yapmıyorsa kalem efendileri uyarmalı...
AB tam üyelik müzakerelerine başlamak için "vize" aldığımızda gündüz gözüyle havai fişek çılgınlığı bile yaşamıştık...
ADNAN BERK OKAN
ABD eski başkanlarından (Nixon istifa edince yerine geçmişti) Gerald Ford için, "hem sakız çiğneyip hem merdiven çıkamaz" denirdi.
Başbakan Erdoğan'ın, despotluğuyla ünlü Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin'e:
“Bizi Şanghay Beşlisi’ne alın, biz de Avrupa Birliği’nden ayrılalım” deyişi bana Gerald Ford'u hatırlattı...
Biz de "hem ileri demokrasi ama hem de ekonomik menfaatlerimizi gözetme" konusunda pek başarılı olamıyoruz...
AB; enerji bölgelerinde etkin iken ve biz de ona gidecek enerjiye köprü olabilecekken can ciğer kuzu sarmasıydık...
AB tam üyelik müzakerelerine başlamak için "vize" aldığımızda gündüz gözüyle havai fişek çılgınlığı bile yaşamıştık...
Ama ne zaman ki ABD Irak'a askeri müdahalede bulundu...
Ne zaman ki AB ülkelerinin Irak'la (enerji bölgesiyle) olan bütün ticari bağları koptu...
Ve ne zaman ki AB ülkeleriyle İran da "papaz" oldular ve AB ülkelerinin enerji bölgelerindeki etkinliği iyice sıfırlandı; hemen vazgeçiverdik AB tam üyelik sevdasından...
"Enerji kaynakları çok, demokrasileri hiç yok" Shanghay Altılısı'nın (bakmayın "beşli" denildiğine; Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan) önderi konumundaki Putin'e "bizi de alın aranıza ey despotlar!" ricasında bulunuverdik...
Yakında bu ricanın mihnete dönüşebileceğini görmüyoruz ne yazık ki...
Ve en fenası...
2002 yılında dönemin MGK Genel Sekreteri olan Org. (bugün emekli ve Ergenekon zanlısı) Tuncer Kılınç "İran'ı da yanımıza alıp Shanghay Beşlisine katılalım" dediği için Ak Parti iktidarına yandaşlık yapmayı "yazarlık" zanneden bir kısım zevat paşaya demedik lâf bırakmamışlardı...
Bugün, o paşanın söylediklerinden daha da ileri giden ve Putin'e "bizi de alın" diyen bir Başbakan'ı ise bırakın eleştirmeyi neredeyse alkışlayacaklar...
Ben işte bu zihniyeti tenkit ediyorum...
Bu yandaşların, bu yalakaların kim oldukları umurumda bile değil...
Hatta bazılarıyla samimi dostluğum da var...
Ama onlara karşı olan sevgim, yaptıkları çirkin gazeteciliği eleştirmeme mani değil...
Ben onların nüfus cüzdanlarını değil, fiillerini tenkit ediyorum...
Davranışlarındaki çürümüşlüğe karşıyım...
Kaldı ki;
"Enerji" dediğimiz şey böylesine hızlı gelişen bir dünyada alternatifi olmayan bir "kaynak" değil...
İşte "Kaya Gazı" diye bir şey bulundu...
Daha başka ve yenilenebilir enerji kaynaklarının bulunmayacağı ve hatta belki de bulunmadığını kimse söyleyemez...
Ukrayna'da bulunan 3 milyar metreküplük kaya gazının işletme hakkını Holanda ve İngiltere ortak olarak aldılar...
Bunun arkası gelecek...
Ama bir şeyin arkası gelmez:
Shangay Altılısının arkası...
Çünkü orada demokrasi yok...
Çünkü orada bireyin onuru yok...
Çünkü orada özgürlük yok...
Eğer sadece "enerji" için bütün bu çağdaş değerlerden vazgeçilecekse Erdoğan ve yakın çevresi bilsin ki buna imkân yok...
Erdoğan'ı % 51'e taşıyan güç, başında bulunduğu hükümetlerin hem ekonomiyi iyi ve doğru yönetmesi hem de hukukun üstünlüğü ve ileri demokrasiye verdiği değerdir...
Umarım Sayın Başbakan Putin'le şakalaştığını söyler de milletçe rahatlarız...
Yoksa göz göre göre despotizme sürüklenen bir ülke halkı olarak Başbakan'a olan sevgimizi devam ettirirken desteğimizi koparmayı da biliriz...
[email protected]
ABD eski başkanlarından (Nixon istifa edince yerine geçmişti) Gerald Ford için, "hem sakız çiğneyip hem merdiven çıkamaz" denirdi.
Başbakan Erdoğan'ın, despotluğuyla ünlü Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin'e:
“Bizi Şanghay Beşlisi’ne alın, biz de Avrupa Birliği’nden ayrılalım” deyişi bana Gerald Ford'u hatırlattı...
Biz de "hem ileri demokrasi ama hem de ekonomik menfaatlerimizi gözetme" konusunda pek başarılı olamıyoruz...
AB; enerji bölgelerinde etkin iken ve biz de ona gidecek enerjiye köprü olabilecekken can ciğer kuzu sarmasıydık...
AB tam üyelik müzakerelerine başlamak için "vize" aldığımızda gündüz gözüyle havai fişek çılgınlığı bile yaşamıştık...
Ama ne zaman ki ABD Irak'a askeri müdahalede bulundu...
Ne zaman ki AB ülkelerinin Irak'la (enerji bölgesiyle) olan bütün ticari bağları koptu...
Ve ne zaman ki AB ülkeleriyle İran da "papaz" oldular ve AB ülkelerinin enerji bölgelerindeki etkinliği iyice sıfırlandı; hemen vazgeçiverdik AB tam üyelik sevdasından...
"Enerji kaynakları çok, demokrasileri hiç yok" Shanghay Altılısı'nın (bakmayın "beşli" denildiğine; Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan) önderi konumundaki Putin'e "bizi de alın aranıza ey despotlar!" ricasında bulunuverdik...
Yakında bu ricanın mihnete dönüşebileceğini görmüyoruz ne yazık ki...
Ve en fenası...
2002 yılında dönemin MGK Genel Sekreteri olan Org. (bugün emekli ve Ergenekon zanlısı) Tuncer Kılınç "İran'ı da yanımıza alıp Shanghay Beşlisine katılalım" dediği için Ak Parti iktidarına yandaşlık yapmayı "yazarlık" zanneden bir kısım zevat paşaya demedik lâf bırakmamışlardı...
Bugün, o paşanın söylediklerinden daha da ileri giden ve Putin'e "bizi de alın" diyen bir Başbakan'ı ise bırakın eleştirmeyi neredeyse alkışlayacaklar...
Ben işte bu zihniyeti tenkit ediyorum...
Bu yandaşların, bu yalakaların kim oldukları umurumda bile değil...
Hatta bazılarıyla samimi dostluğum da var...
Ama onlara karşı olan sevgim, yaptıkları çirkin gazeteciliği eleştirmeme mani değil...
Ben onların nüfus cüzdanlarını değil, fiillerini tenkit ediyorum...
Davranışlarındaki çürümüşlüğe karşıyım...
Kaldı ki;
"Enerji" dediğimiz şey böylesine hızlı gelişen bir dünyada alternatifi olmayan bir "kaynak" değil...
İşte "Kaya Gazı" diye bir şey bulundu...
Daha başka ve yenilenebilir enerji kaynaklarının bulunmayacağı ve hatta belki de bulunmadığını kimse söyleyemez...
Ukrayna'da bulunan 3 milyar metreküplük kaya gazının işletme hakkını Holanda ve İngiltere ortak olarak aldılar...
Bunun arkası gelecek...
Ama bir şeyin arkası gelmez:
Shangay Altılısının arkası...
Çünkü orada demokrasi yok...
Çünkü orada bireyin onuru yok...
Çünkü orada özgürlük yok...
Eğer sadece "enerji" için bütün bu çağdaş değerlerden vazgeçilecekse Erdoğan ve yakın çevresi bilsin ki buna imkân yok...
Erdoğan'ı % 51'e taşıyan güç, başında bulunduğu hükümetlerin hem ekonomiyi iyi ve doğru yönetmesi hem de hukukun üstünlüğü ve ileri demokrasiye verdiği değerdir...
Umarım Sayın Başbakan Putin'le şakalaştığını söyler de milletçe rahatlarız...
Yoksa göz göre göre despotizme sürüklenen bir ülke halkı olarak Başbakan'a olan sevgimizi devam ettirirken desteğimizi koparmayı da biliriz...
[email protected]