MEDYA KÖŞESİ

Ardıç, Ayşe’nin donunu mu anlatsın?

“Rigas'ı anlattık, kimse aldırmadı. Ayşe'nin donunu yazsaydım bayılacaktınız, değil mi?”

Ardıç, Ayşe’nin donunu mu anlatsın?

Engin Ardıç kızdı mı pek bi hoş oluyo…

Bugün o hoş günlerinden birinde…

“Rigas'ı anlattık, kimse aldırmadı. Ayşe'nin donunu yazsaydım bayılacaktınız, değil mi?” diye başlıyor bugünkü yazısına…

Peki neden?..

O halde devam edelim de kendisi anlatsın…

Don hangi Ayşe’nin donu mu?..

Ne bilelim biz…

Engin Ardıç’ın bir bildiği vardır herhalde…

Ben gene kafama göre yazayım da anlayan okusun.

Rigas, bir "Osmanlı Anayasası" taslağı hazırlamış adamdı, hem de taa on sekizinci yüzyıl sonlarında.

Onun gibi başkaları da vardır. 1876 yılında Mithat Paşa yalnız değildi, yanında Kleantis Skalieris gibi, Kirkor Odyan gibi "azınlık aydınları" da vardı anayasa çalışmalarında... Çünkü istenen, aranan, tasarlanan bir "Osmanlı" anayasasıydı, yani bir imparatorluk anayasası... Bir Türk anayasası değil...

Mithat Paşa bu yüzden hep suçlanmış ve bu tutumu "yabancılarla işbirliği" gibi algılanmıştır. Anayasa peşinde koşanların "mason" olmaları da ayrı bir tepki kaynağı oluşturmuştur.

Bu Osmanlı Anayasası, bütün halkların eşit olması ilkesini gözetiyordu. Uygulanamadı. 1908 yılında yeniden yürürlüğe konulduktan iki sene sonra, azınlıklara vaat edilen haklar gene çiğnendi. (Haklar bir yana, cansız bedenleri de çiğnenmedi mi?)

Bu arada bir "altın çağ" palavrası üretildi.

Azınlıklar imparatorluk döneminde hayatlarından pek memnunlarmış, kahrolası emperyalizm onların aklını çelmiş, bizden koparmış... Gül gibi geçinip giderken kendileri kaşınmışlar, sonra da çok pişman olmuşlar...

Osmanlı'da azınlıklar bizimle eşit değillerdi, hayır! Kendileri sadece hoşgörülüyorlardı, "tolere" ediliyorlardı.

Hoşgörmek, katlanmak başka şeydir, eşit görmek başka şey.

Azınlık mensubu aydınlarımızın bu konuda seslerini yavaş yavaş yükseltmeye başladıklarını görüyoruz şimdi.

Herkül Millas'tan sonra geçenlerde Markar Esayan da bu konuya parmak bastı.

Bize diyorlar ki, "millet-i hakime" olmaktan vazgeçemediniz bir türlü!

 

“Zor” ve “netameli” bir konu değil mi?..

Eh yani…

Ardıç Kuşu da böyle tarihi bilgileriyle ön plâna çıkmasa hiç çekilmeyecek ama yani…

Bilgiler çok önemli olmasa da zamanlaması iyi…

Diyelim ve devamını okumanızı önerelim…

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar