MEDYA KÖŞESİ

Ayşe Arman'ın Paris macerası sürüyor!

Ayşe Arman Vogue'un Paris'te yapılan lansmanından kalan izlenimlerini yazmaya devam ediyor.

Ayşe Arman'ın Paris macerası sürüyor!
GAZETECİLER.COM
Ayşe Arman Vogue'un Paris'te yapılan lansmanından kalan izlenimlerini yazmaya devam ediyor. Arman lansmana katılan gazetecilere dönük gözlemlerini de paylaşmış. Baştan söyleyelim kimi gördüyse bir tane mavi boncuk takmış.

Paris’te Vogue macerası (2)

Nerede kalmıştık?

Hotel de Crillon’daki Vogue Türkiye partisinde...


Yok yok...

Herkes burada...

HÜSEYİN ÇAĞLAYAN


İşte Hüseyin Çağlayan...

Ona “adalı” olmanın insana sağlayabileceği nimetleri anlatıyordum ki, “Bir tarafım da Viking!” dedi, “İsveçli yani.”

Hadi bakalım, buradan buyurun!

Bir süre önce DNA testi yaptırıp, ailesinin genetik geçmişine baktırmış. Meğer annesinin büyük büyükbabaları İsveçliymiş. Kıbrıs’a Osmanlı’nın çıkarlarını korumak üzere gelmişler.

Evet adam dâhi, evet gelmiş geçmiş en önemli modacılardan biri...

Ve onu Vogue Türkiye’nin reklam kampanyasında kullanmak çok isabetliydi.

Sizce kimin fikri?

Tabii ki Serdar Erener.

SERDAR TURGUT  - ERDAL ŞAFAK


Peki partiye girerken kimlerle karşılaştığımı söylemiş miydim size?

Serdar Turgut ve Erdal Şafak.

“Nereye?” dedim.

Serdar, “Biz gidiyoruz” dedi.

“Nasıl yani! Daha her şey yeni başlıyor!” dedim.

Suratına tuhaf bakmış olmalıyım ki, izah etme gereği hissetti, “Woody Allen’da olan bütün rahatsızlıklar bende de var Ayşe. Burası çok klastrofobik ve kalabalık...”

O arada Erdal Şafak’a elimi uzattım, kendimi tanıttım, “Ben Ayşe” dedim, “Bilmez miyim?” dedi ve nazikçe güzelliğe referans eden bir şeyler söyledi.

Ben de hıyarım işte, “Teşekkür ederim ama zekâm ya da gazeteciliğimle ilgili bir iltifatı tercih ederdim” dedim.

Manası var mıydı? Yoktu.

Ama yaptım.

BERNA SAĞLAM - FEM


Berna ve Fem’di Vogue’un Paris çıkarmasını organize edenler.

Bir kere daha bu ikiliye şapka çıkarıyorum.

Davetlileri tek tek kapıda karşılayan Berna’’yı görünce, “Hayatta kimse boşuna biri olmuyor” diye düşündüm.

Berna, gayet sağlam işler yapıyor.

ANNA WINTOUR


Partide bir ara soğuk bir rüzgar esiyor, bir fısıltılar filan, bütün gözler aynı yere dönüyor: Evet, Anna Wintour!

İşte karşımızda Amerikan Vogue’un efsane yayın yönetmeni.

Şeytan Prada Giyer’deki şeytan.

Şeytan gibi durmuyor, saçı fönlü, yorgun, yaşlı bir kadın gibi duruyor.

Partiye teşrif ediyor, boy gösteriyor (kısa boylu), sonra da geldiği gibi gidiyor.

SEDA DOMANİÇ


Kırmızı elbiseli kadın ise Seda Domaniç. Vogue Türkiye’nin yayın yönetmeni. Çamur atmak isteyenler, dergicilikten gelmediği için bu işi kıvıramayacağını iddia ediyorlar ama fena halde yanılıyorlar.

Girişken, sosyal, zeki ve bence işini iyi çok biliyor. 

NİL KARAİBRAHİMGİL


Karşımda bizim Nil, Nil Karaibrahimgil... Bayılıyorum ona. Bir ara “Nil hamile mi?” geyiği dönüyor. Pek bir özen gösteriyorlar, “Sen gel şöyle otur” filan diyorlar.

Bilmiyorum cevabını, her şeyi soran ben bunu sormadım, baskı yapmak istemedim.

Yine bıcır bıcırdı, bir sürü fikri var, yaratıcılıktan ölecek.

Ve çok güzel. O gece de öyleydi.

ERGUN ÖZEN


Bu da kim böyle?

Saçları ortadan ikiye ayrılmış. Üzerinde şık bir takım elbise var ama sanki deri ceket ve Harley Davidson motor ona daha çok yakışacak.

Eyüp Can’la, Serdar Erener’le, Cem Aydın’la sohbet ediyor, “Vayyy demek rocker’lar da geliyor Paris partilerine!” diyorum içimden.

Sonra da sözünü ettiğim kişinin Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen olduğunu öğreniyorum.

Acayip şaşırıyorum.

“Sizi rocker zannettim” deyince, kahkaha atıyor, “Bugün duyduğum en hoş şey bu!” diyor.

SİBEL ARNA


Ve Sibel Arna...

Daha lohusa ama taş gibi maşallah!

Bebeği 6 aylık, süt vermeye devam ediyor.

İlk defa Vogue için oğlundan ayrıldı, arada süt sağmak için kayboluyor. “Sütlü kahve isterseniz haber verin!” diye de espri yapıyor.

Gecenin hem en güzel kadınlarından hem de çalışkan gazetecilerinden biriydi.

Kaşla göz arası iki röp attırdı!

TUĞÇE KAZAZ


Orada ayakta dikilen Tuğçe Kazaz mı yoksa? Onu hep enteresan bulmuşumdur.

Bir sürü şey yaşadı, ama hep altından kalktı. O gece de yanında menajeriyle dikiliyordu. Menajeri benim sevmediğim insan tiplerinden, güven uyandırmıyor.

Tuğçe için Paris, Milano gibi yerlerde çekimler ayarlıyormuş, doğrudur. Bir ara yanlarına gittim, iki soru sordum, bence benden nefret ettiler:

1- Niye Victoria Becham çekiminin aynısını yaptınız? Bir gerekçesi var mıydı?

2- Tuğçe, çok mutsuz görünüyorsun... Neden? “Öyle değil” dedi, “Yorgunum” dedi.

O akşam ben Jessica Stam’le de konuştum. O da çok yoğun. Ama onda hayat vardı, Tuğçe’de ise hüzün...

FERİT ŞAHENK


İşte olayın kahramanı Ferit Şahenk.

Eşi Dianne ev sahipliği yapıyor.

Mutlu ve gururlu görünüyor.

Nasıl olmasın!

Müthiş bir iş, müthiş bir organizasyon, müthiş bir özen...

CEM AYDIN


Ve o sırada Cem Aydın geçiyor, gülümseyerek... Nazik, zeki, komik, bir tarafıyla mesafeli, bir tarafıyla samimi... Ben galiba insanların karılarına-kocalarına
bakarak da onları değerlendiriyorum, Cem Aydın’ın Ayşe’si kafasına bayıldığım ve çok anlaştığım bir kadın.

GÜNERİ CIVAOĞLU- MEHMET YILMAZ- EYÜP CAN- ALİ KİREMİTÇİOĞLU


Gecenin diğer anlatılmazsa olmaz erkekleri...

Güneri Cıvaoğlu... Hep asil. Hep nazik. Her dönem var ve hep olacak. Çünkü yaşı yok...

Mehmet Yılmaz... Gezilerin, seyahatlerin, davetlerin gözde erkeği. Bir de eski patronumun, dünyaya boş vermiş bir hali var ki şahane!

Eyüp Can... O gece beni hem güldürüyor hem düşündürüyor. Hızlı yaşıyor, birkaç gün önce karısı Elif Şafak’ın imza gününde New York’taydı, şimdi Paris’te Vogue Partisi’nde...

Bu arada, Doğuş Dergi Grubu’nun danışmanı Ali Kiremitçioğlu, bütün gece bizi gülmekten kırdı geçirdi. Onlar Neyyire ile ayrılmaz ikililer. Vogue’da da birlikteler...

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar 1 yorum