Ayşe Özyılmazel kaybetti...
Kişiye göre değişen bu zevklerden gidip giyeni yerden yere vurmak hem ayıp hem de saygısızlıktır… Ayşe Özyılmazel de bu sebeple kaybetti...
Nasıl olsa festival bitti…
Nasıl olsa kimsenin moralini bozma ihtimali yok…
O halde yazalım…
Ne güzel söylemiş atalarımız:
“Renkler ve zevkler tartışılmaz…”
Peki…
Atalarımızın veya günümüz bilgelerinin “fikirler tartışılmaz” dediğini duyanınız var mı?..
O halde…
Kişilerin giydiklerini tartışmak abesle iştigal olduğu gibi doğru da değil…
Fikirler yanlışsa…
Ve…
Fikrin sahibi etkin bir konumdaysa tehlikeli olabilir…
Ve…
O nedenle tartışmaya açıktır…
Tartışılmalıdır…
Tartışılamaması zararlıdır…
İyi ama…
Bir kişinin (Sanatçı, iş insanı, sporcu, siyasetçi, gazeteci v.b…) dilediği gibi giyinmesinin kime Ne zararı var?..
Hiç…
Hiç kimseye…
Hatta faydası da yok…
“Hâsılı” diyelim ve bağlayalım…
53. Altın Portakal Film Festivali sürecinde kırmızı halıda yürüme şansı bulan sanatçıların ne giydikleri, nasıl taşıdıkları, renkleri, modelleri hiçbirimizi ilgilendirmez…
Tartışma konusu bile olmamalıdır…
Deyin ki “laf olsun torba dolsun” diyerek o gün sıkıntısını çektiğiniz bir yazı konusu buldunuz ve başladınız önüne gelene çakmaya…
O zaman da…
Kişiye göre değişen bu zevklerden gidip giyeni yerden yere vurmak hem ayıp hem de saygısızlıktır…
Bütün bu ayıpların ve saygısızlıkların öznesi olan Ayşe Özyılmazel de o nedenle günün kaybedenidir…
KIRMIZI HALİ KADINLARI OTURUN SIFIR…
Ayşe ÖZYILMAZEL
SABAH
19.10.2016 Pazar
Deniz Çakır: Arkadaşının nişanına gider gibi ya da bir kokteyle diyelim...
Beste Bereket: Pek şirin ancak tütü eteğiyle lise mezuniyetinde misali.
Pelin Karahan: O bordo süet çizmeler ve yeşil kadife uzun kollu elbisenin üzerine konuşmak bile istemiyorum.
Güzelim kız, 'Kendimi nasıl felaket gösterebilirim?' diye düşünmüş herhalde.
Audrey Tautou: Yoldan geçerken, 'Hadi 10 dakika uğrayayım da gönülleri olsun' demiş gibi.
Nesrin Cavadzade: Konuya, en kafa patlatmış isim o herhalde. Ancak elbisesinin şeffaf olması dışında hiçbir özelliği ve güzelliği yok, demode.
Bütün bu ünlü kadınlarımız nerede?
53. Uluslararası Antalya Film Festivali'nin açılış töreninde... Hadi gidin Cannes'a böyle, hadi gidin Akademi Ödülleri'ne, Emmy'ye... Böyle bir umursamazlık olabilir mi? Sanırsınız zorla ve apar topar evden alınarak götürülmüşler. Antalya Film Festivali, ülkemizin en önemli film festivaliyken, oyuncularımızın kırmızı halıya layık gördükleri kıyafetler bunlar mı yani?
Kimsenin kılık kıyafetine bakmam, kendim de jean-tişört gezen biriyim ama bunu kabul edemiyorum. Bir tane adam gibi, geceye yakışır bir kıyafetle kırmızı halıda yürüyen çıkmaz mı yahu!
Bugün bir oyuncu, 'Antalya Film Festivali'ne gidiyorum' deyip hangi ünlü tasarımcının kapısını çalsa, onun için neler neler tasarlarlar... Elbisesinden takılarına, ayakkabılarına, çantalarına kadar sponsor olurlar. Ama önce niyet olacak, önce işine saygı... Benim sözlüğümde bu, düpedüz saygısızlıktır.
Ekmek yediğiniz sektöre ve orada emek veren herkese saygısızlık.