Bakanlığı tahrik ettik ve cevap geldi…
Çünkü Maliye Bakanlığı “zırt, pırt” açıklama yapan, yapabilen bir bakanlık değildir… Ancak bir gerekçe varsa......
Elbette risk almıştım. Bir yanda Aydın Doğan Gurubu’nun vergi kaçırmış olabileceğini ve kendisinin edip kendisinin bulduğunu söylüyordum, diğer yanda ise Eyüp Can’ın Doğan Gurubu’nun haklı(!) olduğunu kanıtlayan(!) makalesinin neden manşete çekilmediğini soruyordum…
Çünkü şunu biliyordum (Nitekim yazımın bir yerinde şöyle diyordum. "Eğer strateji gereği değilse"): Eyüp Can’ın yazısı “yem”di..
Ya yemi yutup oltaya yakalanacaklardı…
Ya da görmezden geleceklerdi…
Çünkü Maliye Bakanlığı “zırt, pırt” açıklama yapan, yapabilen bir bakanlık değildir…
Ancak bir gerekçe varsa, yaptığı uygulamanın yanlışlığı bazı belgelerle kanıtlanmaya çalışıyorsa devreye girer…
Doğan Gurubu köşe yazarlarının hiçbirisi; “İşte belgesi… Maliye Bakanlığı yanlış” diyemiyorlardı…
Buna karşılık sadece Hükümeti ve Başbakan'ı suçluyor, “siyasi baskı gördük… Bazı yazarlarımızın tasfiyesini istiyorlar” diye çığlık atıyorlardı…
Ve bu sırada Eyüp Can’a, Bakanlıktan verildiği gün gibi ortada olan bir “emsal rapor” ulaştırıldı…
Eyüp Can da bunu yazdı…
Yazdı ama Hürriyet yönetimi yazıyı görmezden geldi…
Çünkü Soner Gedik’e sordular ve “citibank’a kesilen ceza ile bizimkisi aynı değil” uyarısını aldılar…
Neden aynı değildi?..
Maliye Bakanlığı Doğan Yayın Holding'in doğrudan ve dolaylı bağlı ortaklıklarına kesilen 3.8 milyar liralık vergi cezasına yönelik eleştirilere dün yanıt verdi.
Doğan Yayın Grubu dahil şirketler hakkındaki vergi incelemesi işleminin, sadece zamanında tam olarak ödenmeyen verginin ilgili şirketten talep edilmesinden ibaret olduğunu bildirdi.
Yapılan yazılı açıklamada "Hiçbir mükellefe, sektöre veya kişiye özel uygulama yapılması asla söz konusu olamaz. Denetimlerin siyasi baskıyla yapıldığı iddiaları çok çirkin" denildi ve şu
Ben günlerdir Maliye’nin vereceği işte bu cevabı bekliyordum çünkü borsa yatırımcısı sürekli aldatılıyordu…
Doğan Gurubu gazeteler, “uzlaşıyoruz” diyorlar ve hisselerini yukarıda tutmaya çalışıyorlardı…
Benim dikkatimi çeken işte buydu…
Ve işte bu nedenle Citibank hakkındaki o emsal kararın neden manşete çekilmediğini “kurcalamaya” karar verdim…
Şunu demek istiyordum:
Eyüp Can'ın yazdıkları doğru idiyse neden "manşet" değildi?..
"Doğru" değil idiyse niçin hükümeti ve bakanlık bürokrasisini suçluyorlardı?..
Bir tür "Kıyas"tı benim yaptığım...
Tarihimizin en ünlü kıyaslarından birini hatırlatayım…
Sırplar, Osmanlı’ya savaş ilân etmişlerdi…
Padişah 2. Murat ise tahtını oğlu 2. Mehmet’e bırakmıştı…
2. Mehmet babasına şu mektubu yazmıştı:
"Eğer padişah ise ordularının başına geç. Eğer padişah ben isem, emrediyorum ordularının başına geç"…
2. Mehmet bunu söylediğinde henüz 14 yaşında bir padişahtı ve "Fatih" değildi…
Eyüp Can’ın doğru olduğunda ortalığı ayağa kaldıracak yazısının manşete girmeyişi sıradan bir iç hesaplaşma olabilir miydi?..
Yoksa o yazıyı manşete çekerek Maliye bakanlığını “Tahrik” etmekten mi kaçınmışlardı?.
Demek ki “Tahrik”ten korkmuşlardı…
Biz, “O yazı neden manşette değil?” diye ısrarla sorunca da Maliye Bakanlığı açıklama yapmak zorunda kaldı…
Demek ki; Eyüp Can’ın makalesinde gösterilen “emsal karar”ın, Doğan Gurubu’ndan tahsili istenen anapara + ceza ile hiç ilgisi yokmuş…
Ve büyük ihtimalle, “Uzlaşmaya Girmediği" konusunda yazdığım analizde de haklı çıkacağım...
Bekleyeceğiz…
Adnan Berk Okan