Başbakan Erdoğan o manşete ne derdi?
"Demokrasinin alanı mı daralıyor?" Demokratik açılımdan söz ederken bu soru çok anlamlı geliyor ve çok da sık olarak soruluyor.
GAZETECİLER.COM
"Demokrasinin alanı mı daralıyor?"
Demokratik açılımdan söz ederken bu soru çok anlamlı geliyor ve çok da sık olarak soruluyor.
Vatan Gazetesi yazarı Mehmet Tezkan da bugün bu soruyu sormuş makalesinde.
1980'li yıllara dönerek örnekleme yapmış...
"Dönemin Başbakanı Özal’ın konuşması her ay ‘icraatın içinden’ adıyla TRT’de yayınlanmaktaydı.. Tek kanallı yıllar.. Çaresi yok, herkes paşa paşa izliyordu..
1987 yılında TRT-2 Türkiye çapında izlenir hale gelince Sabah gazetesi fırsatı kaçırmaz manşeti patlatır..
“Artık Özal’a mahkum değilsiniz. TRT-2’yi açın harika bir film var.”
Gazeteyi gören Turgut Özal kahkahalar atarak telefon eder..
Uyardınız iyi oldu edasıyla; “konuşmamı aynı saatte TRT-2’de de yayınlasınlar diye talimat verdim."
Sonra da sorgulamış Mehmet Tezkan...
Acaba o manşet Başbakan Erdoğan'ın döneminde atılsaydı ne olurdu diye?
'Tepkisi sert olurdu' diye düşünüyor Tezkan...
Ve bu düşüncesini de şöyle özetliyor:
"Etik değil derdi.. Böyle medya olmaz derdi.. Bu basın özgürlüğü demek değil diye karşı çıkardı..
Bunlar eski alışkanlıklar; iktidarı karalama hastalıkları diye tanımlardı..
Milletimle arama giremezler diye diklenir, buna bir hakları yok, alamaz diye hiddetlenirdi..
Uzatmayalım..
Medyanın siyasete müdahalesi olarak görür acayip sinirlenirdi.. Meseleyi şahsileştirirdi.. O yayın organının üzerine kocaman bir çizik atardı..
Soruyu başka türlü soralım.
Gazeteler benzer bir manşeti bugün gönül rahatlığıyla atabilir mi?
Zor..
Zorsa şu soruya yanıt arayalım..
Hoşgörü mü azalıyor, demokrasinin alanı mı daralıyor?"
