MEDYA KÖŞESİ

Ayşe'nin ölüme panzehiri 'seks'miş

Çünkü ölümün panzehiri seks. Cinsellik olduğu için hayat devam ediyor ve sürüyor. Ölüm, yaşanılır bir şey haline geliyor.

Ayşe'nin ölüme panzehiri 'seks'miş

GAZETECİLER.COM

İşsizlik, yoksulluk, terör, dış – iç borç, bütçe açıkları, dost – düşman bütün ülkelerle yaşadığımız ekonomik ve siyasal sorunlarımız hariç; toplumsal meselelerimizi çözme aşamasına geldik…

Hatta bunlardan en önemlisi olan “seks sorununu”; Hülya Avşar, Ayşe Arman, Dilek Önder, Serdar Turgut, Oray Eğin ve Saba Tümer sayesinde çözdük bile…

Ayşe Arman ise bu konuda çağ atladı…

Seksin “ölümsüzlük” gücü sağladığını bile iddia etti…

Bakın nasıl…

Ölümün panzehiri SEKS

 MESELEYE kafadan giriyorum: En son ne zaman seviştiniz? Şöyle gerçekten şehvetli bir biçimde... Kalpten, sevgiyle, içten gelerek, hakkını vererek... Cevabınızı duyamıyorum...

Bana söylemenize gerek yok zaten. Bu sorunun cevabını kendinize vermeniz yeter.Psikoterapist Mehmet Zararsızoğlu’yla kadın erkek ilişkileri üzerine konuştum. Bana çok ilginç gelen şeyler anlattı. Seks bir ilişkide ne kadar önemli, zıtlıkları birleştiren nedir, kadın erkeği, erkek kadını anlayabilir mi, hangi kadınlar ve erkekler iyi partner olabilir... Buyurun uzmanından okuyun...

Kadın-erkek ilişkilerinde temel sorun nedir?

*  Evren, çok kreatif bir tasarımla kadınla erkeği birbirine mecbur kılmış. Kadında olanlar erkekte yok. Erkekte olanlar da kadında yok. Bizim birbirimize ihtiyacımız var. Kadın, kendisinde olmayanı erkekten aldığında kadın oluyor. Erkek de kendisinde olmayanı kadından aldığında...

Her şeyi cinsellikle açıklamıyorsunuz değil mi?

*  Tabii ki öyle yapıyoruz! Çünkü ölümün panzehiri seks. Cinsellik olduğu için hayat devam ediyor ve sürüyor. Ölüm, yaşanılır bir şey haline geliyor. Seks, bir ilişkinin A’sı Z’si her şeyi. Herkese, “Her şeyden ödün verin, sekten asla!” diyorum. Seksin olmadığı bir ilişkide, kadın-erkek ilişkisinden söz edemeyiz. Biz psikoterapistler bize danışanlara, “Cinselliğiniz nasıl, ne sıklıkta?” diye sormaya bayılırız. Gerçi bunu da absürt buluyorum. Çünkü cinsellik, o iki kişiden başka hiç kimseyi ilgilendirmeyecek kadar özel bir şey. Burada tek kriter bence sıklığının ve kalitesinin her iki tarafı da mutlu etmesi. Ayda 3-4 kere sevişiyorsundur, ama kalitelidir ve siz mutlusunuzdur, o zaman sorun yok.

Genellikle ilişkilerde BİZ neyi atlıyoruz?

*  Hiçbir ilişki iki kişilik değil. Bunu bir türlü anlayamıyoruz. Sadece siz ve eşiniz değilsiniz yani. Aslında iki ordu söz konusu. Sizin aileniz, yani anneniz babanız, kardeşleriniz, hayatınıza bütün girmiş erkekler... Aynı şeyler eşiniz için de geçerli... Freud’un güzel bir sözü var, “Kadın ve erkek seks yapmak için yatağa girdiklerinde, yalnız olduklarını zannederler ama yatağın üzerinde görünmez bin küsür kişi vardır!”

İki kişilik mutlu ilişki illüzyon mu yani...

*  Hem de nasıl! Bana danışanlar, “Birbirimizi anlarsak, sorunları çözeriz” zannediyorlar. Bu çok saçma. Çünkü kadın ve erkek birbirini anlayamaz. İki farklı yaratık söz konusu. Biyolojileri, anatomik ve ruhsal yapıları taban tabana zıt...

Nedir o zıtlıklar?

*  Aileler zıt, aile matrisindeki tüm yaşanmışlıklar zıt, kişilik ve karakterler zıt. İki yabancının, ortak bir karakterde buluşma ihtimalleri 6.5 milyarda bir. Dolayısıyla, bize yutturulmaya çalışıldığı gibi “ideal eş”, “ideal partner” yok.

Peki yapacak bir şey yok mu?

 

Ayşe Arman’ın seksin ölümün panzehiri olduğunu anlatan söyleşisini

Yazıdaki boltlu yere “tıklayın” tabii…

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar