MEDYA KÖŞESİ

Barlas'tan 'yeni zengin'lere içme dersleri

Sabah başyazarı Pazar yazısında eski bir kitabından ilginç bir bölüme yer verdi. Barlas yeni zenginler ile takılanlara votka ile hava atma dersleri verdi.

Barlas'tan 'yeni zengin'lere içme dersleri

Bodrum'da yaz tatilini geçirmekte olan Sabah başyazarı Mehmet Barlas, bu pazar köşesinde Bodrum'daki yeni zenginlerden örnekler verirken, bir yandan da "sosyete" diye anılan bu "yeni zenginler" ile takılanlara içme dersleri verdi.

Barlas 2005 yılında yayımlanan Latife Hanımın Sırları ve Türk Sosyetesi isimli kitabında Votka ile hava atmanın nasıl mümkün olabileceğini anlattığı Para sahibi olan herkes 'zengin' değildir başlıklı bölüme köşesinde yer verdi.

İşte Barlas'ın yeni zenginleri yerden yere vurduğu ve onlarla takılıp zengin gibi davrananlara ders verdiği o satırlar:

"Şimdi yalı sahipleri yaz mevsimini Yeniköy yalılarının rıhtımlarında geçirmiyorlar... Bu kesimden Bodrum'a gelenler de, yatları ile Yunan adalarına açılmaktalar... Sahip oldukları yatların milyon dolarla ölçülen değerlerine veya o yolculuğu yapmak için ne kadar mazot yaktıklarına bakmayıp, "Ama Yunan adalarındaki lokantaların fiyatları Bodrum'dakilerden daha ucuz" diye anlatıp duruyorlar.

Bu "Zengin olmak" denilen şey herkes tarafından farklı yorumlanır... Hani Allah Temel'e "Yürü ya kulum" deyince Temel arabasını satıp yürümeye başlamış ya... Bunun gibi bir şey bu zenginlerin farklı davranışları.

PARASI OLAN YİR...

1950'lerde Marshall yardımı ile Türk tarımına Amerikan traktörleri girmişti. Kore savaşı ile de tarım ürünlerinin fiyatları artınca, o dönem Beyaz Türklerinin "Hacı Ağa" olarak niteledikleri pamuk ve buğday zengini çiftçiler ortaya çıkmıştı. Bunlardan biri traktörü ile Adana'daki barın kapısına park etmiş. Barda çalışan bir konsomatris hanımı alıp otele götürmüş. Otelin banyosundaki küveti şampanya ile doldurmuş ve beraberindeki kadını da, şampanya dolu küvete sokmuş... Bu çiftçi ile yapılan bir gazete röportajında muhabir "Neden böyle yaptınız" diye sormuştu... Adamcağız da yörenin lehçesi ile "Parası olan yir" diyerek tek cümle ile cevap vermişti. Bu dönemde ise parası olan önce bir yat alır sonra da Yunan adalarındaki bir meyhanede ne bulursa "Yir"...

KAZANMAK VE HARCAMAK

Kısacası parayı harcamak bazen kazanmaktan daha zordur... Kadınınıza mavi ya da sarı pırlantayı, Tiffany'den mi, Harry Winston'dan mı alacağınız sorunsalına takılmışken gazetelerin hafta sonu eklerinden "En iyi 10 kebapçı"yı veya "En iyi 10 köfteci"yi arıyorsanız, bu zorluğu daha derinine hissedersiniz.

Hem az para harcayıp hem de en zenginlerin tükettiği markalara takılmak, ancak votka ile mümkündür. Votka çok pahalı olmayan, ama çeşitli markalar söz konusu olduğunda en zenginler tarafından da aranılan bir içkidir. Votkanın en pahalı markaları 30-50 dolar arasında satılıyor.

ÖĞLEYİN İÇMEYİN

Bilinen en iyi marka votkalardan bazıları da şunlar: Belvedere ( Polonya), Boru (İrlanda), Chopin (Polonya), Ketel One (Hollanda), Level (İsveç), Stolichnaya Gold (Rusya), Ston (Estonya), Türi (Estonya), Vox (Hollanda), Wyborowa (Polonya).

En zenginlerle masaya oturduğunuzda, bu markalardan birini seslendirip, "Ben başka votka içmem" derseniz, etki yaratabilirsiniz. Ancak votkayı öğle yemeklerinde içmeniz pek tavsiye edilmez. Kokmadığı için, kimse sizin sarhoş olduğunuzu anlamaz, sizi aptal sanabilirler.

MEHMET BARLAS'IN TÜM YAZILARI

ÇOK OKUNANLAR