MEDYA KÖŞESİ

Barlas, Ekşi'ye eldiveniyle vurdu!

1960'ın Ekim'inde 27 Mayıs'ın Milli Birlik Komitesi, üniversitelerden 147 öğretim üyesini ihraç ettiği zaman bunu ilk haberleştiren ben olmuştum

Barlas, Ekşi'ye eldiveniyle vurdu!
GAZETECİLER.COM - İnanılmaz nazik ama nazik olduğu kadar da (halk tabiriyle) aşağılayıcı. Mehmet Barlas'ın bugünkü yazısından söz ediyoruz.

Eski dönem İngiltere'sinde ve eldiveni yüzüne yiyen kişi de asil olsaydı, kesin silâhlı düelloya giderdi iş. Ama karşı taraf asil değilse ağız dalaşıyla geçiştirilirdi.
Biz yüzüne Barlas'ın mendiliyle vurulan Oktak Ekşi'nin ağız dalaşını tercih edeceği kanısındayız.

Barlas'ın nazik çakışından bir bölüm şöyle:


Oktay Ekşi'ye hatırlatmam gereken bazı durumların olduğu kesin.
Türkiye'de insanlar aynı anda hem gazetecilik hem de öğrencilik yapabiliyor.
Mesela ben 18 yaşındayken ve Hukuk Fakültesi öğrencisiyken, gazetecilik de yapıyordum.
1960'ın Ekim'inde 27 Mayıs'ın Milli Birlik Komitesi, üniversitelerden 147 öğretim üyesini ihraç ettiği zaman bunu ilk haberleştiren ben olmuştum ve "Atlatma" haber olarak bu benim imzamla manşette yayınlanmıştı.
Yassıada Duruşmaları'ndan biri olan Ali İpar Davası'nı (15 Kasım 1960'ta başlamıştı) babamın imtiyaz sahibi olduğu Son Havadis adına Aziz Nesin'le ben izlemiştik ve imzamızla notlar yazmıştık. Aynı yıl Orhan Kemal ve Muzaffer Buyrukçu ile birlikte İstanbul'un bugün ilçe olan ama o dönemin yeni oluşan varoşlarında, Taşlıtarla'da (Bugünkü Gaziosmanpaşa), Gültepe'de, Kuştepe'de röportajlar yapmıştık ve bunlar da imzalı yayınlanmıştı.
Ayrıca şunu da ekleyeyim.
Oktay Ekşi'nin genç bir gazeteci olarak izlemeye çalıştığı gelişmelerin çoğu benim baba evimin yaşantısının parçalarıydı.

Kıdem meselesi
Mesela babamın tutuklandığı günün ertesindeki 1957 Ekim akşamı Pembe Köşk'te İnönü'nün yanındaydım. Annemin yazdığı mektubu ona okuyor ve verdiği cevabı Kemal Satır, Turhan Feyzioğlu, İsmail Rüştü Aksal'la birlikte dinliyordum. O zaman da 15 yaşındaydım.
Ertuğrul Özkök'ten daha kıdemli olmam bir hüner değil.
Daha önce doğmuşum. Ama mesleğe de erken başladım sonuçta.
Özkök, 12 Mart 1971 darbesinde idam edilen Deniz Gezmiş için Paris'te bir öğrenci olarak kâğıt dağıttığını yazıyor hep.
Ben 12 Mart darbesi olduğunda Cumhuriyet'te yedi yıldır yazarlık yapıyordum ve o darbe sonrasında gazeteden ilk çıkartılan yazar ben olmuştum.
Bence Oktay Ekşi "Andıç"ların doğruluğuna güvendiği kadar meslektaşlarına ve onların yazdıkları yazılara da, kitaplara da güvenmelidir.

Barlas'ın yazısının tamamını
Yorumlar