Aydın Bey pes eder mi?..
Vay o yargıçlara… Vay o Danıştay üyelerine ki, evlâtlarına yüklü bir maddi miras bırakacak olsalar da....
“İstidrac” nedir bilir misiniz?..
Bilmeyenlerinize anlatalım…
İstidrac; Allah'a isyanda çok ileri giden insanların, Allah'ın kendilerine verdiği mal, başarı ve sıhhat gibi nimetlerle isyanlarını daha da artırmaları ve sonuçta helâk olmalarını anlatır...
Aydın Doğan, Kuran’ın el-A’raf Suresinde geniş biçimde anlatılan istidracın en somut örneklerinden biridir…
Sirkeci’de sıradan bir esnafken şansının açılmasını (Allah’ın kendisine izin vermesini) kendi yeteneklerinin eseri olarak algılamıştır…
Giderek artan servetini kazanırken bunu hep kendisine mal etmiştir…
Bir dönemde kızları babaları için “bizim babamız Türkiye’nin imparatorudur” bile demişlerdir…
O kadar gözü dönmüştür ki bir ara; önüne gelen rakibinin üstüne basmış, yok olup gitmeleri için elinden gelen gelmeyen her şeyi yapmıştır…
Kimi zaman iktidarları almıştır yanına…
Kimi zaman ülkenin en güçlü işveren kesimini…
Yavuz Semerci’nin bugün hatırlattığı gibi, Turgay Ciner’in sahibi olduğu SABAH & atv’ye TMSF tarafından (sonradan sahte olduğu anlaşılan bir belge ile) el konulduğunda, yazarları ile birlikte şampanya patlatmıştır, kutlamak için…
Daima, başkalarının felâketleri ya da kederleri, acıları üstüne bina etmiştir mutluluklarını ve başarılarını(!)..
Allah'ın kendisine verdiği büyük nimetleri, sıhhat, kabiliyet, başarı, makam ve mevkileri; çıkardığı her türlü fitne ve fesatlarına, isyan ve fücurlarına rağmen başına ilahî felâketlerin gelmemesini, daha doğru deyişle gecikmesini hep kendi “başarı” hanesine yazıyordu…
Ve başına hiçbir zaman belâ gelmeyeceğini sanarak gittikçe azıtıyordu…
Daha önce birkaç kez vergi cezasına çarptırıldığı halde doymayan hırsı ile yeniden aynı yolu deniyordu…
Vergi cezası ile yitirdiklerini yeni vergi kaçırmalarıyla ve daha çok geri kazanmak istiyordu…
Ve yine yakalanıyordu…
Allah’ın, Kuran’da (el-Araf Suresi) “……. Şeytan'ın velileri azgınlıklarında daha da ileri giderler ve sonunda helâktan kurtulamazlar. Fakat, helâklerine kadar içinde bulundukları durum, Allah'ın onları aslında derece derece helâke götürmesinden başka bir şey değildir; yani sadece 'istidrac'tır” buyuduğunu bilmiyordu...
Çevresinde ise eğer varsa bilenler, hatırlatmıyorlardı…
Aydın Bey elbette pes etmeyecektir…
Tabii ki şartları zorlayacaktır…
Belki tam biat edecek…
Belki vites yülselterek, daha çok fitne – fesat çıkaracaktır…
Bütün hukuk yollarını zorlayacak, bu davaya bakacak yargıçların, Danıştay üyelerinin zaaflarını kollayacak ve cezayı eskiden olduğu gibi komik rakamlara düşürmeye çabalayacaktır ancak…
Vay o yargıçlara…
Vay o Danıştay üyelerine ki, evlâtlarına yüklü bir maddi miras bırakacak olsalar da, arşivlerde “kirlenmiş vicdanların sahipleri” olarak yer alacaklardır..