MEDYA KÖŞESİ

Babahan'dan Sabah'a Engin Ardıç eleştirisi

Ergun Babahan, Şafak Pavey için "hem özürlü hem CHP'li" diyen Engin Ardıç'ın yazısını yayınlayan Sabah'ı eleştirdi...

Babahan'dan Sabah'a Engin Ardıç eleştirisi
GAZETECİLER.COM
Engin Ardıç'ın CHP milletvekili Şafak Pavey için "hem özürlü hem CHP'li" demesine Star yazarı Ergun Babahan'dan da tepki geldi. Babahan, Ardıç'ın sözlerinin editoryal bir denetimden geçmediğini söyleyerek Sabah gazetesini hedef aldı.

"Amerika’da ‘’Hem özürlü, hem zenci’’ diye yazmak gibi bir şey bu. Siz yazabilirsiniz ama hiçbir gazete bu yazıyı koymaz." diyen Babahan, Ardıç'tan ziyade Sabah gazetesinin hatalı olduğunu savunduğu yazısında şöyle diyor:

İş bölümü gazetecilere büyük bir avantaj sağlamış açıkçası, özellikle de köşe yazarlarına.

Son dönemde köşe yazarlarının özgürlükleri çok tartışılır hale geldi, Sabah yazarı Engin Ardıç’ın Taksim protestosuyla ilgili olarak kaleme aldığı yazı, köşe yazarlarının özgürlüğünün de bir sınırı olması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.

Bizim ülkemizde ne yazık ki basın özgürlüğü ile aklına geleni yazma özgürlüğü birbirine karıştırılıyor.

Editöryal denetimin olmayışı, hakarete varan ifadelerin köşelerde yer almasına neden oluyor.

‘’Hem özürlü, hem CHP’li’’ şeklindeki tanımlama bunun son örneği.

Batı’da olsa, gazete yöneticilerinin basımına izin vermeyeceği bir cümle bu.

Çünkü her şeyden önce özürlüleri ve CHP’ye oy vermiş tüm kitleyi hedef alıyor.

Amerika’da ‘’Hem özürlü, hem zenci’’ diye yazmak gibi bir şey bu.

Siz yazabilirsiniz ama hiçbir gazete bu yazıyı koymaz.

Çünkü her şeyden önce doğacak toplumsal tepki, gazeteye çok ciddi reklam geliri kaybettirecektir, çünkü Amerikan reklam vereni bu konularda son derece hassastır, bizdekiler sadece kendisiyle ilgili ne yazık ki.

Dediğim gibi, son dönemde köşe yazarlarının yazılarını kutsal metin gibi gören bir anlayış hakim oldu.

Oysa gazetenin bir tarihi, yayın anlayışı, etik anlayışı vardır.

Editör dediğimiz insan bu tarihe, yayın anlayışına sahip çıkmak için oradadır. O yüzden yazılar bir süzgeçten geçirilir, onaylanmayanlar da yayınlanmayabilir.

Editörler bu görevi yerine getirmediğinde, yargı devreye giriyor ve basın özgürlüğü ve ahlakını yargı eliyle düzenleme hali doğuyor.

Bu açıdan bakınca, ülkemizde yargı ve medyanın gelişim ve değişimden en az nasip alan iki kurum olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor.


Yazının tamamı için
ÇOK OKUNANLAR