MEDYA KÖŞESİ

Aranan kan bulunmuştur: Salih Tuna

Hem İslâm ve hem de Demokrasinin "en ortak" yanlarından biridir "farkılıkları kabul etmek"...

Aranan kan bulunmuştur: Salih Tuna
GAZETECİLER.COM

Hem İslâm ve hem de Demokrasinin "en ortak" yanlarından biridir "farkılıkları kabul etmek"...
İslâm'ın kutsal kitabı bunu Kâfirun Suresi 1., 2., 3., 4., 5., 6. Ayet'lerde şöyle anlatır:
"De ki: Ey kafirler. Ben sizin taptıklarınıza tapmam. Benim taptığıma siz tapacak değilsiniz. Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana." (Ali Bulaç tercümesi)
Demokrasinin ise zatan temeli bu anlayıştır...
Herkesin düşüncesi kutsaldır. Herkes düşüncelerini ifade etme özgürlüğüne sahiptir.
Bunu Yeni Şafak'ta ve hatta İslâmi kesimde en iyi uygulayanlardan biri Fehmi Koru'dur..
O artık Yeni Şafak'ta yok ama gerek İslâm ve gerekse de Demokrasi anlayışıyla Salih Tuna, Fehmi Koru'yu aratmayaca benziyor...
Bakın ne yazıyor bugün...


O 'ucube' heykel var ya...

Yüzyıllar boyunca hemen her alanda havlu atmış bir "medeniyetin" çocuklarının "şanlı tarih"e sığınmalarında anlaşılmayacak bir şey yok.
Cemil Meriç üstadımızın ifadesiyle, "Murdar bir hâlden muhteşem bir maziye kanatlanmak..." hülyasıdır bu!
Bütün mesele kafayla maziye çakılı kalmamakta!
Fazla kanatlanıp da maziye çakılı kaldın mı, işte o fena!
Soru şudur:
Dans yüzünden Fransa'ya racon kesen Kanuni'yi şarapçı, haremden çıkmayan ve sapkın ilişkilere teşne şekilde gösterirseniz "şanlı tarih"e sığınan bir insanın ne yapmasını beklersiniz?
"Yaşa... Nurol... Varol..." demesini mi?
"Şanlı tarih" bellediği mazinin en "şanlı" dönemine mührünü vuran haşmetli hükümdar hakkındaki algısını tarumar eden bir diziye tepki göstermemesi daha tuhaf olmaz mıydı?
Hiç tepki göstermemesi için "fırıldak ruhlu" (Ertuğrul Beyciğimin kulakları çınlasın) olması gerek.
Bütün mesele, tepkisini ortaya koyma tarzında.
"Yasaklansın!" demekle, "Söyletmen vurun!" yahut "Vurun kahpeye!" tarzı yıkıcı tepkilerle olmaz ama!
Eleştirsin, mesnetlerini dillendirsin, tezini ortaya koysun, hatta elinden geliyorsa daha iyisini yapsın.
Budur. Bu kadardır.
Bu arada, "Söyletmen vurun" zihniyeti ile "söyleneni" gündüz gözüyle çarpıtmak arasında zihinsel akrabalık olduğunu belirtmeyi ihmal etmeyelim.
Mesela...

Salih Tuna'nın makalesinin tamamını okumak için tıklayın.
ÇOK OKUNANLAR