Aydınlık, Sözcü ve Yeni Akit'in reklâmcısı kim?..
Sözcü’nün bu hafta sonu aldığı tiraj (Ahmet Hakan’ın geçen gün yazdığı yazıdan sonra) Hürriyet’le hemen hemen eşit…
ADNAN BERK OKAN
Bu köşede, editoryal özgürlük doyasıya yaşanır…
Bu köşede yapılan analizler bu kurumu (gazeteciler.com) bağlamaz…
Hukuki ya da cezai bütün sorumluluklar köşenin sahibine aittir…
Tamam mı?..
Bu konuda anlaştık mı?..
O halde başlayayım:
Türkiye’de “gazete” denilemeyecek üç “mevkute” var...
Bunlar sırasıyla; Aydınlık, Sözcü ve Yeni Akit…
Çünkü…
Gazete “haber” verir…
Aydınlık, Sözcü ve Yeni Akit ise “çamur” üretir…
Çünkü…
Gazete “iftira” atmaz; belgeli, resmen tescil edilmiş bir suçu ve suçluyu teşhir eder…
Aydınlık, Sözcü ve Yeni Akit ise müfteridir…
Hiç yaşanmamış olayları “yaşanmış” gibi aktarırlar okurlarına…
Her iki gazetenin de okurları kandırıldıklarını bilirler…
Ama…
Onlar bu kandırılmışlıktan mutlu, mesut, bahtiyardırlar…
Zira…
Her üç gazete de para verip kendilerini satın alan okurlarının muhalifi oldukları siyasilere hakaret ve küfür eder, uydurma haberlerle o siyasileri çamurlara bularlar…
Okurlar da o yalanlardan zevk alırlar…
Çünkü bu üç gazete, okurların yapmak isteyip de yapamadıklarını (küfür ve hakaret) onlar adına yapmaktadır…
Reklâmcıları Ahmet Hakan...
Şimdi geleyim bu üç gazetenin en büyük reklâm organizatörüne…
Yani Ahmet Hakan’a…
Evet…
Bayilerde en çok satan ve halen “en etkin gazete” unvanını taşıyan Hürriyet’teki köşesinde Ahmet Hakan bu üç gazetenin “gönüllü” reklâmcısı gibi çalışıyor maşallah(!)…
Tüh, tüh, tüh!..
O kadar sıklıkla bu üç gazeteyi köşesine taşıyor ki; bilhassa cumartesi – Pazar günleri iki gazete satın alanlar (bilhassa Hürriyet okurları) Sözcü’yü tercih ediyorlar…
Sözcü’nün bu hafta sonu aldığı tiraj (Ahmet Hakan’ın geçen gün yazdığı yazıdan sonra) Hürriyet’le hemen hemen eşit…
İkisi de 410 binin üzerinde…
Kimileri; “Ahmet Hakan Aydınlık, Sözcü ve Yeni Akit’i eleştiriyor ama…” diye itiraz edebilir…
Oysa bu üç gazetenin yöneticilerine sorsalar, “adımız Hürriyet’te geçsin de isterse sinkaf edilsin” dediklerini duyacaklardır…
Çünkü…
Türkiye’nin en çok satılan, en etkin gazetesinin en çok okunan köşelerinden birinde “olumsuz” da olsa bir gazetenin adının üst üste iki gün anılması, kendisini gazete zanneden o mevkutenin milyonlarca lira vererek yaptıramayacağı kadar etkili bir reklâmdır…
Görmezden gel Ahmet…
Kimileriniz; “siz de geçen gün Sözcü’yü kaybeden seçerken reklâmını mı yapmıştınız?” diye sorabilir…
Lütfen iki olayı bir birine karıştırmayın…
Bizim işimiz medya ve “biz Türkiye’nin en etkin gazetesiyiz” iddiasında değiliz…
Oysa Sözcü; hem gazete değil ama hem de “gazete” niyetine ve Başbakan düşmanlığını istismar ederek sürekli tiraj patlaması yaşıyor…
Meselâ Levent kırca...
Ahmet Hakan polemiğe girmese; kamuoyu Levent Kırca'nın hangi gazetede yazdığını bile bilmeyecek…
Allah aşkınıza söyler misiniz?..
Adı sanı bilinmeyen bir yazar öyle ya da böyle Ahmet Hakan'ın köşesinde adının anılması için neler vermez?..
İyi ama siz bugüne kadar Ahmet Hakan'ın köşesinde akıllı, uslu ama pek tanınmayan bir yazardan söz edildiğine tanıklık ettiniz mi?..
Hayır...
Demek istemem o ki;
Ahmet Hakan, küfürbazları, yalancıları, müfterileri köşesine taşımakla önce Hürriyet'e kötülük ediyor...
Sonra da edepsizliğe pirim vermiş oluyor...
Sevgili Ahmet’e bir ağabey, bir dost uyarısı…
Aydınlık, Sözcü ve Yeni Akit gibi “gazete” denilemeyecek üç yayımı muhatap alıp, Hürriyet’te reklâmlarını yaparak medyanın çöküşünü hızlandırıyor…
Ve tabii bu arada kendi okunurluğu da giderek düşüyor...
Bunlardan söz etikçe o, "gazete" denilemeyecek yayımların burunları büyüyor…
İşin kötüsü; bunları Hürriyet gibi ülkenin en etkin ve güçlü gazetesine muhatap etmiş oluyor…