RÖPORTAJ

Ayşe Arman'dan <font color='#FF0000'>misyoner pozisyonu </font>yazısı

İşte Yakında misyoner pozisyonu dışında her şeye 'yasak' denilecek! başlıklı Ayşe Arman yazısından bir bölüm:

Ayşe Arman'dan <font color='#FF0000'>misyoner pozisyonu </font>yazısı
GAZETECİLER.COM - Hürriyet yazarı Ayşe Arman, sezaryan ve kürtaj tartışmalarının ardından yaptığı röportajla yakında gelebilecek yasakları köşesine taşıdı....

İşte Yakında misyoner pozisyonu dışında her şeye 'yasak' denilecek! başlıklı Ayşe Arman yazısından bir bölüm:

Bugün saat 16.00'da...
İzmir'de Cumhuriyet Meydanı'nda...

Ankara'da Cebeci Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin önünde...
İstanbul'da Pangaltı metro çıkışında...
Kürtaj yasasıyla ilgili tartışmalara karşı protesto yürüyüşü var.
Bu röportajı okuyup katılıyorsanız, buna hak veriyorsanız, doğru diyorsanız, bu üç şehirden hangisinde yaşıyorsanız, orada bu yürüyüşlere de katılmalısınız. Kadınlar üzerine bu kadar hızla, bu kadar olumsuz şey yapılırken avukat Hülya Gülbahar'ın önemli dikkat çektiği bir mesele var ki, çok haklı.
Bu dönemde kadın dayanışmasından başka direncimizi göstermek için yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Hülya Gülbahar, gözlerinden ışıklar saçan müthiş bir kadın. Korkusuz bir kadın. Samimi bir kadın.
Son zamanlarda onun kadar gerçek birini görmedim.
Gerçek ve farklı...

İNSAN SOYUNU ERKEK TEMSİL EDER

Bütün bu tartışmaların birbiri ardına patlamasının sebebi ne?
- Erkeğin ‘reis’liği üzerine kurulu ataerkil bir toplum modelini yaygınlaştırmak. Aslında bu, uzun zamandır alttan altta yürüyen bir tartışmaydı, birtakım çıkışlara, “Münferit fikirler” deniyordu. Şimdi artık münferit olmadığı, iktidarın genel anlayışının bu olduğu ortaya çıktı. ‘Dekolte giyen kadın, tecavüzcü kadar sorumludur ve tecavüzcü yarı oranında cezalandırılmalıdır’ gibi yasa teklifleri yapıldı bu ülkede. O dönem bunları tartıştığımızda, “O da onun fikir özgürlüğü!” deniyordu. Şimdi bunlar artık resmi devlet fikri ve politikası haline geldi! Bakın, Anayasa Mahkemesi’nin evli kadının soyadı kararı çok dramatik bir karardır.

Bilmiyorum o kararı...
- 10 yıl önce Anayasa Mahkemesi, evli kadının, kocasının soyadını kullanmak zorunda olduğuna hükmetmişti. Avukat Ayten Ünal da AİHM’e başvurmuş ve Türkiye’yi mahkûm ettirmişti. Bu karardan sonra Türkiye’de kanun değişikliğine gerek kalmaksızın bütün mahkemelerde isteyen her kadın, kendi evlilik öncesi soyadını kullanabilmeliydi ama öyle olmadı. Koca ülkede sadece iki kadın var evlilik öncesi soyadını kullanabilen. Anayasa Mahkemesi bu meseleyi 10 yıl sonra tekrar tartıştı ve ne karar verdi dersiniz? ‘AİHM’in kararı bizi bağlamaz!’ Olacak iş değil. Anayasa’nın 90. maddesi, uluslararası sözleşmelerin bal gibi Türkiye’yi bağladığını yazar. Ama Anayasa Mahkemesi tüm bunları hiçe saydı.

Soyadı meselesinin altında  yatan nedir?
- İnsan soyunu, erkek temsil eder! Dolayısıyla da, ‘Kadın ya babasının ya da kocasının soyadını taşımak zorundadır.’ Oysa Batılı ülkelerde böyle değil. Niçin kadınlar, oradaki gibi, kendi doğurdukları çocuklara kendi soyadlarını veremiyor? Niçin çocuk, anne-baba ayrılsa da babanın soyadında ve babanın soykütüğünde kalıyor? Çünkü babanın malı! Bu, kürtaj tartışmalarıyla da çok ilintili bu kavram. O ‘fetus’ da, babanın malı! Onun için ‘emanet’. Kendine ait bir şey taşımıyorsun. Tanrı bahanesi bunun, ‘Allah’ın emaneti’ meselesi de bahane, erkek istiyorsa o çocuğu, sahibi o, mülkiyeti onun elinde...

Genellikle ortalığa korku hakim. Siz korkmuyor musunuz?
- Valla, ben Türkiye için kaygılanıyorum. Yargıtay’ın verdiği cinsellik ve pozisyonlarla ilgili karar da rastlantısal değil, hepsi birbirine bağlı. Hepsi aynı mantıktan çıkıyor. Artık doğrudan hayat biçimlerine karışılıyor. Nasıl sevişeceğimize, ne zaman sevişeceğimize, hangi pozisyonda sevişmemiz gerektiğine bile! Yakında misyoner pozisyonu dışında her şeye ‘yasak’ denilecek!

Hürriyet yazarı Ayşe Arman, kürtaj meselesinden sonra yeni gelebilecek yasakları yazdı!

 YAKINDA MİSYONER POZİSYONU DIŞINDA HERŞEYİ YASAKLAYACAKLAR Yakında misyoner pozisyonu dışında her şeye ‘yasak’ denilecek!

Bugün saat 16.00’da...
İzmir’de Cumhuriyet Meydanı’nda...

Ankara’da Cebeci Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin önünde...
İstanbul’da Pangaltı metro çıkışında...
Kürtaj yasasıyla ilgili tartışmalara karşı protesto yürüyüşü var.
Bu röportajı okuyup katılıyorsanız, buna hak veriyorsanız, doğru diyorsanız, bu üç şehirden hangisinde yaşıyorsanız, orada bu yürüyüşlere de katılmalısınız. Kadınlar üzerine bu kadar hızla, bu kadar olumsuz şey yapılırken avukat Hülya Gülbahar’ın önemli dikkat çektiği bir mesele var ki, çok haklı.
Bu dönemde kadın dayanışmasından başka direncimizi göstermek için yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Hülya Gülbahar, gözlerinden ışıklar saçan müthiş bir kadın. Korkusuz bir kadın. Samimi bir kadın.
Son zamanlarda onun kadar gerçek birini görmedim.
Gerçek ve farklı...

ÇOK OKUNANLAR