Aydın Doğan'ın imkanlarıyla özgür olmak
Elinin altında 50 adam.. Kredi kartının limiti yok.. Ne istiyorsan onu yapıyorsun.. Bu imkanlarla özgürlük taslıyorsun.. Kime?
Ah Aydın Bey ah...
Kimler, kimler geçti şu tepesinde bulunduğun kurumlardan.. Kimi namusuyla, şerefiyle, haysiyetiyle yaptıklarını güzel yadederken, kimileri de güçten ve çaptan düşünce veryansın etti, ediyor...
İsim vermeyeceğim!
Versem buraya sığmaz çünkü Aydın Bey'i sonradan arkadan hançerleyenlerin sayısı...
Diyor ki adam:
-Ben özgür gazeteciyim!
Tabii ki özgür gezetecisin!
Peki seni bu kadar özgürleştiren biri var mı?
Var!
Var da, yüreğin seni sınırsız özgürleştiren kişiyi deşifre etmeye yetmiyor.
Aydın Doğan bana da verse o kadar imkanı...
Ben özgüroğlu özgür olurum!
50 tane adam var elinin altında.
Hiçbir masraftan kaçınılmıyor...
Cebindeki kartın limiti yok...
Ne istiyorsan yapıyorsun...
Özeti, sana verilen güçle gücüne her gün güç katıyorsun.
Sonra da "ben özgürüm" diye tafra yapıyorsun...
***
Senin yiğitliğin nereye kadar kardeş?
Koltuğun altından alınıncaya kadar mı?
O koltuk olmayınca...
Özgür (!) kesiliyorsun birden bire...
Ve her nasılsa tüm kötülükler, tüm haksızlıklar sana yapılmış oluyor!
***
Ne demiş Aydın Doğan?
"Koltuklar dolu!"
Ne deseydi iyi olurdu?
"Al Mehmet Ali'nin koltuğu senin olsun!"
İşte o zaman Aydın Doğan gibisi olmazdı...
Kayıtlar orada duruyor...
Patron Aydın Doğan'dı...
Başka yerde çalışmazdı "Özgür gazeteci!"
Patron ne derse o olac olacaktı!
Gün geldi... Patron konuştu:
-Kardeş sana göre koltuk yok.
-Hiçbir yerde mi?
-Hepsi dolu. Git Hürriyet'te yaz...
İşte tam bu noktada "özgürlük patlaması" yaşanıyor.
Falan filan...
***
O şimdi özgür...
Diyorum ki...
Tamam hadi bakalım madem özgürsün...
Bundan sonra yap yapacağını...
Göster kahramanlığını...
50 kişiyi kendi özgür imkanlarınla iş sahibi yap...
Tak koluna seni ayakta tutan adamı da...
Daha da özgürleş...
Yapabilirsen önünde eğileceğim...
Var mısın?
H.Ö