GÜNÜN KÖŞE YAZARI

Atilla Yayla

Yeni Şafak

Atilla Yayla
Prof. Atilla Yayal, Liberal Düşünce Topluluğu'nun kurucu başkanı...
Türkiye'de liberal düşüncenin yaygınlaşmasında en çok emeği geçenlerden...
Hiç mi kusuru yok?..
Tabii ki var?..
Meselâ bazı öyle zamanlar oluyor ki, "muhafazakârlık sınırını" bile aşıyor...
Olamaz mı?..
O da olur elbette...
Ama...
O sınır aşımında başka düşüncelere zarar vermeden olur...
Neyse...
Her şeye rağmen niyeti "halis" olanlardan...
Bugünkü Yeni Şafak'ta başlığı altına yayımlanan makalesinde yine liberal vicdanın hâkim olduğunu görmek bizi mutlu etti...
Ki...
Gezi Parkı protestocularının da masumane yanları olduğunu anlatanların gazeteden kovuldukları ya da istiskal edilerek gazeteden ayrılmak zorunda bırakıldıkları bir süreçte liberal vicdana sadakati "cesaret" işi...
Az sonra okuyacaklarınızı Yayla'nın bugünkü makalesinden alıntıladık...

Gezi işgalini eleştirenlere 'polis şiddetinden ne haber?' türünden sualler soruluyor. Başından beridir söylemekteyim, orantısız polis şiddeti ahlâken kınanmalı, idarî ve hukukî olarak cezalandırılmalıdır. Meselâ, 31 Mayıs şafak baskının zamanlaması bile haksız polis şiddetidir. Çadırların yakılması ve çok dar bir alanda yoğun biber gazı kullanılması da. Ayrıca, olaylar esnasında yakın mesafeden kasıtlı olarak göstericilerin kafasına isabet edecek şekilde biber gazı kapsülü atarak insanların uzuv kaybına sebep olunması da. Kurşun sıkıp can alınması da. Olaylarla ilgili bütün görüntüler incelenmeli, bu tür yanlışlıklar tespit edilmeli ve yapanların üstüne gidilmelidir.

 
Efendim; bildiğiniz gii Yeni Şafak'ta "polis de göstericilere orantısız şiddet uyguladı ama" demek, hem günah(!), hem ayıp(!) hem de suç(!)tur..
Çünkü...
Bu vicdanlı görüş sahibi yazarlar gazeteden kovuldular...
Prof. Yayla buna rağmen az önce okuduklarınızı yazabiliyor...
Ama...
Yazının sonunda, benzerlerini yazıp da kovulanlar gibi saftirik davranmıyor...
Aksine...
Gazetenin yönetimine de siyasal iktidara da güzel bir temennah çakıp Gezi Parkı protestocularını ve destekçilerini; ".... çoğunluğa karşı şımarık bir azınlık kalkışması söz konusu" diyerek bir güzel fırçalıyor...
Her yeşerttiği gül bahçesine kara çalı dikme huyundan yine vazgeçemiyor...
Yahu Hoca!..
Tabii şımaracaklar.. 
Demokrasinin erdemi de işte o zararsız, şiddete bulaşmamış şımarıklıklara tahammül (aslında tahammül de çok kötü ya neyse ve hiç olmazsa) edebilme olgunluğu değil mi?..
Ey güzel insanlar!..
Biz, "bir yanlış iki doğruyu götürür" düşüncesindeki imtihan mümeyyizlerinden değiliz...
Yazının geneli o kadar doğru ki; Atilla Yayla'yı "Günün Köşe Yazarı" seçmemiz için yeterli... 
ÇOK OKUNANLAR