Babacan'ın gözyaşları hakiki miydi? Nagehan Alçı'dan kongre gözlemleri
DEVA Partisi Kongresini izleyen Nagehan Alçı, kongreden gözlemlerini aktardığı yazısında Ali Babacan'ın gündem olan gözyaşlarını da konu edindi.
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, DEVA Partisi'nin Ankara'daki kongresine katıldı. Kongreden gözlemlerini aktaran Alçı, muhalefet medyasının katılımının az olmasına dikkat çekti. Karar gazetesinden sadece iki yazarın katılmış olmasına da dikkat çekti.
Alçı, kongrenin birçok detayına vurgu yaparak sözü Ali Babacan'ın 28 Şubat günlerine vurgu yaparken tutamadığı gözyaşlarına getirdi. Alçı'ya göre bu durum hesapsız ortaya çıkan bir şeydi.
İşte Alçı'nın gözlemleri:
...
Gelelim Kongrenin ana mevzusuna, Ali Babacan’ın konuşmasına…
Saat tam 11.28’de çıktı sahneye Babacan ve tam 50 dakika konuştu. Öyle büyük tezahüratlarla değil, sakince.
Tam bu noktada biri olumlu, biri olumsuz iki not düşeyim:
Bence yeni kurduğu partisinin ilk Büyük Kongresi için hem Sayın Babacan hem eşi Zeynep Hanım yanlış renk tercihleri yapmışlardı.
İkisi de siyah renge çok ağırlık vermiş. Ali Bey siyah takım elbise, içine lacivert kravat, Zeynep Hanım siyah döpiyes.
İlk kongre için daha renkli bir kıyafet seçimi hem farklılık hem yeni enerji mesajı verirdi.
Olumlu bulduğum detay ise Ali Babacan’ın konuşmasında hitap olarak ‘arkadaşlar’ı seçmesiydi.
Birçok kez arkadaşlar diye hitap etti salona.
Bu hitap kullananı dinleyen ile eşitleyen ve ortamı samimileştiren, kullananı gençleştiren bir hitap. Çok doğru bir seçimdi.
Ali Babacan hitabı iyi bir siyasetçi olarak bilinmez. Hatta bence siyasetçiden ziyade bir bürokrat gibi konuşur.
Bir parti lideri için kendisine yöneltilen en büyük eleştirilerden biri de bu oldu hep.
BU KEZ FARKLIYDI
Ancak dün bir bürokrat değil belki de ilk kez bir parti lideri gibi konuştu Babacan. Yine sakin ama bu kez çok daha rahat ve vurguluydu konuşması.
Dikkat ettim salonda büyük bir sessizlik vardı o konuşurken. O sessizliğin içinde 28 Şubat darbesine getirdi konuyu ve çok konuşulan o duygusal çıkışı yaptı.
ODTÜ’de okurken başörtüsü yüzünden 3 kez uzaklaştırılan kız kardeşini anlattı. "ODTÜ’den bahsediyorum arkadaşlar" diye üzerine basa basa…
Uzaklaştırma gerekçesi olarak "Ders araç gerekçelerine zarar verme" yazıldığını söyledi ve tam o sırada gözyaşları belirdi, durdu.
Açık söyleyeyim, ben önce takıldı zannettim. Sanırım herkes öyle.
Kimseden çıt çıkmadan belki 30 saniye geçti. Babacan’ın gözlerinin yaşardığını, konuşmakta zorlandığını çok net gördüm.
Bence hesapsız bir andı. Yani Babacan bilerek ve tasarlayarak yapmadı gibi geldi bana. Hatta daha sonra Sadullah Ergin ile konuşurken onun da şaşkınlık yaşadığını gördüm.