Ayşe Böhürler
Gerçekten dinci bir politika mı izliyoruz? AKP'den ürkmeye başladım.
Ayşe Böhürler, 28.05.2011 terihli Yeni Şafak'ta başlığ atlında yayımlanan makalesinin bir bölümünde şunları yazıyor:
(Sibel) Üresin'in çok eşlilik dışında kadınlara diğer tavsiyelerinin hepsi tartışılmaya değer. Kadınlara "aptal numarası yapın" derken ikiyüzlülüğü, "itaat edin" derken çıkarcı bir biçimde beraberliği sürdürmeyi tavsiye eden üslubunun İslam ile, hatta muhafazakar bakış ile hiç bir bağlantısı olmaması gerekir. Tüm bunlar olsa olsa modern dünyanın kadın-moda dergilerinde yer alan, ilişki gurularının tavsiyeleri ile gelenekselliği yüzeysel algılayan bir muhafazakar bakışın karışımı olabilir.
Ancak...
Makalesinin başında bir okurundan gelen mektuptaki şu "kuşku dolu" sözler, Ayşe Böhürler'in yazdıklarının manasını daha da ilginç kılıyor...
Bakın o mektupta bir genç kız nasıl sessiz bir isyanla kuşkunun pençesinde kıvranıyor:
"Selam Ayşe ablacığım, gerçekten dinci bir politika mı izliyoruz? AKP'den ürkmeye başladım. Sibel Üresin neden böyle bir konuşma yapıyor, sen onaylıyor musun abla? Ben iyice tedirgin olmaya başladım acaba? Avrupa'ya geri mi dönsem?"
Şimdi lütfen dikkat:
1.) gerçekten dinci bir politika mı izliyoruz?
2.) AKP'den ürkmeye başladım.
3.) Avrupa'ya geri mi dönsem?"
Şimdi düşünün bakalım; Sibel Üresin, Ak Parti iktidarına destek mi vermiş oluyor?..
Yoksa köstek mi oluyor?..
"Hükümet'in Drakulası" rolünü mü oynuyor?..
Ya Sibel Üresin'i seminerlere davet edip, muhafazakâr demokratlarımızın bile hükümetten kuşku duymalarına sebep olan açıklamaları yapmasına "imkân veren" Ak Partili belediye başkanlarına ne diyeceğiz?..
Yeni 28 Şubat bu defa bizzat Ak Partili belediyeler tarafından mı yaratılmak isteniliyor?..
Amaç ne?..
Hükümet'i halkın bütün kesimlerinde "nefret edilesi" bir konuma düşürmek mi?..
Ayşe Böhürler'in makalesi, ileri demokrasiyi gerçekten savunan bütün kitleler tarafından okunmalı...
Okutulmalı...
Biz bu "akılcı, sağduyulu" makalesiyle Ayşe Böhürler'i "Günün Köşe Yazarı" seçtik...
(Sibel) Üresin'in çok eşlilik dışında kadınlara diğer tavsiyelerinin hepsi tartışılmaya değer. Kadınlara "aptal numarası yapın" derken ikiyüzlülüğü, "itaat edin" derken çıkarcı bir biçimde beraberliği sürdürmeyi tavsiye eden üslubunun İslam ile, hatta muhafazakar bakış ile hiç bir bağlantısı olmaması gerekir. Tüm bunlar olsa olsa modern dünyanın kadın-moda dergilerinde yer alan, ilişki gurularının tavsiyeleri ile gelenekselliği yüzeysel algılayan bir muhafazakar bakışın karışımı olabilir.
Ancak...
Makalesinin başında bir okurundan gelen mektuptaki şu "kuşku dolu" sözler, Ayşe Böhürler'in yazdıklarının manasını daha da ilginç kılıyor...
Bakın o mektupta bir genç kız nasıl sessiz bir isyanla kuşkunun pençesinde kıvranıyor:
"Selam Ayşe ablacığım, gerçekten dinci bir politika mı izliyoruz? AKP'den ürkmeye başladım. Sibel Üresin neden böyle bir konuşma yapıyor, sen onaylıyor musun abla? Ben iyice tedirgin olmaya başladım acaba? Avrupa'ya geri mi dönsem?"
Şimdi lütfen dikkat:
1.) gerçekten dinci bir politika mı izliyoruz?
2.) AKP'den ürkmeye başladım.
3.) Avrupa'ya geri mi dönsem?"
Şimdi düşünün bakalım; Sibel Üresin, Ak Parti iktidarına destek mi vermiş oluyor?..
Yoksa köstek mi oluyor?..
"Hükümet'in Drakulası" rolünü mü oynuyor?..
Ya Sibel Üresin'i seminerlere davet edip, muhafazakâr demokratlarımızın bile hükümetten kuşku duymalarına sebep olan açıklamaları yapmasına "imkân veren" Ak Partili belediye başkanlarına ne diyeceğiz?..
Yeni 28 Şubat bu defa bizzat Ak Partili belediyeler tarafından mı yaratılmak isteniliyor?..
Amaç ne?..
Hükümet'i halkın bütün kesimlerinde "nefret edilesi" bir konuma düşürmek mi?..
Ayşe Böhürler'in makalesi, ileri demokrasiyi gerçekten savunan bütün kitleler tarafından okunmalı...
Okutulmalı...
Biz bu "akılcı, sağduyulu" makalesiyle Ayşe Böhürler'i "Günün Köşe Yazarı" seçtik...