Askerlik arkadaşı ve aşkın 'ex' (ölmüş) hali
Aşk "gösterişse" şayet... Aşk merhametsizlikse eğer... Aşk buysa madem biz yokuz usta!
Fotoğrafın güzelliği budur ya...
Sayfalar dolusu sözü...
His olarak kalbe gelen ama söze dökülemeyeni dondurulmuş bir an anlatır...
Yandaki kare 20 günlük "büyüüük" aşktan...
Niye sempatik gelmiyor bize bu kare...
Neden?
Oysa "mutluluk" mutlu eder göreni de...
Aşk "mest" eder şahidini de...
Niye mest olmuyoruz öyleyse?
Neden?
Bu kare ızdırap kokulu olduğundan mı?
Aşk kansere tutulduğundan mı?
Ya da "aşkın ex" haline şahitlik ettiğimizden mi?...
Davete katılan Vatan muhabiri şaşırmış:
Evlenecek olan değil de sanki davetli gibi diyor Ali Taran için...
O kadar rahat...
O kadar heyecansız...
O kadar lakaytmış...
Ah be muhabirim niye şaşarsın...
Kanser tedavisi gören eşi hastanede boşamış adamda "heyecanlı" kalır mı?
Şaşırma!...
Azrail ile pençeleşen bir kadınsa terk ettiği...
Ruh da çeker gider o adamdan...
Vicdan da...
***
Vicdan...
Bizim ki de mi vicdansızlık acaba....
Niye anlayamıyoruz bu karede gördüğümüzü?
Niye yüreğimiz sertleşiyor baktıkça?..
Niye acıtıyor içimizi?...
Hadi gönül ferman dinlemedi diyelim...
Hadi "aşk"ın kutsallığına sığınalım...
Peki o kutsal duygu insanı bu kadar duyarsız kılar mı?
Ex sevdiği ölümle boğuşurken yeni sevdiği ile böyle gösteriş yapar mı?
Bu kadar asaletten yoksun mudur aşk?..
Bu kadar düşkün mü?
O yüzden mi acıyor içimiz?..
Aşkın ex haline tanıklık ettiğimizden mi üzüntümüz....
Ey aşk sen söyle!
Sen ki katı kalpleri yumuşatan...
Sen ki merhametsizi merhametli kılan...
Sen ki gösterişe tenezzül etmeyen...
Sen ki züppeliği yere çalıp mütavaziliği taçlandıran...
Sen ki aşk yolunu kutsal kılansın...
Sen söyle!
Yakıştırdın mı bu aşkı kendine...
Söyle de bilelim aşk söyle...
Bu senin ex(ölüm) halin mi?
Sayfalar dolusu sözü...
His olarak kalbe gelen ama söze dökülemeyeni dondurulmuş bir an anlatır...
Yandaki kare 20 günlük "büyüüük" aşktan...
Niye sempatik gelmiyor bize bu kare...
Neden?
Oysa "mutluluk" mutlu eder göreni de...
Aşk "mest" eder şahidini de...
Niye mest olmuyoruz öyleyse?
Neden?
Bu kare ızdırap kokulu olduğundan mı?
Aşk kansere tutulduğundan mı?
Ya da "aşkın ex" haline şahitlik ettiğimizden mi?...
Davete katılan Vatan muhabiri şaşırmış:
Evlenecek olan değil de sanki davetli gibi diyor Ali Taran için...
O kadar rahat...
O kadar heyecansız...
O kadar lakaytmış...
Ah be muhabirim niye şaşarsın...
Kanser tedavisi gören eşi hastanede boşamış adamda "heyecanlı" kalır mı?
Şaşırma!...
Azrail ile pençeleşen bir kadınsa terk ettiği...
Ruh da çeker gider o adamdan...
Vicdan da...
***
Vicdan...
Bizim ki de mi vicdansızlık acaba....
Niye anlayamıyoruz bu karede gördüğümüzü?
Niye yüreğimiz sertleşiyor baktıkça?..
Niye acıtıyor içimizi?...
Hadi gönül ferman dinlemedi diyelim...
Hadi "aşk"ın kutsallığına sığınalım...
Peki o kutsal duygu insanı bu kadar duyarsız kılar mı?
Ex sevdiği ölümle boğuşurken yeni sevdiği ile böyle gösteriş yapar mı?
Bu kadar asaletten yoksun mudur aşk?..
Bu kadar düşkün mü?
O yüzden mi acıyor içimiz?..
Aşkın ex haline tanıklık ettiğimizden mi üzüntümüz....
Ey aşk sen söyle!
Sen ki katı kalpleri yumuşatan...
Sen ki merhametsizi merhametli kılan...
Sen ki gösterişe tenezzül etmeyen...
Sen ki züppeliği yere çalıp mütavaziliği taçlandıran...
Sen ki aşk yolunu kutsal kılansın...
Sen söyle!
Yakıştırdın mı bu aşkı kendine...
Söyle de bilelim aşk söyle...
Bu senin ex(ölüm) halin mi?