MEDYA KÖŞESİ

Ana akım medyada 'piston aşağı indi'

Ana akım medyada yazarların köşelerini kaybetmesine birilerinin "piston aşağı indi" videosu gibi yaklaştıklarını düşünmeye başladığını yazdı.

Ana akım medyada 'piston aşağı indi'

GAZETECİLER.COM - İnternetin son fenomeni Adapazarı'nda bir minübüsün güvenlik kamerasından çekilen ve  "Piston aşağı indi"  başlığıyla düşen görüntülerden oldu.

BirGün yazarı Ümit Alan "Yerel bir "Harlem Shake" efekti yaratan ve hızla yayılan "piston aşağı indi" olayında hepimize komik gelen bir anlık şok ve panik hâli var." diye anlattığı yazısında "Şöförün terk ettiği minübüs hızla boşalırken, insanların birbirlerinin üzerine basmaya çalışması, tökezlemesi, can havliyle koşuşturması, sonunda kötü bir şey olmadığı için insanı gülümsetiyor." yorumunu yaptı ve ana akım medyada yazarların köşelerini kaybetmesine birilerinin "piston aşağı indi" videosu gibi yaklaştıklarını düşünmeye başladığını yazdı.

İşte bu haftaki Köşe Vuruşu'nda yazdıkları:

SON PİSTON: HASAN CEMAL BİLE

Hasan Cemal'in Milliyet gazetesinden kovulduğu öğrenildi. Özellikle sosyal medyada bir tepki yükseldi, televizyonlarda bir iki tartışıldı, birkaç köşe yazısı yazıldı, Hasan Cemal'e bile yazdırmıyorlar, sıra kime gelecek soruları duyuldu. Hasan Cemal'siz Milliyet olmaz yorumları yapıldı. Hem iktidara yakın medyada olup hem de hakkaniyetli görünmek isteyenlere "Hasan Cemal'e kararında övgü düzüp" marka değerlerini artırma fırsatı doğdu. Nuray Mert Milliyet'ten ayrılırken Hasan Cemal'in payına sadece gazetesi adına utanmak düştüyse, birilerinin payına da o düşecek. Birileri "Faşizm geliyor" derken Hasan Cemal nasıl "abartmayın" diye dalga geçen yazı yazdıysa birileri de onu yapacak.

İLK PİSTON: MUHALİFLER UZAKLAŞTIRILIYOR

Ece Temelkuran'ın Habertürk'ten, Nuray Mert'in Milliyet'ten, Yıldırım Türker'in Radikal'den uzaklaştırılması, bazı muhalif isimlerin televizyon programlarına son verilmesi, "ana akım medyadan muhalifler ayıklanıyor" diye panikle karşılandı. "Yıldırım Türker'siz Radikal olmaz" sesleri, "Nuray Mert bile yazamayacaksa halimiz nice" yakınmaları, "Ece Temelkuran'ın yeri dolmaz" o gazetede yorumları azalarak bitti.

ARA PİSTON: LİBERALLER BİLE

Önce Mehmet Altan'ın Star'dan, sonra Ahmet Altan'ın Taraf'tan uzaklaştırılmaları gibi bir de ara piston dönemi var. "Ahmet Altan giderse Taraf biter", " zamanında o kadar hükümeti desteklemiş Mehmet Altan bile yazamayacaksa kim yazar?" yorumlarının yanı sıra onlara "gördünüz mü işte?" diye kıs kıs gülenler de sessizce ortalıktan çekildi.

SONRA NELER OLDU?


Piston aşağı indi olayının devamında ne olduysa oldu. Hepimiz bir panikle minübüsten aşağı indik; twitlerimizi attık vs. Bir süre sonra yolculuk devam etti. Ahmet Altan giderse biter denilen Taraf, nasıl olduysa tirajını bile arttırdı. Ahmet Altan'ın çocuklarım dediği genç kadrosunun en parlak isimlerinden biri, televizyonda kendisine Ahmet Altan'ı soranlara "bana magazin sorusu sormayın" diye programı terk edecek asabiyet ve özgüvene koştu.

KENDİMİZE GÜLMEK

Velhasıl medyada bu tarz olaylar artık hepimizi "piston aşağı indi" videosundaki minübüs yolcularından biri yapmaktan başka bir etki yaratmıyor. O videoda kendimizi görüp gülüyor olabilir miyiz? Bir panikle sanal sokağımız sosyal medyaya veya İstiklal Caddesi'ne dökülüyor ve sonra sessizce dağılıyoruz. İnanın ki, birileri de kıs kıs gülüyor buna. Hasan Cemal'in Milliyet'ten gönderilmesine şaşırmanın zamanı çoktan geçti. Artık daha güçlü bağımsız medyayı düşünmenin zamanı. O nedenle bu yazıyı önceki hafta yazdığım "Sansürle yaşamaya alışma rehberi"nin bir devamı olarak da düşünebilirsiniz. Bu medya yapısıyla, bu medya patronlarıyla bunlar hep olacak. Bunu o gazeteciliğin bir "dekadansı" olarak düşünüp, daha bağımsız, daha güçlü bir medyanın ihtimallerini hep birlikte tartışmak gerek. Yoksa piston aşağı indikçe, gülünecek hale düşeceğiz hep birlikte.