MEDYA KÖŞESİ

Barlas'tan dere kenarı bilgesine cevap!

Çırılçıplaklık özgürlüktür" diyerek bu görüntünüzü de gazetenize taşırsanız, önce gazetenin sahibini sonra da Hugh Heffner'i şaşırtırsınız.

Barlas'tan dere kenarı bilgesine cevap!
ADNAN BERK OKAN

Nasrettin Hoca'ya bir komşusu sormuş:
"Hocam, helâda sakız çiğnemek caiz midir?"
"Dinen bir günahı yok ama görenler bir bok yediğini sanırlar"...

Ertuğrul Özkök, "Sayın Barlas siz de kabul edin" başlığı altında yayımlanan makalesinde, Gabon'da bir deniz kenarında çıplak ayakla gürüntülenen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü bir güzel övdükten sonra, Mehmet Barlas'ın da deniz kenarında görüntülenmiş çıplak ayaklı bir fotoğrafını yayımlayarak şöyle diyordu:

Bundan 2 yıl kadar önce Hürriyet'te yayınlanan bir mülakat için evimde fotoğraf çekilmişti.
Ev halimdi. Üzerimde patchwork bir pantolon vardı. Ayaklarım çıplaktı.
Mehmet Barlas bu fotoğrafımı çok eleştirmişti. Bir genel yayın yönetmeni okurunun önüne çıplak ayakla çıkar mı diye sormuştu.

Ve daha sonra sözü Barlas'a getirip çakıyordu:

Son satırlarım Mehmet Barlas'a şahsi bir mesaj.
Lütfen bu yazıyı “soğuk içilen bir intikam şerbeti” duygusuyla okumayın.
Hayatımda hiçbir zaman intikam duygusu taşımadım. Ayrıca hayatımın tam anlamıyla kendimle ve herkesle barışma dönemindeyim.
Ayrıca keşke birbirimiz hakkındaki eleştirilerimiz sadece böyle masum ve beyaz konularla ilgili olsa.
Çıplak ayakla dolaşmak iyidir.
İnsanın hem ufkunu açar, hem özgürleştirir.
Tabiat ile çıplak temas çok ama çok iyidir. 
Hayatımız hep kostümlü provalar, maskeli balolarla geçti.
Biraz da çıplak, hatta çırılçıplak dolaşmayı öğrenme zamanı geldi...

Mehmet Barlas bugünkü SABAH'ta "Özgürlük ve ufuk açıklığı" başlığı altında yayımlanan makalesinde Özkök'e cevap vermekte gecikmemek nezaketini gösterdi..
Bakın yazısının bir yerinde ne diyor:

Ayaklar baş mı oldu?

Ama siz özel yaşamınızdaki yalın ayaklılığınızı genel yayın yönetmeni olduğunuz gazetede okurlara teşhir ederseniz bu pek doğru olmaz.
Hele "Çırılçıplaklık özgürlüktür" diyerek bu görüntünüzü de gazetenize taşırsanız, önce gazetenin sahibini sonra da Hugh Heffner'i şaşırtırsınız.
Benim söylemek istediğim buydu.
Sayın Özkök'ün denize ayakkabı ile girmesini veya kumların üzerinde ayakkabı ile dolaşmasını tabii ki ben de isteyemem.
Ama "Ayaklar baş oldu" içerikli demokrasiyi ve halkı küçümseyen "Ben Beyaz Türk'üm" çizgisindeki yorumlarını da görmek istemem açıkçası.
Ayak fetişizmini siyasete taşımak yerine, ufuk açıklığına ve özgürlük anlayışına kafaları değiştirerek girmek daha doğrudur.

Mehmet barlas'ın yazısının
ÇOK OKUNANLAR