MEDYA KÖŞESİ

Babaoğlu isim vermedi ama...

Haşmet Babaoğlu, bugün köşesinde isim vermeden Ertuğrul Özkök ve Doğan Grubu'nu yaylım ateşine tuttu!

Babaoğlu isim vermedi ama...

Haşmet Babaoğlu, bugün Sabah'taki köşesinde "12 Eylül'cüler!" başlıklı yazısında isim vermeden Ertuğrul Özkök ve Doğan Grubu yazarlarını yaylım ateşine tuttu!

"12 Eylül 1980 öncesi binlerce insan siyasi cinayetlere kurban giderken... Evler basılıp üniversiteli gençler koyun gibi boğazlanırken.. Mahalleler, kasabalar, şehirler bölünürken... Etnik yapısı kamplaşmaya uygun olmayan şehirlerde karanlık eller "etnik temizlik operasyon"ları düzenlerken... Medya halkın "çocuklarımız neden öldürülüyor? Kan neden durmuyor? Olayların arkasında ne var?" diye sormasını önlemek için bin takla atıyordu." cümlesi ile başladığı yazısına Babaoğlu şöyle devam etti:

"Adına "anarşi" denmişti bir kere!
Sanki halk bir yerde, anarşi başka yerdeydi! Ateş düştüğü yeri yakıyor ve acı hızla rutinleşiyordu.
Ve ilginçtir...
Ne zaman toplumu saran şiddetin altında yatan tezgahlar siyasetçiler tarafından dile getirilmeye kalkışılsa...
Şiddet daha da artıyordu!"

"Kenan Evren'e her fırsatta sevimli ihtiyar muamelesi yapan meslektaşlarımız var, malum!" diyen Babaoğlu yazısını şöyle sürdürdü:

"Onlara sorarsanız, "12 Eylül'ü yargılamaya kalkışacaklar önce 11 Eylül'ün korkunçluğunu hatırlamalılar!"

Evet! 11 Eylül günü Türkiye'de yaşamak korkunçtu! Korkunçlaştırılmıştı!
Ama 12 Eylül günü ve sonrası da bir o kadar korkunçtu!

Sokaktaki şiddeti aynı çocukları kapalı kapılar ardında işkenceyle öldürerek durdurmanın bağışlanacak bir yanı olabilir mi?
11 Eylül'ü gösterip 12 Eylül'ü meşrulaştırmak tümüyle politik bir aldatmacadır!
Bir açıdan bakarsanız, bu tavır pis bir pislik kapatmacadır!

Asıl soru "bu toplum 12 Eylül'le sonuçlanan sürece nasıl ve neden teslim olmuştur?" sorusudur.
Bu soruyu cevaplamadan ülkenin ne dününü ne de bugününü anlayabiliriz."

Babaoğlu ardından Doğan grubu yazarlarına isim vermeden şöyle yüklendi:

"Şimdi... Açın bütün gazeteleri ve bakın köşelere... Dikkat ederseniz, göreceksiniz ki... 12 Eylül'ün yargılanma ihtimaline bile tahammül edemeyenler ile...

Bugün demokratik açılım politikalarına karşı çıkıp işi Türklerle Kürtleri ayrı yaşamaya çağıran yazılar kaleme almaya kadar götürenler aynı kişiler.
12 Eylül 1980'e nasıl gelindiğinin bir parça bile sorgulanmasını istemeyenlerle bugün "Hatay ve İnegöl'de yaşananlar provokasyon değildir" diye yırtınanlar aynı kişiler.
Çok manidar... değil mi?"

Haşmet Babaoğlu'nun yazısının tamamını okuyabilirsiniz.

Yorumlar