"“Bahtsız Bedevi” şansı var" dedi Ali Babacan neden parti kurdu?
Kurtuluş Tayiz, Babacan'ın partisinin ilan edildiği gün Türkiye’nin tek gündeminin “koronavirüs” olduğuna dikkat çekti. "Bu işlere akılla değil de ricayla, iteklemeyle veya talimatla girince zihin işte böyle dumura uğruyor. " diyen Tayiz, böyle olunca alınan hiç bir kararın da doğru ve isabetli olmadığını söyledi.
Ali Babacan’ın “parti kurdum, ülkemin sorunlarını ben çözeceğim” demesinin hem samimi olmadığını hem kuşku verici olduğunu söyleyen Akşam yazarı Kurtuluş Tayiz, ülkede kıyametler koparken Babacan'ın ortalıkta hiç görünmediğine dikkat çekti. Davası,derdi olan siyasetçinin meydanda olması gerektiğini belirten Tayiz, "Ülke biraz istikrara kavuşup rahat bir nefes aldığında bu uyanıklar piyasaya çıkıp sözde ülkeyi kurtaracaklar! Milletin zekasıyla bu kadar fütursuzca alay edildiğine daha önce hiç şahit olmamıştım, ya siz? " diye yazdı.
Babacan'ın gerçek motivasyonu ne?
Ali Babacan’da da “Bahtsız Bedevi” şansı var. Aylarca hazırlık yap, parti kur, “ha bugün ha yarın açıklayacağız” diye merak oluştur, sonunda partinin ilan edileceği gün Türkiye’nin tek gündemi “koronavirüs”ü olsun!
Gerçi azıcık akıl olsa, dünyada ve ülkede zaten tek gündemin koronavirüs olduğunu görür, hazırlık çalışmalarını uzatır, partinin ilanını daha iyi bir konjonktüre denk getirebilirdi.
Bu işlere akılla değil de ricayla, iteklemeyle veya talimatla girince zihin işte böyle dumura uğruyor. Haliyle alınan hiç bir karar da “doğru” ve “isabetli” olmuyor. Ali Babacan’ın parti kurma hevesini gerçekten anlamak isteyenler tam bu noktaya odaklanmalıdır. Ali Babacan, neden bir parti kurdu? Ülke ve devlet hassasiyeti, duyarlılığı mı? Millete hizmet duygusu mu? Babacan’ın gerçek motivasyonu ne?
Son beş yılda ülke hop oturup hop kalkarken Babacan’ın tek bir açıklamasını, girişimini, hatta sosyal medya mesajını duyan oldu mu? Ülkeyi hedef alan terör saldırılarına, ekonomik suikastlara, hatta darbe girişimine karşı Ali Babacan bırakalım devlet adamı refleksini, sıradan bir yurttaş duyarlılığını gösterip bir açıklama, bir tepki, bir irade ortaya koydu mu?
Bugüne kadar elini sıcak sudan soğuk suya sokmayan Ali Babacan’ın, şimdi kalkıp “parti kurdum, ülkemin sorunlarını ben çözeceğim” demesi hem samimi değil hem son derece kuşku verici. Zira ülkede kıyametler koparken Sayın Babacan ortalıkta hiç görünmedi. Biraz duyarlılığı olsaydı herhalde ortaya çıkar, varlığını herkese hissettirirdi. Biz de bilirdik ki, her dönemde siyasi bir figür olarak ortadaydı kendisi. Oysa Babacan 15 Temmuz’da ülke işgalin eşiğine geldiğinde de bile ortalıkta yoktu. Bugün sahneye çıkmasını öyle “ülkenin kötü gidişatını durdurma” gibi süslü ifadelerle açıklayamaz. Açıklamasına açıklar da ama pek ikna edici olmaz, demek istediğim.
Davası olan, derdi olan siyasetçiler ülkede kıyametler koparken köşe bucak saklanmaz, aksine meydanlarda olur. Erdoğan er meydanını bırakıp kaçmadı. Ülkeyi sırtlayıp krizleri aşarak bugüne getiren Erdoğan oldu. Erdoğan, son beş yılda içeride ve dışarıda büyük bir savaş verip Türkiye’yi küresel ve bölgesel bir güç haline getirdi. Ama ülke biraz istikrara kavuşup rahat bir nefes aldığında bu uyanıklar piyasaya çıkıp sözde ülkeyi kurtaracaklar! Milletin zekasıyla bu kadar fütursuzca alay edildiğine daha önce hiç şahit olmamıştım, ya siz?