Ayşenur Arslan Ilıcak ile kapıda ne konuştu?
CNN Türk'ün döner kapısında karşılaşan Ayşenur Arslan ve Nazlı Ilıcak birbirlerine nasıl seslendi? İşte o karşılaşma ve daha fazlası...
GAZETECİLER.COM (ÖZEL HABER) Uludere'de 35 vatandaşımızın bombalanarak öldürülmesi olayı televizyonlarda haber olarak yer bulamazken, CNN Türk'te hazırladığı Medya Mahallesi programında olan biteni anlatınca kanalda fırtınalar kopmuştu. Rejiyi basan kanal yöneticisi Ayşenur Arslan'ı canlı yayında uyarmış, Arslan yayınını oldukça zor şartlarda tamamlamıştı.
GAZETECİLER.COM'un olan biteni gözler önüne seren özel haberi medya gündeminde ağırlıklı bir yer buldu. Yeni Harman dergisi de Medya Mahallesi'nin Ayşenur Abla'sı ile konuştu.
Mesud Ata'nın sorularını yanıtlayan Ayşenur Arslan, Takvim yazarı Kütahyalı'nın kendisi için "yakında tutuklanabilir" şeklindeki sözlerinden Nazlı Ilıcak ile ilişkisine; Erol Köse ile birlikte çalıştığı günlere kadar pek çok konuda ilginç şeyler anlattı.
İşte o röportajdan alıntılar:
O SAKALLI ÇOCUĞU MUHATTAP ALMIYORUM
- Rasim Ozan size hitaben tutuklanabileceğinize dair bir şeyler yazdı...
- 37 yıldır gazetecilik yapıyorum ve bir gazetecinin diğer gazeteci içeri girsin diye bu kadar uğraşıp coştuğuna ben hayatım boyunca şahit olmadım. Benim adımı bugüne dek bu dedikodu çarkına koymamışlardı. Ben ne zaman ki bunlardan sözetmeye başladım, birden adımı bu sirkülasyona soktular.
O çocğun kızdığı ve hakkımda yalan söylüyor dediği şey, onun sözlerinden hereketle Sabah grubuna yaptığım eleştiriydi. Ben ona seslenmedim. Onun söylediklerini haber yapan Sabah.com.tr'ye yani Sabah grubuna seslendim. (...) Gerçekten ne onu muhattap almak istiyorum, ne söylediklerini ciddiye almak istiyorum. Bunlarla basının çok kirlendiğini düşünüyorum.
ALİ TARAN VE EROL KÖSE ODAMIZI BASARDI
-Cem Uzan siyasete atıldı ve....
-Cem Uzan siyasete atıldıktan sonra Hakan Uzan'la başbaşa bıraktı bizi. İnanılır gibi değildi.
-Nasıldı?
- Şöyle düşünün Hakan Uzan, Ali Taran, Erol Köse'den oluşan bir yayın danışma kurulu. Şaka gibi, fıkra gibi... İnsana kabuslarda bile böyle şey göstermesin. Cem Uzan'ın mitingini şöyle haber yapacaksınız diye odamızı basıyorlardı. Bazen iyi polis, kötü polis oluyorlardı. Hakan Uzan hep kötü patrondu. Hep aşağılayıcı tavırlar ve davranışlar... Cem Uzan bir gün bile ters bir laf etmemişti.
DİNÇ BİLGİN ÇİÇEKLERİNİ BİZDEN DAHA ÇOK SEVERDİ...
-Dinç Bilgin ile münasebetiniz var mıydı?
- Bir iki defa... Çok içine kapalı bir insandı. Bende şöyle bir his bırakmıştı. İtalya'dan getirdiği çiçekleri bizden daha çok seviyor gibi gelmişti.
BİRAND BENDEN BAŞINDAN BERİ HOŞLANMADI
-Mehmet ALi Birand ile gerginliğiniz nereden kaynaklanıyor?
Birand başından beri benden hoşlanmadı. Benim onun yerinde gözüm olduğunu mu zannetti bilmiyorum. Başından itibaren beni, bir basamak aşağı indirmek konusunda çok heveskar oldu. Şimdi çok iyi anlaşıyoruz. Pek seviyoruz birbirimizi ama beraberken yaptığım her şeyde art niyet varmış gibi hissetti, davrandı.
CNN TÜRK KAPISINDA NAZLI ILICAK İLE...
-Nazlı Ilıcak bir yandan gençleşme, botoks operasyonları yapıyor. Bir kompleksi mi var acaba?
- Ona cevam veremem. Yakışmış ama... Bizim çok güzel bir ilişkimiz var Nazlıyla. En güzel örneğini geçenlerde yaşadık. Bu binanın girişinde bir döner kapı var. Tam ben çıkarken, o giriyor: "Şekerim, çok muhalifsin, çok muhalif" dedi bana. Ben de ona -muhalifin tersi kabul eden manasında- "Şekerim sen de çok muvafıksın, çok muvafık!" dedim ve herkes kendi yoluna gider gibi oldu. O döner kapıda metaforla gerçeğin iç içe geçtiği bir an yaşandı.
GAZETECİLER.COM'un olan biteni gözler önüne seren özel haberi medya gündeminde ağırlıklı bir yer buldu. Yeni Harman dergisi de Medya Mahallesi'nin Ayşenur Abla'sı ile konuştu.
Mesud Ata'nın sorularını yanıtlayan Ayşenur Arslan, Takvim yazarı Kütahyalı'nın kendisi için "yakında tutuklanabilir" şeklindeki sözlerinden Nazlı Ilıcak ile ilişkisine; Erol Köse ile birlikte çalıştığı günlere kadar pek çok konuda ilginç şeyler anlattı. İşte o röportajdan alıntılar:
O SAKALLI ÇOCUĞU MUHATTAP ALMIYORUM
- Rasim Ozan size hitaben tutuklanabileceğinize dair bir şeyler yazdı...
- 37 yıldır gazetecilik yapıyorum ve bir gazetecinin diğer gazeteci içeri girsin diye bu kadar uğraşıp coştuğuna ben hayatım boyunca şahit olmadım. Benim adımı bugüne dek bu dedikodu çarkına koymamışlardı. Ben ne zaman ki bunlardan sözetmeye başladım, birden adımı bu sirkülasyona soktular.
O çocğun kızdığı ve hakkımda yalan söylüyor dediği şey, onun sözlerinden hereketle Sabah grubuna yaptığım eleştiriydi. Ben ona seslenmedim. Onun söylediklerini haber yapan Sabah.com.tr'ye yani Sabah grubuna seslendim. (...) Gerçekten ne onu muhattap almak istiyorum, ne söylediklerini ciddiye almak istiyorum. Bunlarla basının çok kirlendiğini düşünüyorum.
ALİ TARAN VE EROL KÖSE ODAMIZI BASARDI
-Cem Uzan siyasete atıldı ve....
-Cem Uzan siyasete atıldıktan sonra Hakan Uzan'la başbaşa bıraktı bizi. İnanılır gibi değildi.
-Nasıldı?
- Şöyle düşünün Hakan Uzan, Ali Taran, Erol Köse'den oluşan bir yayın danışma kurulu. Şaka gibi, fıkra gibi... İnsana kabuslarda bile böyle şey göstermesin. Cem Uzan'ın mitingini şöyle haber yapacaksınız diye odamızı basıyorlardı. Bazen iyi polis, kötü polis oluyorlardı. Hakan Uzan hep kötü patrondu. Hep aşağılayıcı tavırlar ve davranışlar... Cem Uzan bir gün bile ters bir laf etmemişti.
DİNÇ BİLGİN ÇİÇEKLERİNİ BİZDEN DAHA ÇOK SEVERDİ...
-Dinç Bilgin ile münasebetiniz var mıydı?
- Bir iki defa... Çok içine kapalı bir insandı. Bende şöyle bir his bırakmıştı. İtalya'dan getirdiği çiçekleri bizden daha çok seviyor gibi gelmişti.
BİRAND BENDEN BAŞINDAN BERİ HOŞLANMADI
-Mehmet ALi Birand ile gerginliğiniz nereden kaynaklanıyor?
Birand başından beri benden hoşlanmadı. Benim onun yerinde gözüm olduğunu mu zannetti bilmiyorum. Başından itibaren beni, bir basamak aşağı indirmek konusunda çok heveskar oldu. Şimdi çok iyi anlaşıyoruz. Pek seviyoruz birbirimizi ama beraberken yaptığım her şeyde art niyet varmış gibi hissetti, davrandı.
CNN TÜRK KAPISINDA NAZLI ILICAK İLE...
-Nazlı Ilıcak bir yandan gençleşme, botoks operasyonları yapıyor. Bir kompleksi mi var acaba?
- Ona cevam veremem. Yakışmış ama... Bizim çok güzel bir ilişkimiz var Nazlıyla. En güzel örneğini geçenlerde yaşadık. Bu binanın girişinde bir döner kapı var. Tam ben çıkarken, o giriyor: "Şekerim, çok muhalifsin, çok muhalif" dedi bana. Ben de ona -muhalifin tersi kabul eden manasında- "Şekerim sen de çok muvafıksın, çok muvafık!" dedim ve herkes kendi yoluna gider gibi oldu. O döner kapıda metaforla gerçeğin iç içe geçtiği bir an yaşandı.
