GÜNDEM

Bakın hangi ismi verdi! Melih Altınok'a göre Kılıçdaroğlu da işin içinde!

Sabah yazarı Melih Altınok, günlerdir konuşulan Külliye meselesine ilişkin CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Fox ekranına çıkması ile puzzle'ın son parçasının tamamlandığını söyledi. Bu senaryonun hedefindeki ismi de açıklayan Altınok, fake gündemin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a karşı bir hamle olarak okumanın mümkün olduğuna dikkat çekti.

Pınar Erden
Pınar Erden[email protected]
Bakın hangi ismi verdi! Melih Altınok'a göre Kılıçdaroğlu da işin içinde!

Sözcü yazarı Rahmin Turan'ın iddiası dün Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklama ile balon gibi söndü. Şimdi herkes 'Rahmi Turan neden bu iddiayı ortaya attı?' diye soruyor.

Sabah yazarı Melih Altınok da CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun da rol üstlendiğini iddia ettiği senaryodaki asıl hedefin Metin Feyzioğlu olduğunu söyledi.

Şimdi gözler Rahmi Turan'ın yapılan eleştirilere ne cevap vereceğinde...

Atatürkçüleri Silkeleme Enstitüsü

Sözcü gazetesi Başyazarı Rahmi Turan geçtiğimiz günlerde ismini açıklamadığı bir CHP'linin Beştepe'de Cumhurbaşkanı ile görüştüğünü yazdı.
Kaynağı açıklanmayan iddiaya göre bu görüşmede Cumhurbaşkanı meçhul CHP'liye partinin başında Kemal Kılıçdaroğlu yerine kendisini görmek istediklerini söylemişti!
Turan, yazısını CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Sözcü'yü, Hürriyet'in yerine "yeni amiral gemisi" olarak takdis etmesinden hemen sonra patlatmıştı.
Kemal Bey de ertesi sabah FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın programına çıkarak puzzle'ın son parçasını koydu... Turan'ın iddiası için "doğrudur" dedi. Böylece resim ortaya çıkmış oldu.
Çoğu kişi başka adres gösteriyor. Ama bence Kılıçdaroğlu'nun da rol üstlendiği bu senaryonun hedefinde, son dönemlerdeki sağduyulu açıklamalarıyla popülaritesi yükselen Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu var.
Ayrıca bu fake gündemi, seçimlerin ardından Barış Pınarı Harekâtı ve ABD temaslarıyla anketlerde yükselişte olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a karşı bir hamle olarak okumak da mümkün.

***

Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi'nin anında yalanladığı, iddia sahiplerininse tek bir delil ortaya koyamadığı bu sansasyonu ciddiye alıp tavır geliştirenleri gördükçe kendime hakim olamıyorum... İstemsizce gülüyorum.
Gerçi haklısınız, Arınç'ın eski bir danışmanının başlattığı "bağımsız gazetecilik tartışmasında, 90'larda, 28 Şubatlarda medyanın tüm kirli ellerine bulaşmış Faltaylıların "gazetecilik etiğini" temsil ettiği bir ülke burası... Absürtlüklere alışığız.
Ancak hiçbiri "teflonluk" konusunda bu kez hikâyenin kahramanı olan Rahmi Beyin eline su dahi dökemezler.***


Zira Rahmi Bey, Yetenekli Bay Ripley'e soğukkanlılıkta nal toplatır.
Öyle ki bugün Atatürkçüler'in ve CHP tabanının reflekslerini şekillendirmekte bir aparat olarak işlev gören Turan her kılığa girer, hiç sorun etmez.
Örneğin 28 Şubat'ta patronu Aydın Doğan'ken, Hürriyet Medya Towers'ın 13. katına çıkar... Grubun muhafazakârlara yönelik çıkarttığı Son Çağrı gazetesinde başyazar sütununa kurulur... Mehmet Şevket Eygi ve Avni Özgürel gibi isimlerin yazdığı gazetede dönemin Başbakanı Erbakan'a methiyeler düzerdi.
Daha sonra da 5. kata inip, bugünkü Sözcü'nün babası olan Gözcü'de dönemin şımarmış darbeci generallerine alkış tutardı.
Çalışkan bir adamdı Rahmi Bey... Boş vakitlerinde de, tatil yörelerinde bikiniyle fotoğraflanmış turist kadınların fotoğrafları altına erotik hikâyeler uydurup basardı.
E tabii geçen onca senede ustalaştı.
Eskiden resim altına uydururdu, şimdi ise yazı üstüne fotoğraf oturtmaya çalışıyor.
Ahmet Hamdi Tanpınar yaşasa, Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü yeniden yazar, adını da Atatürkçüleri Silkeleme Enstitüsü koyardı.
Hem hikâyede fazla bir değişiklik yapmasına da gerek kalmazdı. Halit Ayarcı yerine romanın kahramanı bu kez Rahmi Turan olurdu, o kadar.
Ömrünü Ayarcı'nın yalanlarına inanıp heba eden Hayri İrdal'ın rolünü de Turan gibi bir karakteri ciddiye alıp kendine siyasi güzergâh belirleyen sözcü okurlarından herhangi biri üstlenebilirdi.
İnsan en çok onlara üzülüyor aslında.

Yorumlar