Aytunç Altındal öldü mü öldürüldü mü?
Tarih ve politika alanında faaliyet gösteren, dinler, felsefe ve gizli örgütler alanında birçok makale ve kitap yazan Aytunç Altındal öldü mü öldürüldü mü?
GAZETECİLER.COM
BÜLENT TELLAN
Tarih ve politika alanında faaliyet gösteren, dinler, felsefe ve gizli örgütler alanında birçok makale ve kitap yazan Aytunç Altındal bu günlerde yeniden gündemde.
2013 yılı Kasım ayında kanser ile mücadelesini kaybeden Altındal'ı gündeme getiren iddia ise ölmediği, öldürüldüğü...
Peki Aytunç Altındal gerçekten de öldürüldü mü?
1964'ten başlayarak Haber, Akşam, Cumhuriyet, Yeni Halkçı, Ulus, Yenigün gibi gazetelerde yazılar yazan bir isimdi Altındal...
Dönemdaşı pek çok isim gibi sol bir dünya görüşünü savunuyordu. 12 Mart 1971 askeri muhtırası döneminde işkencede bir böbreğini kaybettiğini anlatacaktı yıllar sonra...
Ama Altındal'ın resmen yargılanması 1973 yılında Partizan adlı şiir kitabı nedeniyle oldu. 7,5 yıl hapse mahkûm olan Altındal yurtdışına kaçtı.
1975 yılında İsviçre'de Marksist Yaklaşımla Türkiye'de Kadın adlı kitabı çıkardı.
1977'de İstanbul'a döndü, Havass adında bir yayınevi kurdu.
Daha sonra 1989'da Zürich'te Modus Vivendi Yayınevi ve Sanat Galerisi'ni yönetti.
Yine 1989 yılında Rusya'da Kültür Danışmanlığı görevini yaptı...
Bu arada yayımladığı simya, okültizm, gizli bilimler gibi konular ile ilgili çeviri ve telif çalışmaları ile oldukça farklı bir okur kitlesine ulaştı.
1830'lardaki büyük göç ile Türkiye'ye yerleşen itikaden "Melâmî", tarikâten ise "Hurûfî ve Rufâ'î" olan bir Çerkes aileye mensûp olduğunu açıklayan Altındal, yazmaktan ve davet edildiği televizyon programlarında anlatmaktan "keyif" aldığı komplo teorileri ile ünlendi aslında.
Ama kendisini "Papa ve Vatikan denince akla ilk gelen araştırmacı" olarak lanse etmeyi de bildi.
Kitaplarının girişinde yazdığı ve kendisine gizem katan "İspilandit"in büyüdüğü ve uzun yıllar yaşadığı Teşvikiye'deki yaşadığı apartmanın ismi olduğunu öğrenen okurları ne düşünür bilinmez ama yaşamı boyunca kendi etrafında ördüğü gizem halkası ölümünden sonra da peşini bırakmadı Altındal'ın.
Ermeni olmadığını ispatlamak için Aytun olan ismine bir "ç" ekleyen ve adını "Aytunç" haline getiren, soyadı olan "Altındal"ın Anadolu'daki "Kelt" (!) druid/büyücülerin sembolü olduğunu ileri süren Aytunç Altındal, kansere yakalandıktan sonra verdiği bir röportajda gizem halkasına bir zindir daha ekliyordu...
A Haber'e Alp Dağları'nın eteklerinde bir evde verdiği röportajda "50 sene süreyle günde iki paket sigara içtiğini" itiraf eden Altındal, "Sigara kansere sebep oluyor. Ben de bu yüzden burada tedaviye muhtaç bir şekilde yaşıyorum" diyordu.
Ancak hemen ardından "doktorlara göre hastalığın bu kadar hızlı yayılmasında bir anormallik var" diye sigaradan kaynakladığını kendisinin de iyi bildiği kanser hastalığını gizemli bir hale sokuyordu.
Siz kendisinin de "metafizik istihbarat saldırısına" uğradını ileri süren ve buna delil olarak da Aytunç Altındal'ın ölümünü gösterenlere, cinlerin istihbarattaki rolüne değinenlere, ya da cümle şarlatanlara bakmayın.
Bir dönem beraber çalışma şansı yakaladığım Aytunç Altındal'ın kendisi için yarattığı tüm gizeme rağmen öldürücü bir kansere yakalandığını, kanserinin de sebebinin sigara olduğunu gelin bir de Altındal'ın kendi ağzından dinleyin...
BÜLENT TELLAN
Tarih ve politika alanında faaliyet gösteren, dinler, felsefe ve gizli örgütler alanında birçok makale ve kitap yazan Aytunç Altındal bu günlerde yeniden gündemde.
2013 yılı Kasım ayında kanser ile mücadelesini kaybeden Altındal'ı gündeme getiren iddia ise ölmediği, öldürüldüğü...
Peki Aytunç Altındal gerçekten de öldürüldü mü?
1964'ten başlayarak Haber, Akşam, Cumhuriyet, Yeni Halkçı, Ulus, Yenigün gibi gazetelerde yazılar yazan bir isimdi Altındal...
Dönemdaşı pek çok isim gibi sol bir dünya görüşünü savunuyordu. 12 Mart 1971 askeri muhtırası döneminde işkencede bir böbreğini kaybettiğini anlatacaktı yıllar sonra...
Ama Altındal'ın resmen yargılanması 1973 yılında Partizan adlı şiir kitabı nedeniyle oldu. 7,5 yıl hapse mahkûm olan Altındal yurtdışına kaçtı.
1975 yılında İsviçre'de Marksist Yaklaşımla Türkiye'de Kadın adlı kitabı çıkardı.
1977'de İstanbul'a döndü, Havass adında bir yayınevi kurdu.
Daha sonra 1989'da Zürich'te Modus Vivendi Yayınevi ve Sanat Galerisi'ni yönetti.
Yine 1989 yılında Rusya'da Kültür Danışmanlığı görevini yaptı...
Bu arada yayımladığı simya, okültizm, gizli bilimler gibi konular ile ilgili çeviri ve telif çalışmaları ile oldukça farklı bir okur kitlesine ulaştı.
1830'lardaki büyük göç ile Türkiye'ye yerleşen itikaden "Melâmî", tarikâten ise "Hurûfî ve Rufâ'î" olan bir Çerkes aileye mensûp olduğunu açıklayan Altındal, yazmaktan ve davet edildiği televizyon programlarında anlatmaktan "keyif" aldığı komplo teorileri ile ünlendi aslında.
Ama kendisini "Papa ve Vatikan denince akla ilk gelen araştırmacı" olarak lanse etmeyi de bildi.
Kitaplarının girişinde yazdığı ve kendisine gizem katan "İspilandit"in büyüdüğü ve uzun yıllar yaşadığı Teşvikiye'deki yaşadığı apartmanın ismi olduğunu öğrenen okurları ne düşünür bilinmez ama yaşamı boyunca kendi etrafında ördüğü gizem halkası ölümünden sonra da peşini bırakmadı Altındal'ın.
Ermeni olmadığını ispatlamak için Aytun olan ismine bir "ç" ekleyen ve adını "Aytunç" haline getiren, soyadı olan "Altındal"ın Anadolu'daki "Kelt" (!) druid/büyücülerin sembolü olduğunu ileri süren Aytunç Altındal, kansere yakalandıktan sonra verdiği bir röportajda gizem halkasına bir zindir daha ekliyordu...
A Haber'e Alp Dağları'nın eteklerinde bir evde verdiği röportajda "50 sene süreyle günde iki paket sigara içtiğini" itiraf eden Altındal, "Sigara kansere sebep oluyor. Ben de bu yüzden burada tedaviye muhtaç bir şekilde yaşıyorum" diyordu.
Ancak hemen ardından "doktorlara göre hastalığın bu kadar hızlı yayılmasında bir anormallik var" diye sigaradan kaynakladığını kendisinin de iyi bildiği kanser hastalığını gizemli bir hale sokuyordu.
Siz kendisinin de "metafizik istihbarat saldırısına" uğradını ileri süren ve buna delil olarak da Aytunç Altındal'ın ölümünü gösterenlere, cinlerin istihbarattaki rolüne değinenlere, ya da cümle şarlatanlara bakmayın.
Bir dönem beraber çalışma şansı yakaladığım Aytunç Altındal'ın kendisi için yarattığı tüm gizeme rağmen öldürücü bir kansere yakalandığını, kanserinin de sebebinin sigara olduğunu gelin bir de Altındal'ın kendi ağzından dinleyin...