MEDYA KÖŞESİ

Balbay, Bekir Hazar'ı neden aradı?

Mustafa Balbay, Bekir Hazar'ı arayarak hangi konuda destek olacağını söyledi? Peki neden gazeetsinde konuyla ilgili tek satır bile yazmadı?

Balbay, Bekir Hazar'ı neden aradı?

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay Ergenekon'dan tutuklandı. Yazarlar çizerler tartıştı, tartışıyor... Bugün Bekir Hazar'da parmakalrını Mustafa Balbay için çalıştırıdı.. Yok yok o bu tartışmaya girmiyor sadece bir anısını bizlerle paylaşıyor..

-(...) Yaklaşık iki yıl önce bu sütunlarda bir konuyu aktardım. Çanakkale Savaşı öncesi Avustralya'da yaşayan iki Türk'ün öyküsüydü bu. Maraşlı dondurmacı iki Türk Avustralya hükümetine başvurup “Buradan Anzakları Çanakkale'ye götürüyorsunuz. Biz de ülkemize gidip ordumuza katılmak istiyoruz. Ne olur gemiye bizi de koyun. Çanakkale'ye vardığımızda denize atlayıp ordumuzun saflarına katılalım” diyordu. Avustralya hükümeti bu isteğe müthiş saygı duyuyor ancak “Düşmanımıza asker götüremeyiz” diyerek reddediyordu. O iki Türk de “O zaman biz de burada size savaş ilan ederiz” diyor, gemilere asker taşıyan treni bombalayarak ve çarpışarak o topraklarda şehit oluyordu.

“TRT neden bunu film yapmıyor” diye sormuştum o dönemde.

Yazımın yayınlandığı gün beni Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay aradı. “Okudum” dedi. Müthiş etkilendiğini, tüylerinin diken diken olduğunu, film yapılması fikrine kendisinin de destek olacağını söyledi.

Ertesi gün Radikal'den Haluk Şahin bu yazımdan alıntı yapıp duvara tosladığımı öne sürüyordu. Benim Avustralya'daki savaşçı iki Türk diye yazdığım kişilerin Afgan olduğunu savunuyordu. Hatta ilk Talibanlar olarak tanımlıyordu. Neredeyse ben de verdiğim bu destekle Taliban kafası olmuştum.

Ve Mustafa Balbay bir daha aramadı. Film yapılmasına destek verecekti ancak gazetesinde bu konuda tek satır yazı yayınlanmadı. Acaba Haluk Şahin'in yazdıklarından mı etkilendi diye düşündüm hep. Bir gün karşılaşırsak hep bu soruyu sormak istedim. Karşılaşamadık.

Olayın ikinci boyutunda ise Haluk Şahin'e verdiğim cevap vardı.

Dedim ki; “Sevgili Haluk Bey, bu iki Türk'ün Avustralya'daki savaşını ben ortaya atmadım. Hürriyet'in duayenlerinden ünlü yazarlarından biri yıllar önce kaleme aldı. Ben alıntı yaptım. Yani Taliban kafalılıkla suçladığın, şahsıma ait bir yazı değil bu. Çalıştığın Doğan grubunun diğer gazetesinde köşe yazarlığı yapan kişiye ait iddialar. Eğer Avustralya'ya savaş açan iki kişi Türk değil de Taliban'sa bu Hürriyet yazarının sorunu. Çünkü onları yıllar önce bize Türk diye takdim eden o”

Nedense Haluk Şahin'den de bu açıklamamdan sonra “Tıss” çıkmadı. Aramadı, sormadı... Cevap da yazmadı. Kabuğuna çekildi, sessizliğe büründü. Hâlâ sessiz!

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar