Ayşenur Arslan pişman olacak mı?..
Ayşenur Arslan’ın son birkaç yıldır ideolojik, kökten laikçi bir baskı altında kalmadığını iddia edemez…
ADNAN BERK OKAN
Ayşenur Arslan iyi gazeteci mi?..
Evet hem de çok iyi gazeteci; idi…
Evet “idi”…
Ne zamana kadar?..
İdeolojisini işine karıştırana kadar…
Ne zaman ki mesleğini ideolojisinin esiri yaptı;
Ayşenur Arslan’ın iyi gazeteciliği de bitti…
Adalet haklıdan yana olmaktır... Ayşenur Arslan kovuldu mu bilemem… Ama iş akdi feshedilmiş olabilir… Neden?.. Çünkü dünyadaki bütün gelişmiş demokrasilerde bir çalışanın şirketin kurumsal kimliğini aşağılaması, güvenilirliğinin sorgulanmasına yol açacak demeçler vermesi, çalışma arkadaşlarının onurunu kırıp itibarını ayaklar altına alması, iş sözleşmesinin feshi için mücbir sebeptir… Bu konuda Arslan’ın yanında yer alan arkadaşlarımız hukukun değil; duygularının ve ideolojilerinin yanında yer alıyorlar… Bana gelince; Kimseden yana değilim sadecehaktan, adaletten ve kişinin(tahkir edilen Beki’nin) onurundan yanayım… Ayşenur Arslan’ın Akif Beki için söylediklerini Akif Beki Ayşenur Arslan için söyleseydi eminim ki işine son verilen Akif Beki olurdu… Ve ben o zaman da Arslan’ın yanında yer alırdım… Lütfen sevgili arkadaşlar!.. Tahkir edilen Ayşenur Arslan değil ki Akif Beki… Buna rağmen tahkir edilene hakaret içeren tivit atanları kınıyorum… |
Efendim lütfen itiraz etmeyin çünkü önüme koyacağınız hiçbir argüman Ayşenur Arslan’ın son birkaç yıldır ideolojik, kökten laikçi bir baskı altında kalmadığını iddia edemez…
Efendim efendim?..
Karşı mahalle ondan beter mi?..
Güldürmeyin beni…
Karşı mahallenin ondan beter olması Ayşenur Arslan gibi Türkiye gazeteciliğinde “duayenlik” ve “bilge” mertebesine yükselmiş birisinin de aynı seviyeye inmesini haklı göstermez…
Madem üzerinde bir baskı vardı programa en başından başlamayacaktı.
Başladıysa birlikte ekrana çıktığı partnerinin onurunu ayaklar altına alan bir açıklama yapmayacaktı…
Usta ve iyi gazeteci; ideolojisinin gereğini sadece sandık başında yapandır; ekranda değil…
Editörlerimizin yayımladığı tvitler genelde Ayşenur Arslan’dan yana…
Akif Beki ise eleştirilmekten öte aşağılanıyor…
Dikkat!...
Aşağılanan Beki’nin fikirleri değil; kişiliği…
Yani…
Kendisini istiskal eden program arkadaşına kırılan ve özür bekleyen Akif Beki’nin sağlam karakterli duruşu takdir edileceğine tahkir ediliyor…
Bakınız…
Akif Beki bir ideologtur…
Çünkü bir siyasi görüşü temsil ettiği için seçilen bir Başbakan’ın resmi sözcülüğünü yapmıştır…
Yani eski kartviziti yırtıp atılacak bir kartvizit değildir…
Kendisiyle ekrana çıkmayı (zorlamayla da olsa mecburiyet olamaz) kabul eden Ayşenur Arslan onun eski kartvizitinde yazan görevini bilmiyor olamaz…
Haliyle ekranda ideolog gibi davranmasına da itiraz edemez…
Beki ekrana çıkmadan önce eski görevini saklamadı ki…
Büyük ihtimal program dışındaki sohbetlerde ideolojisini terk edemeyeceğini de defalarca söyledi…
Lütfen adalet!..
Ayşenur Arslan’ı sevmek ancak adalet duygusundan taviz vermemekle mümkündür…
Hepimiz vicdanımızın sesini dinlersek; hatanın Ayşenur Arslan’da olduğunu kabul edeceğiz…
Bekleyelim…
Göreceksiniz ki Ayşenur Arslan sonunda, defalarca ekranda ortak program yaptığı mesai arkadaşını kırdığını kabul edip özür dileyecektir…
Ayşenur’a da o yakışır…