Arman, mastürbasyon yazısına ne tepkiler aldı?
Hürriyet'in tartışma yaratan isimlerinden Ayle Arman bu kez röportajı yapan değil veren taraf oldu ve yine ses getirecek açıklamalar yaptı...
GAZETECİLER.COM
Hürriyet yazarı Ayşe Arman, Akşam gazetesinden Elif Aktuğ'a verdiği röportajda yine tartışılacak açıklamalar yaptı. Arman, yoğun reaksiyon alan mastürbasyon yazısına da değindiği röportajda Hürriyet'e yayın yönetmeni olmak isteyip istemediğini de anlattı...
- Neredeyse bütün yayın yönetmenleri kendi Ayşe Arman'larını yaratmak istediler. Nasıl Ayşe Arman olunur, her gazetede olmalı mıdır?
Bunlar, bana da tuhaf geliyor. Sanki benden değil de, başka bir kadından söz ediliyor gibi. Gerçekten doğru mudur, şehir efsanesi midir, onu da bilmiyorum. Bana benzeyen kadınların çoğalması, hem müthiş gurur verici bir şey, hem de hepimiz adına kötü bir şey. Çünkü o zaman birbirimize benzemeye başlıyoruz demektir. Oysa güzel olan, farklılık. Ben, bu işlere başladığımda farklı olduğum için, bu olduğum kadın oldum. Bu demektir ki, bana benzeyenler arttıkça, benim yine ayrışmam gerekecek!
- Acaba Hürriyet'te çalışmasaydınız aynı başarıyı yakalayabilir miydiniz?
Zannetmiyorum. Al beni başka yere koy, aynı etki olmaz. Hürriyet başka bir şey. İnanılmaz etkili. Fakat bende de sapık ve tutturuk taraf var. Başka bir yerde de, başka bir şekilde var olabileceğime inanıyorum. Mesela Ömer'e Avustralya'da bir iş teklifi gelmişti, ben hemen, 'Gidelim çok heyecan verici' dedim, o ise 'Çok uzak, tamamen koparız Türkiye'den' dedi ve ekledi, 'Gazeteci Ayşe Arman da tarihe karışır!' 'Boş ver karışsın' dedim, 'Öldüreyim o kadını, Avustralya'da 40 yaşında yeni bir kadın olarak doğayım.' Tamam yaptığım işi çok seviyorum, ama önemli olan benim içimdeki o tutku, o ateş, o heyecan. Ben bir şekilde var olurum, hem de dünyanın herhangi bir yerinde.
- Hürriyet'e yayın yönetmeni olmak ister miydiniz?
Deli misin? Asla! Benden yönetici olmaz. Bırak yayın yönetmenini, editör bile olmaz. Sinirliyim, iş yaparken iğrencim, kırıcıyım, laf dinlemem! Beni çayıra sal, fikir bulayım, acayip projelerin peşinde koşayım. Aklıma sürekli abuk sabuk fikirler geliyor, ne mutlu bana ki, kimse de 'Saçmalama!' demiyor. Bu da gazetemin bana sağladığı muazzam bir lüks.
- Mastürbasyon yazınız çok konuşuldu... Tepkilerden ürkmüş müydünüz?
Zaten 'Tedirgin yazı' başlığını atarak, duygularımı belirtmiştim. Ama inanır mısın, olumsuz çok az mail aldım. Bundan şunu anlıyorum: 1- İnsanlar samimiyetime inanıyorlar. 2- Ben ne yapsam çok şaşırmıyorlar, bir şekilde beni kabullendiler, benden böyle şeyler bekliyorlar. 3- Zaten kadın, erkek herkes mastürbasyon yapıyor ve bunun tabu olmaması konusunda benimle herkes aynı fikirde.
- Serdar Turgut, 'Ayşe Arman yaşlandı' başlıklı bir yazı yazdı, neden erkekler bu kadar acımasız dersiniz?
Acımasızlık değil ki bu, zavallılık. Ayrıca dinime küfredenin de Müslüman olması gerekmiyor mu? Serdar Turgut'un bu meslekteki lakabı 'penis yazarı'. Ki ben onu bu yüzden eleştirenlerden değilim. Ama onun yaptığı ayıp.
- Ulaşamadığınız biri var mı, röportaj yapmadığınız kim kaldı?
Oooo çok var. Erdoğan mesela. Fena mı olurdu başbakanla bir röportaj. Bu bütün gazeteciler gibi, benim de hayalimi süslüyor. Geceleri isimler geliyor aklıma, not ediyorum. Mesela bir Berlusconi röportajı şahane olmaz mıydı, sonra Carla Bruni? Devamlı sorulabilecek sorular geliyor aklıma. Bu iş, benim hem cennettim hem cehennemim!
- Neden televizyona uzak duruyorsunuz?
Fazla doğalım. Ağzımdan her an, her şey çıkabilir benim. Boş ver. Kelebek ödül töreni mesela, kıramadım çıktım, sonra pişman oldum. Hayatında, ekrana çıkmazsın, hangi akla hizmet, provasız-mrovasız canlı yayında, milyonların karşısına çıkarsın. Cahil cesareti. Ama bir taraftan da şu hayatta korktuğum hiçbir şey kalmasın istiyorum, bakarsın önümüzdeki günlerde kafama göre bir programa kalkışabilirim.
Röportajın tamamı için
Hürriyet yazarı Ayşe Arman, Akşam gazetesinden Elif Aktuğ'a verdiği röportajda yine tartışılacak açıklamalar yaptı. Arman, yoğun reaksiyon alan mastürbasyon yazısına da değindiği röportajda Hürriyet'e yayın yönetmeni olmak isteyip istemediğini de anlattı...
- Neredeyse bütün yayın yönetmenleri kendi Ayşe Arman'larını yaratmak istediler. Nasıl Ayşe Arman olunur, her gazetede olmalı mıdır?
Bunlar, bana da tuhaf geliyor. Sanki benden değil de, başka bir kadından söz ediliyor gibi. Gerçekten doğru mudur, şehir efsanesi midir, onu da bilmiyorum. Bana benzeyen kadınların çoğalması, hem müthiş gurur verici bir şey, hem de hepimiz adına kötü bir şey. Çünkü o zaman birbirimize benzemeye başlıyoruz demektir. Oysa güzel olan, farklılık. Ben, bu işlere başladığımda farklı olduğum için, bu olduğum kadın oldum. Bu demektir ki, bana benzeyenler arttıkça, benim yine ayrışmam gerekecek!
- Acaba Hürriyet'te çalışmasaydınız aynı başarıyı yakalayabilir miydiniz?
Zannetmiyorum. Al beni başka yere koy, aynı etki olmaz. Hürriyet başka bir şey. İnanılmaz etkili. Fakat bende de sapık ve tutturuk taraf var. Başka bir yerde de, başka bir şekilde var olabileceğime inanıyorum. Mesela Ömer'e Avustralya'da bir iş teklifi gelmişti, ben hemen, 'Gidelim çok heyecan verici' dedim, o ise 'Çok uzak, tamamen koparız Türkiye'den' dedi ve ekledi, 'Gazeteci Ayşe Arman da tarihe karışır!' 'Boş ver karışsın' dedim, 'Öldüreyim o kadını, Avustralya'da 40 yaşında yeni bir kadın olarak doğayım.' Tamam yaptığım işi çok seviyorum, ama önemli olan benim içimdeki o tutku, o ateş, o heyecan. Ben bir şekilde var olurum, hem de dünyanın herhangi bir yerinde.
- Hürriyet'e yayın yönetmeni olmak ister miydiniz?
Deli misin? Asla! Benden yönetici olmaz. Bırak yayın yönetmenini, editör bile olmaz. Sinirliyim, iş yaparken iğrencim, kırıcıyım, laf dinlemem! Beni çayıra sal, fikir bulayım, acayip projelerin peşinde koşayım. Aklıma sürekli abuk sabuk fikirler geliyor, ne mutlu bana ki, kimse de 'Saçmalama!' demiyor. Bu da gazetemin bana sağladığı muazzam bir lüks.
- Mastürbasyon yazınız çok konuşuldu... Tepkilerden ürkmüş müydünüz?
Zaten 'Tedirgin yazı' başlığını atarak, duygularımı belirtmiştim. Ama inanır mısın, olumsuz çok az mail aldım. Bundan şunu anlıyorum: 1- İnsanlar samimiyetime inanıyorlar. 2- Ben ne yapsam çok şaşırmıyorlar, bir şekilde beni kabullendiler, benden böyle şeyler bekliyorlar. 3- Zaten kadın, erkek herkes mastürbasyon yapıyor ve bunun tabu olmaması konusunda benimle herkes aynı fikirde.
- Serdar Turgut, 'Ayşe Arman yaşlandı' başlıklı bir yazı yazdı, neden erkekler bu kadar acımasız dersiniz?
Acımasızlık değil ki bu, zavallılık. Ayrıca dinime küfredenin de Müslüman olması gerekmiyor mu? Serdar Turgut'un bu meslekteki lakabı 'penis yazarı'. Ki ben onu bu yüzden eleştirenlerden değilim. Ama onun yaptığı ayıp.
- Ulaşamadığınız biri var mı, röportaj yapmadığınız kim kaldı?
Oooo çok var. Erdoğan mesela. Fena mı olurdu başbakanla bir röportaj. Bu bütün gazeteciler gibi, benim de hayalimi süslüyor. Geceleri isimler geliyor aklıma, not ediyorum. Mesela bir Berlusconi röportajı şahane olmaz mıydı, sonra Carla Bruni? Devamlı sorulabilecek sorular geliyor aklıma. Bu iş, benim hem cennettim hem cehennemim!
- Neden televizyona uzak duruyorsunuz?
Fazla doğalım. Ağzımdan her an, her şey çıkabilir benim. Boş ver. Kelebek ödül töreni mesela, kıramadım çıktım, sonra pişman oldum. Hayatında, ekrana çıkmazsın, hangi akla hizmet, provasız-mrovasız canlı yayında, milyonların karşısına çıkarsın. Cahil cesareti. Ama bir taraftan da şu hayatta korktuğum hiçbir şey kalmasın istiyorum, bakarsın önümüzdeki günlerde kafama göre bir programa kalkışabilirim.
Röportajın tamamı için